Üç ayların edebiyatımıza yansıması
İslam dünyasına her yıl manevi iklimler getiren ve Ramazan ile sonlanan mübarek üç aylar, asırlarca Müslümanların hayatında önemli bir yer tuttu. Yalnızca dini hayatımızda değil, sosyal hayatımızda da ayrı bir değeri vardı. Osmanlı döneminde yaşayan şairler, bu mübarek aylarda yer alan kandiller ve özel gecelerin manevi atmosferini şiirlerine taşıdı. Bu şiirler kimi zaman bestelenerek kandillerde okundu kimi zamansa müstakil eserlerde yer aldı. Hz. Peygamber'in (sav) Mirac hadisesini konu alan Miraciyyeler bunlardan yalnızca biriydi. Gelin Miraç Kandili'ni yaşadığımız bu mübarek günde, üç ayların edebiyatımıza nasıl yansıdığına bakalım…
Giriş Tarihi: 13.02.2021
18:08
Güncelleme Tarihi: 02.02.2022
18:16
📌 Kur'an-ı Kerim'de bahsi geçen Mirac mucizesi Müslümanları çok etkileyen bir olaydır. Bu sebeple Müslüman müellifler, yüzyıllar boyunca İslam edebiyat ve sanatlarında Hz. Peygamber'in (sav) Mirac hadisesini konu alan eserler kaleme almışlardır. Edebiyatımızdaki en yaygın türlerden biridir.
📌 Miraciyyeler Efendimizin (sav) hayatının edebiyatımızı ne denli etkilediğinin önemli göstergelerindendir. Müstakil olanların dışında siyer ve mevlid gibi eserlerin, Muhammediyye ve Garibnâme gibi kitapların birer bölümü de Miraca ayrılmıştır. Ayrıca divanlarla din dışı mesnevilerde bu konuda şiirlere yer verilmesi bir gelenek halini almış, zamanla kasidelerin Miraciyye , mesnevilerin ise Miracnâme adıyla anıldığı zengin bir edebi tür oluşmuştur.
↪ Mirac, Türk edebiyatında ilk defa bir motif olarak Satuk Buğra Han Destanı'nda görülür. Çağatay sahasında 12. yüzyılda Hakîm Ata tarafından yazıldığı kabul edilen 122 beyitlik Mi'râcnâmetü'l-hazret türün ilk müstakil örneğidir.
📌 Anadolu sahasındaki ilk müstakil Mi'râciyye , 15. yüzyılın başında divan edebiyatının kurucularından Ahmedî tarafından kaleme alınmıştır. Tahkik-i Mi'râc-ı Resûl başlığını taşıyan eser, 497 beyittir.
📌15. yüzyıldan sonra edebiyatımızda daha fazla rağbet gören miraciyyelerin 16. ve 17. yüzyıllarda hemen hemen her şairinin divanında bir bölüm olarak yer aldığını görüyoruz.
Mİ'RÂCÜ'N-NEBÎ ALEYHİ'S-SALATİ VE'S-SELLEM
"Hak ta'âlâ bir tecellî kıldı tâ Mustafâ her hâle olsun âşinâ
Eyledi Cibril'e ferman o zaman Git didi mahbûbumu al gel hemân
Hayy iken Idrıs ile isâ gibi Âlem-i ulvîyi görsün ol Nebî
Arş u Firdevs'i temâşâ eylesin Sonra gitsin halka bir bir söylesin
Geldi Cebrail didi ol Hazret'e Yâ Muhammed müjde bu nev-devlete
Öyle bir devlet ki ey nûr-ı Hüdâ Virmemiş bir kimseye asla Hudâ
Şâdumân ol ey Resûl-ı muhterem Arş'ına da'vet ider Rabbü'l-Enâm
İstiyor vâkıf kıla esrarına
İlmin irsin hem Behişt ü Nâr'ına
Olmaya kavlinde tâ zann u gümân Sıhhat üzre kıtasın halka beyân
Gel gidelim Hazret'e yâ Mustafâ Muntazırdır anda ashâb-ı safâ
İşte Cennet'den getirdim bir Burak Kim ezelden vardır anda iştiyak
Nayi Osman Dede
↪ Miracü'n-Nebi , Nayi Osman Dede tarafından Mirac kandillerinde okunmak üzere yazılıp bestelenmiştir. Şiir, miraciyye türünün en tanınmış örneğidir.
EDEBİYATIMIZDA BERAT GECESİ
📌 Şaban ayının 14. ya da 15. gecesinde yaşanan Berat gecesine Leyle-i Bera t ismi de verilir.
Berat gecesinin önemi nedir?
📌 Berat gecesi, Kuran-ı Kerim'in Levh-i Mahfuz'dan dünya semasına toptan indirildiği gecedir. Buna inzal denir. Kadir gecesinde ise Peygambere ilk kez ve parça parça indirilmeye başlanmıştır. Buna da tenzil denir. Berat gecesi böyle bir anlama da haizdir.
📌 Bir hadis-i şerifinde Peygamber Efendimiz (sav) Berat gecesinin önemi ile ilgili: "Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (şaban ayının on dördüncü günü) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim' buyurur." (Ibn Mâce) demiştir.
📌 Berat gecesinde amel defterleri yazıldığı için gecenin önemi ve fazileti büyüktür. O yıl içinde doğacak ve ölecek olanlar ile rızıklar; Berat Kandili gecesinde amel defterine işlenir.
↪ Müslümanlar için çok önemli bir gece olan Berat, divan şiirine de metaforik anlamlarıyla yansıdı. Klasik edebiyatın geniş anlam dünyasına göre aşığın sevgilisine kavuşması Berat gecesidir.
"Zat ileyem sıfat ile Kadr Berat ile Gül-şekerem nebat ile beste dehana sığmazam"
Nesimi
↪ Sıfat ve Zât ile birlikteyim. Kadir ve Berat gecesi ile beraberim. Şeker kamışıyla birlikte gül tatlısıyım. Bu yüzden kapalı ağızlara da sığmam.
"Ol gece meğer Kadr u Berat idi mukarrer Çekti kamer-i çerh ana tuğra-yı mutalla"
Taşlıcalı Yahya
↪ O gece galiba saygı değer Kadir ve Berat gecesiydi. Çünkü felek dolunaya yıldızlı bir tuğra çekti.
📌 Kameri ayların sonuncusu olan Ramazan'da insanlığa hidayet rehberi Kur'an-ı Kerim indirilmiş, hem nefsi terbiyemizi sağlayan hem de birlik ve beraberliğimizi kuvvetlendiren oruç ibadeti farz kılınmıştır.
"On bir ayın sultanı" olarak adlandırılan Ramazan, Osmanlı kültürel hayatında da önemli bir yere sahipti. Hatta öyle ki Ramazan ile ilgili yazılan şiirler ayrı bir edebiyat türü oluşturacak mahiyetteydi.
↪ Ramazaniyyeler, divan şiirinde Ramazan'ı konu edinen manzumelere verilen isimdir. Kültürel ve toplumsal hayatımıza bir canlılık kazandırılan Ramazan ayında padişahlara kasideler sunulur, her türlü geleneğin yer aldığı ramazaniyye şiirleri çok yaygındı.
↪ Öncesinde kasideler içerisinde yer alan Ramazaniyyeler 17. yüzyıldan itibaren müstakil bir tür haline geldi. Ramazaniyye konulu on üç kaside yazan Enderunlu Fazıl, tür üzerine en fazla şiir kaleme alan şairdi.
📌 Ramazaniyye yazan diğer şairler arasında Sâbit, Nazîm, Edirneli Kâmî, Nedîm, Koca Râgıb Paşa, Şeyh Galib, Enderunlu Vâsıf, Sünbülzâde Vehbî yer alır. Koca Ragıb Paşa'nın yazdığı ramazaniye, beytin son kelimesinden dolayı iftariye olarak anılır. Ragıb Paşa'nın şiiri, iftariye türündeki tek örnektir.