Arama

Yılın öğretmeninden sarsıcı altı ders

1991 yılında New York'ta "Yılın Öğretmeni" seçilen John Taylor Gatto, Amerika'daki öğretim sistemine ciddi eleştirilerde bulunan bir yazı kaleme alır. Bunun ardından okul sistemlerindeki anlayış onu mesleğinden vazgeçmesine sebep olur. The Six-Lesson Schoolteacher " Öğretmenin Verdiği Altı Ders" başlıklı makalesiyle okul, öğretmen ve öğrenci kavramları hakkında herkesi bir kez daha düşünmeye zorlar. İşte, birçoğumuzun almak zorunda kaldığı o altı ders…

  • 20
  • 30
Beşinci ders: “Öğrencinin değerinin onun değerini ölçen bir ‘gözlemci’ye bağlı olmasıdır.”
Beşinci ders: Öğrencinin değerinin onun değerini ölçen bir ‘gözlemci’ye bağlı olmasıdır.

Benim öğrettiğim beşinci ders, "Öğrencinin değerinin onun değerini ölçen bir 'gözlemci'ye bağlı olmasıdır." Öğrenciler okullarda sürekli değerlendirmeye tabi tutulur ve o değerlendirmeler sonucunda belli etiketlemelere maruz kalırlar. Bir kesinlik izlenimi veren aylık öğrenci raporları, çocuğun etrafındaki onaylayıcıların sayısını arttırmak için evlere gönderilir.

  • 21
  • 30

Ailelerin bu rapordan ne derece hoşnutsuz olacaklarının bir önemi yoktur. Aslında uzun bir uğraş sonucunda hazırlanmayan bu raporlar, öğrencinin "kusur profili"nin ortaya çıkarılmasını sağlar. Oysa bu "kusurlar" çocuğun belli bir mekânda belli bir andaki davranışlarından elde edilir. Ve bunlara bakılarak, çocuğun geleceği hakkında önemli birtakım kararlar alınır.

  • 22
  • 30

Bu değerlendirme süreci tamamen öğrenciden bağımsız bir şekilde yapılır. Hâlbuki dünyadaki tüm büyük sistemler, kişinin kendisini değerlendirmesine, nefis muhasebesine büyük önem verir. Eğitim sisteminde ise kişinin kendisini değerlendirmesinin hiçbir önemi ve hükmü yoktur. Öğrenci takip belgeleri, notlar ve testlerin öğrettiği ders, çocukların ne kendilerine ne de ailelerine güvenmemeleri gerektiğidir. Ne kadar değerli olduklarını, onlara sertifikalı memurlar bildirecektir.

  • 23
  • 30
Altıncı ders: Daima izleniyor olduklarını hissettirmek
Altıncı ders: Daima izleniyor olduklarını hissettirmek

Benim çocuklara öğrettiğim altıncı ders, "daima izleniyor oldukları" dersidir. Ben bir eğitimci olarak öğrencilerimi daima gözetim altında tutarım. Bütün öğretmen arkadaşlarım da aynı şeyi yaparlar. Bu sebeple, çocukların kendilerine özel bir alanları yoktur, kendilerine özel bir zamanları da. Belki ders başlangıcında gelişigüzel arkadaşlık yapmaları için en fazla beş dakikaları olur. Sonra öğretmenler olarak bu süreci hemen keseriz. Eğer öğrenci gevezeliğe evde devam ediyorsa, aileleri çocuklarının düzensiz davranışlarını rapor etmeye teşvik ederek, onu da engellemeye çalışırız.

  • 24
  • 30

Öğrencilerime her gün "ev ödevi" veririm ki böylece okuldaki gözetimin evi de kapsamasını sağlarım. Eğer ev ödevi verilmezse öğrenciler zamanlarını otorite dışı olarak belki annesinden belki babasından, belki de komşu çevredeki akıllı bir adamın çıraklığından bir şeyler öğrenmeye harcayabilir. Eğitim sistemi bunu istemez. Öğrenci otorite dışında birisiyle zaman harcamamalıdır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN