Arama

Tasavvuf edebiyatının usta şairi Niyazi-i Mısri'nin Divanı'ndan şiirler

"Derman arardım derdime, derdim bana derman imiş" mısralarıyla tanıdığımız Niyazi-i Mısri, yaşadığı dönemden günümüze kadar gerek tasavvufun gerekse edebiyatımızın en önemli isimlerinden biri oldu. Öyle ki kültür tarihimizde Yunus Emre'den sonra en çok bestelenen ilahi, Niyazi Mısri'ye aittir. Peki, Mısri meşhur "Derdime" şiiriyle bizlere hangi sırların kapısını aralar? İşte Niyazi Mısri'nin divanından en güzel şiirler…

  • 15
  • 30
SENDE BUL
SENDE BUL

İster isen bulasın cananı sen
Gayre bakma sende iste sende bul
Kendi mir'atında gözle anı sen
Gayre bakma sende iste sende bul

Her sıfat kim sende var izle anı
Gör ne sırdan feyz alır gözle anı
İrişince zatına özle anı
Gayre bakma sende iste sende bul

Kenz-i mahfi âşikâr hep sendedir
Yaz u kış, leyl ü nehâr hep sendedir
İki âlemde ne var hep sendedir
Gayre bakma sende iste sende bul

Men-aref sırrına ir ko gafleti
Gör ne remz eyler bu insan sureti
Haşr ü neşr ile tamu'yu cenneti
Gayre bakma sende iste sende bul

Haşr-i suri halin inkar eyleme
Gülşen iken yerini hor eyleme
Enfüsü afakı bil âr eyleme
Gayre bakma sende iste sende bul

Zat-ı Hakkı anla zatındır senin
Hem sıfatı hep sıfatındır senin
Sen seni bilmek necâtındır senin
Gayre bakma sende iste sende bul

Sureti terk eyle mâna bulagör
Ko sıfat-ı bahr-i zâta dala gör
Ey Niyazi şark u garba dola gör
Gayre bakma sende iste sende bul

  • 16
  • 30
ARZULARSIN
ARZULARSIN

Nadanı terk etmeden, yaranı arzularsın
Hayvanı sen geçmeden insanı arzularsın

Men arefe nefsehu kad arefe rabbehu
Nefsini sen bilmeden Sübhan'ı arzularsın

Sen bu evin kapusun henüz bulup açmadan
İçindeki kenz-i bîpayan'ı arzularsın

Taşra üfürmek ile yalınlanır mı ocak
Yönün Hakk'a dönmeden ihsanı arzularsın

Dağlar gibi kuşatmış benlik günahı seni
Günahını bilmeden gufranı arzularsın

Sen şarabı içmeden serhoş-u mest olmadan
Nicesi Hak emrine fermanı arzularsın

Cevzin yeşil kabuğunu yemekle tad bulunmaz
Zahir ile ey fakih Kur'an-ı arzularsın

Gurbetliğe düşmeden mihnete sataşmadan
Kebap olup pişmeden büryanı arzularsın

Yabandasın evin yok bir yanmış ocağın yok
Issız dağın başında mihmanı arzularsın

Ben bağ ile bostanı gezdim hıyar bulmadım
Sen söğüt ağacından rumman'ı arzularsın

Başsız kabak gibi bir tekerleme söz ile
Yunus'leyin Niyazi irfanı arzularsın

  • 17
  • 30
AŞKA DÜŞ
AŞKA DÜŞ

Zühdünü ko, aşka düş ehl-i cenan etsin seni
Pîr-i aşka kulluk et canane can etsin seni

Bir zeman bülbül gibi efgânın ağdır göklere
Şol kadar kıl naleyi kim gülistan etsin seni

Ar u namusun bırak, şöhret kabasından soyun
Giy melamet hırkasın kim ol nihan etsin seni

Yüzünü yerler gibi ayaklar altında ko kim
Hak teala başlar üzre asüman etsin seni

Verme rahat nefsine daim gaza-yı ekber et
Ka'be-yi dil fetholup darül-eman etsin seni

Gel Niyazi'nin elinden bir kadeh nuş eyle kim
Mahvedip nam u nişanın bî-nişan etsin seni

  • 18
  • 30
VARİDAT
VARİDAT

Can kuşunun her zeman ezkârıdır Varidat
Akl u hayalin heman efkarıdır Varidat

İşidicek adını duydu canım tadını
Bildim ki ariflerin esrarıdır Varidat

Sıdkile gönlün sever görmeye canım iver
Anın içün kim Hakk'ın emvarıdır Varidat

Ol dürr-i yekdane'nin kadri bilinmez anın
Bu dil-i viyrane'nin mi'marıdır Varidat

Gerçi kütüb çok yazar İlm-i Ledün'den haber
Cümlesi bir bağçedir ezkarıdır Varidat

İlm-i Füsus'la tamu odları söner kamu
Anın yerinde biten gülzarıdır Varidat

Muhyeddin ü Bedrettin etdiler ihyay-ı din
Derya Niyazi "Füsus" enkarıdır "Varidat"

  • 19
  • 30
DOST
DOST

Bakıp cemal-i yare çağırırım dost dost
Dil oldu pare pare çağırırım dost dost

Aşkın ile dolmuşum zühdümü yanılmışım
Mest-i müdam olmuşum çağırırım dost dost

Mescid ü meyhanede, hanede viyranede
Ka'be'de büthanede çağırırım dost dost

Sular gibi çağ çağ dolaşırım dağ dağ
Hayran bana sol u sağ çağırırım dost dost

Geldim cihane garib, oldum güle andelib
Herdem ciğerler delip çağırırım dost dost

Dünya gamından geçip, yokluğa kanat açıp
Aşk ile daim uçup çağırırım dost dost

Aradığım candadır, canda ve hem tendedir
Bilir iken bendedir çağırırım dost dost

Gah düşerim mutlak'a, gah asl u geh mülhak'a
Bakıp kamudan Hakk'a çağırırım dost dost

Dolunmaz ol hal ü had min-el ezel ta ebed
Unulmaz asla bu derd çağırırım dost dost

Hep görünen dost yüzü andan ayırmam gözü
Gitmez dilimden sözü çağırırım dost dost

Derya olunca nefes parelenince kafes
Ta kesilince bu ses çağırırım dost dost

Ne yerdeyim ne gökde, ne ölüyüm ne zinde
Her yerde her zamanda çağırırım dost dost

Geldim o dost ilinden koka koka gülünden
Niyazi'nin dilinden çağırırım dost dost

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN