El yazması kitaplara nakşedilen geleneksel sanatlar
Kuşaktan kuşağa aktarılarak devam eden, geleneksel el sanatlarımız içinde yaşadığı toplumun bir üyesi olan insan önce mirasçısı olduğu kültürü öğrenir. Ardından da ürettikleriyle o toplumun birikimini zenginleştirir. Peki, dünya üzerinde de önemli etkilere sahip olan geleneksel el sanatları hangileridir? El sanatları nasıl uygulanır? İşte el yazması kitaplara nakşedilen geleneksel sanatlarımız hakkında bilinmesi gerekenler…
Giriş Tarihi: 18.04.2019
16:08
Güncelleme Tarihi: 16.03.2022
16:52
🔸El yazması kitaplarda, murakka' adı verilen yazı albümlerinde, ferman ve hüsn-i hat levhalarında boya ve altınla yapılan kenar süslemelerine tezhip adı verilir.
🔸Arapçada altınlama manasına gelen tezhip sanatında, altının yanı sıra renkli doğal boyalar da kullanılmıştı. Sırf altınla yapılan işlere altınla süslenmiş manasına gelen "halkârî" denilir.
🔸Tezhip yapan erkek ise "müzehhip" , kadın ise "müzehhibe" olarak isimlendirilir. El yazması eserlerin saray nakkaşhanesinde özenle hazırlanması, nadide eserlerin devrin ileri gelenleri için yapılması, hüsn-i hat sanatının yanında tezhip sanatını da ilerletti.
TEZHİP SANATI NASIL OLUŞTURULUR?
🔸Tezyinî sanatların temelinde deseni oluşturan motifler yer alır. Tezhipte kullanılan motifler diğer süsleme sanatlarında görülen motiflerden daha küçük ve sadedir. Müzehhip motifini tasarlarken seçtiği modelin ana çizgilerini ve bu çizgilerin belirlediği deseni koruyarak onu tahayyül ettiği şekilde çizer.
TEZHİP SANATINDA SANAT DEĞERİ NASIL BELİRLENİRDİ?
🔸Tezhip desenlerinde çokça rastlanan motifler, bulut, bitki, hayvanlardır. Ezhip sanatında da desen bezeme maksadıyla yapılan tasarımın çizgilerle ifadesidir.
🔸 Sanatkârın hayal gücünün sınırlarını ve erişebildiği zenginliği, sahip olduğu zevki, görgü ve bilgi birikimini gösterir; eserin sanat değerini belirler. Desenin işlenişindeki hüner zanaat erbabına aittir. Desen bezenecek yere uygun tasarlanmalıdır. Çünkü desenin mükemmel olması onu meydana getiren her unsurla birlikte yerine yakışması ile mümkündür.
🔸Minyatür sanatı, Osmanlı saray kültürünü yansıtan, el yazmalarını süsleyen, genelde padişah ve diğer yüksek mertebeli kişilere sunulan bir sanattı.
🔸Osmanlı'dan yadigâr kalan minyatür sanatının en önemli özelliklerinden birisi, anlatılmak istenen konunun eksiksiz olarak aktarılmasıydı.
🔸Kuzey Afrika, Uzak Doğu, Ön Asya, Orta Doğu ve Avrupa gibi farklı bölgelerde farklı ekoller halinde gelişen minyatür sanatı, İslamiyet'in yayılmasıyla birlikte yeni bir çehreye kavuştu. Zamanla özgün Osmanlı minyatürü haline gelen bu sanat, sarayda yapılan tahta çıkma, sünnet, düğün gibi törenleri konu edinmesi açısından tarihi belge niteliği de taşırlar.
MİNYATÜRLERİN İLK ÖRNEKLERİ
🔸Kelime, Ortaçağ Avrupası'nda hazırlanan el yazmalarının bölüm başlarında metnin ilk harfinin etrafına kızıl-turuncu minium ile sülüğen, sülyen, kırmızı kurşun tozu yapılan miniatura adlı tezhipten gelmekte ve "sülüğenle boyanmış" anlamını taşır.
🔸 Fakat zamanla küçük resim anlamını kazandı. İslâm sanatında minyatüre "tasvir", minyatür sanatçısına "musavvir" veya "nakkaş" adı verildi. Papirüs, parşömen ve fildişi gibi farklı malzemeler üzerine yapılan küçük resimlere de minyatür denilmekte ve bunların ilk örneklerinin eski Mısırlılara ait olduğu görülmektedir.
🔸İslâm minyatürlerinin mevcut en eski örnekleri 12-13. yüzyıllara aittir. Fakat papirüs üzerine yapılmış bazı desenler, daha önce de Mısır'da Fatımilerin bir resim geleneğine sahip olduğunu gösterir.