Çağının çok ötesinde bir ressam: Üsküdarlı Hoca Ali Rıza
İlk Türk empresyonisti olan Üsküdarlı Hoca Ali Rıza'nın hayatını ve içinizi huzurla dolduracak manzara resimlerini, aramızdan ayrılışının yıl dönümünde Fikriyat okuyucuları için derledik.
Giriş Tarihi: 19.03.2018
11:38
Güncelleme Tarihi: 19.03.2018
11:47
İsminin önündeki "Hoca" lakabını, onu çok seven öğrencileri takmıştır. Resim sanatı hakkında fikirlerini şu sözlerle özetlemiştir; "Medeni milletlerce büyük önem verilen resim sanatı, birçok faydalar sağlaması bakımından, hayal etme gücünün ortaya konmasına ve bütün insan topluluklarının okuyup anlayabilmesine vasıta olan apaçık bir dil, bir nevi yazı gibidir."
O denli naif bir kişiliği vardı ki, tablolarına zarar vermesinler diye evindeki farelere tuzak kapan kurmak yerine onları beslemeyi tercih etmişti. Onun için hayat, her anının üretkenlikle dolu olduğu ve zamanın boşa harcanmadığı bir sistemdi. Buna örnek olarak, dostları arasında anlatılarak bugünlere dek ulaşan bir anekdot örnek verilebilir; bulunduğu ortamda çok ve içi boş konuşan insanlara büyük lokumlar ikram ederdi, bu da Hoca Ali Rıza'nın naif kişiliği ve zekasının bir tezahürü.
1929 yılında kızı Kadriye Hanım, Mısır'da bulunan eski eşi ile alakalı olan bir davanın halledilmesini istemek üzere Mustafa Kemal Atatürk'e bir mektup yazar, sonrasında kendisine randevu verilir ancak randevu gerçekleşmez; çünkü kardeşine gönderdiği bir mektuptaki bazı ifadelerden şüphelenilip suikast tasarladıkları düşünülür. Hoca Ali Rıza, kızı ve akrabaları tutuklanır ama sonradan serbest bırakılırlar. Bu olaya çok üzülen Ressam Hoca Ali Rıza olaydan bir yıl sonra, 1930 senesinin Mart ayında aramızdan ayrılır.