Arama

Orta Asya’dan Balkanlar'a uzanan kültürel miras: Halı dokumacılığı ve motifleri

Tarih boyunca halı ve kilim dokumacılığı denildiğinde akla ilk olarak Türkler gelir. Göçebe hayatın bir parçası olan hayvancılıkla beraber gelişen dokumacılıkla Türkler, halı ve kilim alanında nadide eserler vermiş, yeni göç yolları ve fetihler neticesinde bu el sanatları Anadolu'ya ardından Balkanlar'a kadar taşınmıştır. Tarihe kök salmış kültürel mirasımız dokumacılıkta kullanılan renkler kadar elbette motifler de ön plana çıkar. Bunlar rastgele dokunulan motifler olmayıp her biri bir anlam taşır. Tarihe dayanan bu motiflerin anlamına gelin beraber bakalım…

Boya Casusları

💠 Orta Çağ Avrupası'nda kırmızı, güç ve iktidarın rengi olup sadece yüksek zümre ve din adamlarınca giyilebiliyordu. Fakat Avrupalılar kiremit ve tonlarında renkler üretilebiliyor ve bunlar da çabuk soluyordu.

💠 Türklerle tanışan Avrupalılar, ticaret yollarıyla kırmızı renkli kumaşlar alsa da buna para harcamak istemeyip boyanın sırrını kendi ülkelerine taşımak istediler. Bu sebeple de Türk kırmızısının formülünü bulmaları için Osmanlı topraklarına yüzlerce boya casusu yolladılar.

OSMANLI'DA SIRADIŞI 5 CASUSLUK OLAYI

💠 Casuslar ne kadar uğraşsalar da boyanın etkin maddesini öğrenemediler. 1746 yılında Goudard, D'Haristoy, Fesquet adlı üç Fransız, Türk kırmızısını üretebilmek için Fransa'da atölye kurdular. Aynı dönemde Osmanlı ile Fransa arasında diplomatik ilişkilerin iyi olmasıyla beraber İstanbul'daki Fransız Büyükelçiliği'nin ricası üzerine Osmanlı, Edirne'den önemli boya ustalarını Fransa'ya gönderdi.

💠 Fransız girişimcilerin bin bir zorlukla ikna ettiği Müslüman boyacıların, Fransa'da boyahaneler kurmasıyla beraber Türk kırmızısı Avrupa'ya taşınmış oldu. Fransız devrimi ile Avrupa da boyahanelerin sayısı giderek artar ve çevre ülkelere de yayıldı.

Dokumacılığın Gözbebeği Halılar ve Kilimler

💠 Türkler göçebe hayat tarzı benimsedikleri için mevsime bağlı olarak yaylak ve kışlaklar adındaki mekanlarda bulunurdu. Göç zamanı geldiğinde hem taşıması kolay hem de soğuk ve sıcağa karşı korunaklı malzemelere ihtiyaçları vardı. Bu ihtiyacın doğurduğu çadırların döşenmesini ve sıcak olmasını sağlayan keçe ve halılar üretmeye başladılar.

💠 Keçe ile örtülen çadırların ardından üzerinde çeşit çeşit hikayeler işlenen halı ve kilimler, yastık yüzleri ile ev döşenirdi. Türk dünyasının vazgeçilmez ortak kültürel miraslarından olan halılar ve kilimler çeşitli işlemlerden geçerek günümüze kadar ulaştılar.

OSMANLI'DA NAKIŞ SANATI

💠 Halılar göze verdiği estetik zevkle beraber kültür hayatımızın olmazsa olmazlarındandı. Özbekistan, Azerbaycan, Türkmenistan başta olmak üzere Balkanlar'da, Makedonya halılarının motif ve işçiliği ile oldukça ün saldı.

💠 Bu bölgelerin tarihi İpek Yolu üzerinde yer almasıyla beraber Türk halıları farklı coğrafyalara satılarak birçok saray ve konakta yerini aldı. Divanı Lügatü'l-Türk'e göre halılar ve kilimler dokuma tezgahlarında bin bir emekle düğüm atılarak dokunurdu.

💠 Düğüm sayısı az olanlara kaba halı, düğüm sayısı fazla olanlara ise ince halı denirdi. Bir halıda ne kadar düğüm varsa o halının değeri de o nispetle artardı. Kaşgarlı Mahmut bu durumu, Divanı Lügatu'l-Türk'de " Tüküm tükmekte yarışırdı genç kızlar…" cümlesi ile kayda aldı.

Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Halılar

💠 Halı ve kilimlerin yanında Türkler; çeşitli kumaş, örgü, yastık, çuval, cicim ve sumaklar üretiyordu. Zamanla zanaata dönüşen bu el sanatları kültürel ögeler olarak baş köşede yerini alıyordu.

💠 Selçuklu ve Osmanlı devletleriyle beraber halı ve kilimler yünün yanında keten, pamuk ve ipek ipliklerle de dokunmaya başlandı. Dört bin yıllık tarihi olan halı ve kilimler Osmanlı döneminde zirve noktasına çıktı.

KÜLTÜR MİRASIMIZ: TESBİH

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN