Osmanlı sanatında iz bırakmış 5 motifi
Mühr-i süleyman motifini Barbaros Hayrettin Paşa'nın gemilerinde bayrak olarak kullandığını biliyor muydunuz? Sanatlarımıza işlenen motiflerimize bakarak yüzyılları tayin etmek, onları yorumlayarak hangi ulusa ait olduğunu ve onun tarihi geçmişini belirmek mümkün. İşte Osmanlı sanatında iz bırakmış 5 motifi sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 29.05.2019
08:52
Güncelleme Tarihi: 29.05.2019
09:02
Tezhip sanatında 18. yüzyıldaki eserlerde karşımıza çıkan hasekiküpesi çiçeği, Ali Üsküdârî'nin Gazeller Albümünde Şükûfename'de ve bir Kur'an-ı Kerim'de görülmektedir.
Uzun yaşamın, ölümsüzlüğün simgesi olan tavus kuşu ve cennet kuşlarından olan tavus kuşunun tüylerinin bulunduğu mekân uğur, bereket, bolluk getireceği inancıyla evlerde bulundurulması adetti. Sülüngiller ailesine ait olan tavus kuşu, olağanüstü kuyruğu ve parlak renkleri ile göz alıcı bir güzelliğe sahiptir. Yelpaze gibi açılan bu kuş kuyruk ve duruşuna atfedilen asalet, güzellik, zenginlik ve soyluluğa işaret eder.
Doğu sanatının tavus kuşu konusunda Batı sanatından etkilendiği aşikârdır. Tüyler iktidarın, gücün simgesi olmakla beraber, tavus kuşunun cennete yer alması ve bulunduğu mekânı cennet bahçesine çevireceği inancı bu tüylerin evlerde bulundurulmasına sebep olmuştur.
Sanatımızda çini, minyatür, kat'ı ve tezhipli eserlerde karşımıza çıkan tavus kuşu motifinin Paris Louvre Müzesi'nde sergilenen Bizans dönemine ait örnekleri mevcuttur. Topkapı Sarayı Müzesi ikinci kapısının girişinde sağ tarafta sergilenen bir mermer üzerinde de stilize tavus kuşu motifi bulunur. En belirgin ve çarpıcı örneği ise bugün Arkeoloji Müzesi bahçesinde yer alan ve Osmanlı'nın ilk sarayı olan Çinili Köşk'te karşımıza çıkan örnektir.
İstanbul bahçelerinin vazgeçilmezi olan servi, yirmi, otuz metre kadar uzayabilen, her zaman yeşil kalan bir ağaçtır. Servi ağacının farklı kavramları ifade ettiği bilinir. Bir merdiven vazifesi gördüğüne ve ruhun Allah katına yükselişini temsil ettiğine inanılır. Ayrıca halk arasında ince ve uzun boylu sevgiliye benzetilir. Dik duruşu ile vahdeti yani birliği temsil eser. Allah lafzının ilk harfi olan elife de benzetilen servinin rüzgârda sallanırken "hû" sesi çıkardığı söylenir. Ayrıca tasavvufta sabrın simgesidir. Geçmişte hayatla ölüm arasında bağ kurduğuna inanılan hayat ağacı motifinin yansımasıdır.