Arama

Çocuklar Felsefe Yapabilir mi? Tüm Yönleriyle P4C

İnsanlık farklı dönemlere geçiş yaparken bu esnada birden çok eğitim modeli ortaya çıkar. Bunlardan biri P4C yani "Çocuklar İçin Felsefe" anlayışıdır. Pedagojinin amacı çocukları hayata dahil etmek ve onlardaki merak, sorgulama gibi dürtüleri uyandırmaktır. Bu eğitimi verenlerden biri olan P4C Uzmanı Ayşe Çam, konuğumuz oldu ve bu eğitim anlayışı ile ilgili yönelttiğimiz soruları yanıtladı.

Sümeyye Gedizli: Nasıl bir nesil yetişiyor?

➡ Ayşe Çam:

🔸 Çemberi kurarsınız ve bir hikaye okursunuz. Çocuklara da dersiniz ki "hikayeyi okudum, burada bugün size sormak istediğim şey şu; özgürlük, adalet, dürüstlük nedir?" çocuk buna cevap verir ve bunun cevap verirken de büyük bir merakla arkadaşlarını dinler, bir şekilde o çemberi yürütür. Bizim bir ön yargımız da bu. Diyoruz ki "Çocuk felsefeden ne anlar? Sıkılır kalkar gider." Kolaylaştırıcılık o yüzden çok önemli. Kolaylaştırıcı o çemberi doğru bir usulle yönettiğinde çocuğun merakı da artar. İşte çocuk, iş birliğini merakı sayesinde götürebiliyor bu çok önemli bir etken bunu çok fırsata çevirmek lazım.

Sümeyye Gedizli: P4C eğitim sistemimize nasıl entegre edilebilir?

➡ Ayşe Çam:

🔸 2023 Mayıs ayında Milli Eğitim Bakanlığı 21. yüzyıl beceriler ve değerler raporu yayımladı. Öğretmenlere sunduğu bu raporun altında bütün düşünme becerilerini sıraladı. Milli Eğitim müfredatında var olan 10 kök değer vardır. Buna bazı erdem eklemeleri yapıldı ve dendi ki "hazır olun bir şeyler geliyor." Sonra da müfredat çalışanları, bizden eğitmen eğitimi aldı. Sonrasında Milli Eğitim bu becerilerin hepsini sisteme dahil etti ve dedi ki "sınıfta bu becerilerin hepsi olacak." Modele göre çocukların bu değerleri, bu erdemleri ve belli becerileri kazanmasına aslında Milli Eğitim istiyor. O yüzden "Çocuklar İçin Felsefe"ye dair bir hizmet içi eğitim süreci başlattılar.

  • 10
  • 13

Sümeyye Gedizli: P4C İslam ile örtüşüyor mu?

➡ Ayşe Çam:

🔸 "Çocuklar İçin Felsefe" ve değer aktarım metotlarını, değer aktarım yaklaşımlarını ilk gündeme getiren ekibiz. "Çocuklar İçin Felsefe" yani P4C Eğitim Enstitüsü çeşitli akademisyenleri bir araya getirirken felsefenin dinden bağımsız olamayacağını ve mantıksal düşünmeyi çocuklarda erken yaştan itibaren oluşturulmasının öneminden bahsettik. Biz, çocukta belli becerileri geliştirirken yanında belli değerleri inşa etmeye çalışıyoruz. Kurduğumuz her çemberde bir değer var, değerleri olmayan ama çok iyi konuşan, çok eleştirel düşünen, çok yaratıcı düşünen gelecek gibi bir hayalimiz yok.

Telefonsuz kalma korkusu: Nomofobi

  • 11
  • 13

🔸 Bize her şeyi öğreten bir kolaylaştırıcımız vardı, her zaman "zorlaştırmayın kolaylaştırın" dedi ve Hz. Muhammed (SAV) kaybettiği savaştan sonra ashabını şöyle bir topladı ve dedi ki "Arkadaşlar bir savaşı kaybettik öyle ya da böyle bir problem durumu yaşadık, şimdi önümüzde yeni bir savaş var ve biz bir önceki savaşı kaybettiğimiz için karşı taraf bize karşı daha böyle baskın gelebilir hadi biz bir çözüm bulalım." Peygamberimiz insanlara sordu, iletişim kurdu ve iletişim kurduğu kişilerin arasında farklı kültürden insanlar vardı."Ya sen İranlısın, sen oralısın buradasın bir dur" demedi. "Benim burada akrabam, 40 yıldır tanıdığım şu Müslüman kardeşim var demedi. Hz. Peygamber (SAV) düşündü, tahayyül etti, zihninde bunun sonuçlarını tasavvur etti ve dedi ki "Evet biz bunu yapabiliriz" ve tekrar sordu. Tekrar işbirlikli düşündü yani iletişim kurdu. İş birliğini devam ettirdi.

🔸 Sonuç olarak bu perspektif benim kültürümde var. Ben en eskiye dönüp baktığımda yazılı kaynaklarla hadislerle bana bugüne kadar getirilen doğru eleştirel, yaratıcı düşünme, iş birlikli düşünme örneklerine aslında hep sahiptim.

  • 12
  • 13

Sümeyye Gedizli: Çocuklara boykotu nasıl anlatmalıyız?

➡ Ayşe Çam:

🔸 Önce çocuk haklarını P4C çemberinde anlatmalarını sağlıyoruz. Sonra çocuklara diyorum ki "Dünyanın herhangi bir yerinde savaş yaşayan bir çocuk, sizin sahip olduğunuz eşyalara sahip değil bu yiyeceklere sahip değil, sizce bu çocukların bulunduğu yerde, bu çocuklar hangi duyguları hissediyor? Korku, endişe, kızgınlık, öfke?" Ondan sonra kaygı, umutsuzluk bunların hepsi çıkıyor ve ben çocuklara diyorum ki "Bu çocukların böyle hissetmesine sebep olmak ister miydin?" onlar "Hayır hocam asla!" diyorlar. Ben de "Sebep olmuş olabilir misin?" diyorum. Onlar bu sefer, "Hiç sanmıyorum öğretmenim" şeklinde cevap veriyorlar. Sonra diyorum ki "Geçen yaz en çok yediğin dondurma neydi? Geçen yaz seni en çok serinleten içecek neydi? En son aldığın ayakkabının markası neydi? En son giymek için mağazanın önünde böyle yerlere vura vura 'Ben bunu istiyorum' dediğin kıyafetin markası neydi? Ya da o aldığın top hangi markaydı? O içtiğin içecek hangi markaydı?"

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN