'Dünya Mirası' listesinde sıra Harran'da!
Şanlıurfa'da UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınan Göbeklitepe'nin ardından geçici listede bulunan tarihi yerleşim yeri Harran'ın da asıl listeye dahil edilmesine yönelik beklentiler arttı.
Giriş Tarihi: 23.07.2018
16:25
Güncelleme Tarihi: 23.07.2018
16:30
Önal, M.Ö. 6 binli yıllardan günümüze kadar kesintisiz yerleşim yeri olan ve bir dönem Asurlular ile Emevilere başkentlik yapan Harran Ören Yeri'nde yeni sezon kazılarına başladıklarını belirtti.
Harran ilçesinde ilk kazıların 1950 yılında başladığını hatırlatan Önal, özellikle 2000'li yılların ardından bölgedeki kazılara ağırlık verildiğini dile getirdi.
Harran'daki kazılarda şu ana kadar saraylardan hanlara, hamamlardan çarşılara kadar birçok kalıntının gün yüzüne çıkarıldığını vurgulayan Prof. Dr. Önal, gelecek yıllarda da daha birçok esere rastlanılabileceğini kaydetti.
"Göbeklitepe asıl listeye girdi, darısı Harran'a diyoruz"
UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girmesi için Harran'da çalışmaların büyük bir bölümünün tamamlandığına işaret eden Önal, şöyle devam etti:
"Yakın bir zamanda Göbeklitepe asıl listeye girdi, darısı Harran'a diyoruz. Harran Antik Kenti 2000 yılında UNESCO'nun geçici listesine girdi. Kalıcı olması için de şu an şartların yüzde 80'i tamamlanmış durumda. Harran'ın koruma amaçlı imar planı yapıldı. Harran Alan Yönetim Planı tamamlandı. Kentsel Tasarım projesi son aşamaya geldi. Restorasyon çalışmaları da yüzde 80 tamamlandı. Kazılarımız devam ediyor. Özellikle son 5 yılda Harran'ın tarihte bilinip de görülemeyen eserlerini gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Kazılarda şu ana kadar 2 hamam bulduk, saray ve çarşı hamamı özelliklerini taşıyor. İki çarşıya rastladık çünkü aynı zamanda burası bir ticaret merkeziydi, doğu çarşı ve tonuzlu çarşı bulduk. Bir misk dükkanı bulduk. Bir de şadırvanlı avluyu meydana çıkardık."
Önal, Harran'ın dikkati çeken özelliklerinin başında, Hazreti İbrahim'in yaşadığı yer olması, ay tanrısı Sin Tapınağına ev sahipliği yapması, Anadolu'nun en sanatsal süslemeli Ulu Camisini barındırması, konik kubbeli evleri ve daha da önemlisi beton yerleşim yerlerinin sur içinde bulunmamasının geldiğini belirtti.