Ünlü edebiyatçılarımızdan yüzleri gülümsetecek 10 nükte
Nükte yapabilmek zeka, kabiliyet ve yaratılış meselesi olmakla birlikte mizahın engin dünyasında dolaşabilmektir. Espri ve güldürü anlayışımızın bir hayli değiştiği günümüzden geçmişe doğru baktığımızda insana katkıda bulunan onu güzel iklimlere taşıyan nüktelerin medeniyetimizde ekseriyeti teşkil ettiğini gözlemliyoruz. Edebiyatçılarımız sanatsal başarılarının yanında keskin zekaları sayesinde hazır cevap ve nüktedan kişilikleriyle de dikkat çekerler. İşte ünlü edebiyatçılarımızdan yüzleri gülümsetecek 10 nükte…
Giriş Tarihi: 11.06.2020
09:36
Güncelleme Tarihi: 11.06.2020
10:26
MUTFAKTA ÇAY VAR
Genç şair ve yazar Adem Özbay, çok sevdiği fikir ve sanat adamı Sezai Karakoç'u her zaman olduğu gibi Cağaloğlu'ndaki bürosunda ziyaret eder. 2004 yılının Mart ayı başlarıdır. Bir ara genç şairimiz üstada:
"Efendim mutfakta ne var?" diye sorar. Amacı Karakoç'un yayımlanacak son eserinin adını ve konusunu öğrenmektir. O gün Sezai Karakoç'un keyifli günü olsa ki şu şekilde gülerek cevap verir:
"Mutfakta çay var." Dedikten sonra yayınevindekilere seslenir: "Getirin Adem'e bir çay!"
Sezai Karakoç'un İslam milleti
HER YAŞIN HAKKI
Prof. Dr. Sabahattin Zaim, Sultanahmet tramvay durağında hocası Nurettin Topçu'yu görür, elini öper ve "Hocam, maşallah yıllar sizi hiç yıpratmamış" der. Moral versin diye söylenen sözler Topçu Hoca'nın neşesini kaçırır, yüzü bulutlanır ve üzüntüyle cevap verir:
"Yaa, öyle mi? Halbuki her yaşın hakkını vermek gerekir! Demek ki biz yaşımızın hakkını verememişiz!"
Nurettin Topçu doktora ödülü olarak ne istemişti?
ASAP BOZMAK
Eminönü'nde 25 Mayıs 2004 tarihindeki toplantıda Hüsnü Kılıç da bir konuşma yapmıştı. Necip Fazıl'ın hizmetinde bulunan ve son yıllarını onunla birlikte geçiren Hüsnü Kılıç, ustasından şöyle bir hatıra nakletti: Gözlerinden rahatsız olan üstadı Cerrahpaşa Hastanesi'ne götürdüm. Orada Yüksel Pazarlı göz hekimiydi.
Hekim muayenesini yaparken üstadın bir gözünü kapattırıp diğerlerini kontrol ediyordu sonra öteki göz… Bu muamele defalarca sürünce Necip Fazıl'ın tepesi attı: "Yeter yahu, gözümü düzeltirken asabımı bozuyorsun!"
Necip Fazıl'dan yüzleri gülümsetecek nükteler
SORUDAN AMACI
Abdülhak Hamit Tarhan, 80 yaşını geçtiği günlerde bir toplantıya katılmıştı. Toplantı sırasında yaşı hayli geçkin bir kadın, Ahmet Hamdi Tanpınar'a, "Efendim, Hamit hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sorar. Tanpınar muzipçe güler: "Evlenmek mi istiyorsunuz; onun için mi sordunuz?"
Edebiyatın çınarı: Ahmet Hamdi Tanpınar
SON 15 DAKİKA
Bazı röportajcıların, yazar ve edebiyatçılara keskin soruları olur. Ahmet Hamdi Tanpınar da Mustafa Baydar'ın böyle cins sorularından birine muhatap olur. "Son 15 dakikanızda insanlara neler söylemek isterdiniz acaba?" diye soran Baydar'ın merakını Tanpınar, şu cevapla giderir:
"Benden sonra yaşayacaklar için kendilerini kıskandığımı söylerdim, bittabi telaştan ve üzüntüden herhangi bir şey söylemeyi o anda akıl edersem. Çünkü hayat her şeklinde ve daima güzel…"
"Bir huzursuzluğun romanı: Huzur"