Osmanlı'nın en iyi üç hattat padişahı
Osmanlı sultanları, sahip oldukları ilim, aldıkları eğitimler ve gerçekleştirdikleri yeniliklerin yanı sıra icra ettikleri sanatlarla da tarihte iz bıraktılar. Bazı padişahlar, hüsn-i hat sanatı ile ilgilenerek "üstad" mertebesine kadar ulaştılar. Dönemin hat sanatçılarını himaye eden, henüz şehzadelik yıllarında hat sanatında icazetlerini alan ve bugün pek çok camide onlara ait olduğunu bilmediğimiz levhaları ile Osmanlı'nın en iyi üç hattat padişahını sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 16.08.2019
17:15
Güncelleme Tarihi: 16.08.2019
17:19
SULTAN ABDÜLMECİD VE HAT SANATI
Sultan Abdülmecid, 23 Nisan 1823'te Sultan II. Mahmud'un büyük oğlu olarak dünyaya geldi. Şehzâdelik yıllarından itibaren geleneksel eğitimin yanında batı kültüründe de kapsamlı bir eğitim aldı.
Babasının vefatının ardından, 1839 yılında henüz 17 yaşında iken tahta çıktı. Sultan II. Mahmud'un başlattığı ıslahat hareketlerini devam ettireceğini bildirdi.
HEM HÜSN-İ HAT HEM DE RESİM SANATINDA MAHİRDİ
Sultan Abdülmecid, geleneksele ve batıya dair aldığı eğitimi, sanatta da sürdüren bir padişahtı. Alaturka müziğin yanında alafranga müzik; hüsn-i hat ve tezhibin yanında batı resim sanatına ilgiliydi.
Babası Sultan II. Mahmud gibi iyi bir hat sanatçısı olan Sultan Abdülmecid, Osmanlı'nın hattat padişahları arasında, bıraktıkları eser sayısının çokluğu itibariyle Sultan III. Ahmed ve Sultan II. Mahmud'la birlikte adı anılan ilk üç padişahtan biri olmuştu. Sanatında Mahmud Celaleddin ekolünü benimsemişti.
SÜLÜS VE NESİHTE 21 YAŞINDA İCAZET ALDI
Hat sanatını Mehmed Celaleddin'in öğrencisi Mehmed Tâhir Efendi'den öğrenmişti. Sülüs ve nesih yazılarını meşk ederek 1843 yılında icazet almıştı. Abdülmecid Han, rikayı da iyi derecede yazardı. Ancak rika hattını kimden meşk ettiği bilinmiyor.
Çok güzel celî hatları da bulunan Sultan Abdülmecid, bu alandaki icazetini, saray imamı ve Ayasofya'daki celî levhaların hattatı Kadıasker Mustafa İzzet Efendi'den almıştı.
TOPKAPI SARAYI’NDAKİ CÜZÜ HATTAKİ MAHARETİNİ GÖSTERİR
Topkapı Sarayı'nda teşhir edilen ve sultanın imzasını taşıyan Kur'an-ı Kerim cüzü onun hat sanatındaki kabiliyetinin güzel bir örneğidir.
Topkapı Sarayı'nda on sekiz, Türk İslâm Eserleri Müzesi'nde sekiz, Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi'nde dokuz, diğer yerlerde yirmi olmak üzere toplam elli beş eseri tespit edilmiştir.
İSTANBUL’DAKİ PEK ÇOK CAMİDE ONUN LEVHALARI BULUNUR
Büyük çoğunluğu kendi devrinde inşa edilen Hırka-i Şerif, Yakacık, Bezm-i Âlem Valide Sultan, Ortaköy Büyük Mecidiye, Beşiktaş Küçük Mecidiye ve Dolmabahçe camileri ile Bursa'daki Murad Hüdavendigar ve Tophane'deki Kılıç Ali Paşa camilerinin İsm-i Celâl, İsm-i Nebî, Çiharyâr-ı Güzîn ve Haseneyn levhaları onun imzasını taşır.
Kahire ve Şam gibi eski Osmanlı merkezlerinde de eserleri bulunur.