Umberto Eco'yu neden okumalıyız?
Şüphesiz her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar da özgün gerekçeleri vardır. Fikriyat bu bilinçle yola çıkarak okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlattı. Öyleyse soruyoruz: yeri geldiğinde engin bilgi birikimiyle karanlık Orta Çağ'ı anlatan, yeri geldiğinde de göstergebilim uzmanı olarak dünyadaki en küçük ayrıntının ne kadar önemli olduğunu gösteren Umberto Eco'yu niçin okuyorsunuz?
Giriş Tarihi: 09.04.2019
08:54
Güncelleme Tarihi: 09.04.2019
09:27
Foucault Sarkacı'nı neden okumalıyız?
Umberto Eco"nun ilk romanı olan "Gülün Adı" gibi, bu ikinci romanı "Foucault Sarkacı" da, bildiğimiz roman türlerinden hiçbirine girmiyor. Belki de en uygunu, onu bir "bilim-roman" ya da "Eco-roman" diye nitelendirmek olacaktır. "Foucault Sarkacı", çok-katlı, çok değişik düzlemlerde okunabilecek bir roman olduğu için ayrı bir öneme sahip. Bu da romana, değişik açılardan yaklaşmamıza olanak verir. "Foucault Sarkacı", kısaca, irrasyonel düşüncenin 500 yıllık tarihinin 500 küsur sayfalık bir serüveni olduğu için okunmalıdır. Pozitif bilimin yanı sıra, uzantıları günümüze dek süregelen, gizli bilimlerin, Orta Çağı da kapsayan çok uzun bir zaman dilimi içinde bilim kardeşliğinin öyküsüdür.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
"Bazı şeyler yürekle sezilir. Bırak yüreğin konuşsun; yüzleri sorguya çek, dilleri dinleme."
Sıfır Sayı'yı neden okumalıyız?
Umberto Eco'nun yeni romanı: Kötü gazetecilik konusunda bir rehber gibidir. Tam bir "kaybeden" olan Colonna, gazeteci Simei'den iyi bir iş teklifi alıyor: "Yazı işleri sorumlusu ya da benzeri bir şey" sıfatıyla bir yıl boyunca bir günlük gazete için hazırlanan 12 "sıfır sayı"yı yönetecek ve "asla çıkmayacak olan bir günlük gazetenin hazırlanışıyla geçen bir yılın öyküsü"nü anlatan bir kitap yazacaktır. Patron Vimercate, bu gazete sayesinde, finans ve politika dünyasının güzel salonunu rahatsız edebileceğini kanıtladıktan sonra, olasılıkla bu güzel salon ona bu düşünceden vazgeçmesini rica edecek, o da yarın tasarısını bir kenara kaldırıp güzel salona giriş yapma iznini koparmış olacak.
İşte olaylar böyle başlıyor ve Eco gözde konuları aracılığıyla İtalya'nın 50 yıllık tarihini yeniden yazıyor: Gladio, bir Papa'ya suikast, başka bir Papa'nın öldürülmesi, hükümet darbeleri, gizli servislerle terör örgütlerinin karmaşık ilişkileri… Ve bir soru: Acaba Mussolini sağ mı? Tüm bu soruların cevabını bulmak için Eco'nun bu kitabını okumalısınız.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
"Ama öteki öyle değilmiş. Bir kere çok çirkinmiş ve dünyalılar, çirkin olanın aynı zamanda kötü olduğunu düşünürmüş."
Düşman Yaratmak'ı neden okumalıyız?
Düşman Yaratmak, "rastgele yazılar"dan oluşan bir kitaptır. Fakat, yazarın 20. yüzyılın en önemli düşünce adamlarından Umberto Eco olduğunu düşününce, bu yazıların öylesine seçilmiş konularda rastgele yazılmış yazılar olmadıkları ortaya çıkar.
Kitabın adının kaynağı olan "Düşmanı İnşa Etmek" yazısı, New York'ta Pakistanlı bir taksi şoförünün Eco'ya sorduğu, "İtalyanların düşmanları kimler?" sorusuyla başlıyor. Böylece ülkelerin "dış düşman"lardan çok "iç düşman"larla uğraştığı ve bir düşmanın olmaması durumunda bu düşmanın "inşa edildiği, yaratıldığı" sonucuna varan vardığı ve bu inşa sürecini Cicero'dan Sartre'a çeşitli metinler aracılığıyla örneklendirdiği için okumalısınız.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…