Yahya Kemal'in hatıraları
Edebiyat tarihimizde, çevresinde bir sohbet halkası oluşmuş şair ve yazarlara sıkça rastlanır. Çevresinde bir aydın halkası oluşan şairlerimizden biri de Yahya Kemal'di. Usta kalemin hatıraları onun hoş sohbetinin yanında nüktedan ve hazırcevaplığını da yansıtır. Peki, Yahya Kemal'in hatıralarında bahsettiği en önemli isim kimdi? Yahya Kemal neden askerlik yapamamıştı? Sizler için Yahya Kemal'in hatıralarını derledik.
Giriş Tarihi: 02.12.2019
15:52
Güncelleme Tarihi: 02.12.2019
16:32
YAHYA KEMAL’İN NÜKTEDANLIĞI
Yahya Kemal, aynı zamanda nüktedan ve hazırcevaplığıyla tanınan bir sanatçıydı. Abdülhak Şinasi Hisar, Yahya Kemal'le ilgili şu tespitlerde bulunur:
"Kendisi her zaman nükte ile konuşur, mizahi sözleri arasında mısralar yerleştirir , bu nüktelerini mizahi manzumelerini de şiirleri gibi itina ile tashih, tadil ve ikmal ederdi. Fakat bilhassa şiirleri öyle tashihlerle o kadar büyük bir ustalıkla yapılırdı ki tashih edilmiş bu mısralar, en güzelleri arasında bulunurdu. Onun o sözleri, nükteleri, latifleri, hicivleri, mısraları, manzumeler o zamanlarımızın günler ve gecelerimize karşılan zevklerimizdi."
Yahya Kemal'in nüktedanlığına, Hüseyin Siret ile diyalogu örnek oluşturur:
Hüseyin Siret bir manzumesini Yahya Kemal'e okudu. Siret şiirini "Rehgüzarımda bir garip horoz- Eyliyordu benimle istihza" diye bitirip "Nasıl buldunuz?" diye sorunca Yahya Kemal: "Horozun hakkı var!" diye cevap verdi.
Yahya Kemal'in şarkılara dönüşen şiirleri
YAHYA KEMAL’İN HAYATINDAKİ ÖNEMLİ İSİM
Yahya Kemal'in hayatındaki önemli isimlerden biri Ziya Gökalp 'ti. Onu son görüşünü Siyasî ve Edebî Portreler adlı eserinde şöyle anlatır:
"Ziya Bey'i son defa Fransız Hastanesi'nde gördüm ve hastanenin müdürü dostum Doktor Gassend'e onun bizim ne kıymette millî bir hazinemiz olduğunu söyledim; kurtarabileceğini, bütün meş'un tahminlere rağmen umdum. Lakin iş işten geçmişti. Ziya Bey'i kaybettik; hem de öyle bir zamanda kaybettik ki kaybettiğimiz başın cevherini havas zümresi bile hakikî bir şuurla anlayamadı. Ziya Bey'in bir radyum olan dimağı söndüğü günden beri vatandaki ilimde karanlık vardır."
Yahya Kemal'in okunması gereken kitapları
YAHYA KEMAL’İN YAKUP KADRİ İLE DOSTLUĞU
Yahya Kemal, Siyasî ve Edebî Portreler adlı eserinde uzun zaman dostluk kurduğu Yakup Kadri'den de söz eder:
"Yakup Kadri, Halide Edip Hanım'ı hiç sevmez benim nazarımda muttasıl düşürürdü; gayet haris, riyakar, ehemmiyet ve şöhret peşinde koşar, iç yüzü karanlık, bilhassa dessas bir insan olarak tasvir ederdi. Onun bu tesirlerinden âzâde olarak Halide Edip Hanım'ı sık sık görmeye giderdim. Saatlerce konuşurduk; çok zaman akşam yemeğini beraber yerdik."
"Yakup Kadri'nin bana ve benim ona karşı duyduğumuz şedit bir kin, ikizin hayatında başlıca bir safhadır. İnsanların karşılıklı temayüllerle birbirini arayıp dost oldukları umumî bir itikat halinde rivayet edilse de bu yalandır. Bunu nefsimde tecrübe ettim. Yakup Kadri'yle uzun seneler dost olmamızın hadisesi bana bunu ispat etti."
Edebiyatın onarıcı gücüyle dostluklarını koruyan Refik Halit ve Yakup Kadri
Yahya Kemal, edebî tartışmalar yapmaktan uzaktı. Polemikten hoşlanmazdı. Nurullah Ataç ile arasında geçen bir mesele vesilesiyle polemik hakkındaki görüşlerini şöyle ifade etti:
"Eğer yazı ile münakaşa usulünü sevseydim, Nurullah Ataç'la bu bahis üzerinde günlerce ve günlerce konuşmak ve atışmak mümkün olurdu. Lakin bana öteden beri bu mücadele tarzı biraz tiyatro ve sahne hissi verir. Gençliğimden beri yazı münakaşasından çekinmemin bir sebebi budur. Diğer derunî bir sebebini de ifşa edeyim. Bana öyle gelir ki, gazete sütunlarında günlerce ağız dalaşı etmiş bir insan, günün birinde bir manzume neşretse, tıpkı birçok güreştikten sonra bir sedire oturup şarkı söyleyen pehlivan gibi, gülünç olur ."
Yazarların edebiyat düelloları
TANPINAR YAHYA KEMAL’E NEYİ ŞİKAYET EDİYORDU?
Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal'in muallimlik yaptığı Darülfünun'da öğrencisiydi. İki usta kalemin dostluğunun temeli burada atıldı. Ahmet Hamdi Tanpınar hocası Yahya Kemal'den "Muhacir Kuş" olarak bahsederdi. Bir gün Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal'e şikayet ediyordu: "Sormayın üstadım bu "yedi" sayısından çektiğimi… Ömrümün her anında onun tesirini hissediyorum. Bir kere senenin yedinci ayının yedinci günü saat yedide doğmuşum. " Yahya Kemal'de dalgın dalgın cevap verdi: "Ya... Hayret?" "Mektepten mezun okuduğum tarih 13'tür. Yedi artı altı da ise 13 eder. Hatta daha dün..." "Dün ayın 28'i değil miydi?" "İyi ya işte yedi çarpı dört 28 eder!" "Şaştım, ne oldu dün?" "106 kuruşluk belediye cezasına çarptırıldım. Bir de baktım ki yedi çarpı on beş de bu sayı ediyor." Yahya Kemal, tekrar dalgın dalgın cevap verdi: "Öyleyse sevin Hamdiciğim kurtulmuşsun, çünkü yedi kere on beş yüz altı değil yüz beş eder."
Zamanı aşan yazar Ahmet Hamdi Tanpınar