Arama

Ünlü yazarların kaleminden "sadakat"

Sadakat, sözlükte "Kendisine iyilik edene, lütufta bulunup koruyana minnet ve şükran duyguları ile bağlanma, bu bağlılığa yakışır şekilde davranma" manasına gelir. Oysa Tanzimat edebiyatçılarından Ziya Paşa, "İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah/ Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah" şeklinde tanımlar bu insani erdemi... Ziya Paşa'ya ait bu berceste ayrıca medeniyetimizde insanın konumunu ve düşünce yapısını net bir şekilde gözler önüne serer. Peki, satırlarıyla bizleri kendisine bağlayan ünlü yazarların kaleminde sadakat nasıl şekillenmiştir?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Nasıl bir cağda yaşıyoruz ki 4000 küsür yıldır içine düştüğümüz kötü düşüncelerin sizamadigi cemiyetin sadakat yemini artık parçalanıyor?

Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk, İskender Pala

"Kendimizden çok daha büyük bir şeyin parçası olduğumuza duyduğumuz inanç, benliğimizi ve ötekini birleştiren müteal bir amaca duyduğumuz sadakat, umudun yakıtlarıdır."

Olmak Cesareti, Kemal Sayar

"Aşk artık insanlardan fedakârlık, bağlanma veya sadakat gibi duygular talep etmiyor. Aşk artık benimle ilgili. Kendimi bulmam, kendimi gerçekleştirmem, özerklik kazanmam ve kişisel olarak gelişmem için bana lazım olan bir şey."

Yavaşla, Kemal Sayar

"Her şeyden evvel Allah'ın iradesine sadakat gösteriniz!"

Abdülhamid Han, Necip Fazıl Kısakürek

"Aşk manasını kaybetti. Roman neyi anlatacak? Eski zaman romanının konusunu yapan nice buhranlar da yumuşadı. Allah'a inanmayan bir dünyanın çocukları için aşk, herhangi bir jest. Romanın buhranı buradan geliyor. İhanetin önemi yok; sadakat boş bir kelime."

Kırk Ambar 1: Rümuz-ül Edeb, Cemil Meriç

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN