Boykotun Serüveni: Neler Değişti?
Bugün 7 Ekim 2024… Katliamın üzerinden bir yıl geçmiş gibi görünse de aslında bu zulüm ve soykırım 1948'den beri devam ediyor. Bu da bize gösteriyor ki, boykot da yıllardır süregelen bir direniş biçimi olarak sürüyor. Bugün boykotun bu kadar bilinçli şekilde yapılması, onun uzun vadede etkili bir süreç olduğunun sonucudur.
Giriş Tarihi: 07.10.2024
08:56
Güncelleme Tarihi: 07.10.2024
10:56
Boykot sadece ekonomik bir adım değildir
📌Şimdi düşünelim: Masumların canına kasteden bu vahşi soykırımın faillerinin ürettikleri ürünler, "haram" değil de nedir? Daha da derin düşünelim; yolunda gitmeyen hiçbir şeyin sebebini başka nerede arayacağız?
➡ Boykot sadece ekonomik bir adım değildir. Hem bir iman meselesidir hem de ecdada vefadır bizim için… Zulmü desteklememek, ona karşı durmak için atılmış aktif bir adımdır. Alışveriş alışkanlıklarımızı değiştirmek küçük bir adım gibi görünebilir ancak bu, bir direniş sembolüdür. Her satın aldığımız ürün, İsrail'in işgaline dolaylı yoldan destek vermek anlamına geliyorsa, bu bizim için büyük bir sorumluluktur. Görünürdeki çatışma her ne kadar Gazze ve Batı Şeria'ya odaklansa da barındırdığı küresel mücadele boyutu, konunun bir başka açısıdır.
İsrail, ekonomik gücünü küresel şirketler üzerinden sürdürüyor
📌Arkadaşlar şunu unutmayalım: İsrail, ekonomik gücünü küresel şirketler üzerinden sürdürüyor. Küresel sermaye, İsrail'in askeri ve siyasi gücünü destekleyen en önemli faktörlerden biri. Bizim boykot ederek bu ürünlere yönelmememiz, zulmün devamına finansal kaynak sağlamasının önüne geçiyor.
➡ Ülkelerin her anlamda İsrail'e uyguladığı boykot ve ambargolar, İsrail toplumunda tavır değişikliği oluşturacak ve Netanyahu'nun zalim hükümetinin sonunu getirecek. Bu noktada "boykot" ümit bağlanabilecek en etkili çözümlerden biri.
➡ İslam tarihinde boykotların, zulüm karşısında direnişin sembolü olduğunu hepimiz biliyoruz. Peygamber Efendimiz (SAV) döneminde de Mekke müşriklerine karşı uygulanan boykotlar, İslam davasının güçlenmesinde, payidar olmasında önemli bir etkiye sahipti . Bu, sadece ticaretle sınırlı kalmayıp, ahlaki bir duruşun da göstergesiydi.
İsrail'in Filistin halkına karşı uyguladığı zulüm ve soykırım
📌Belki pek çoğumuz 2023'ten beri boykot ediyoruz ama daha öncesinde de boykotu yaşam biçimi haline getirmiş pek çok insan var. Nitekim şöyle bir detay da var, İsrail daha kurulmadan önce boykot edilmeye başlandı. Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar Hareketi, 2005 yılından bu yana faaliyetlerini yürüten kurumsal boykot organizasyonlarından biri. Malezya'daki McDonalds şubesi, bu markaya yönelik boykot çağrıları nedeniyle 1,3 milyon dolar talep ettiği bir dava açtı. Yapılan araştırmalar boykot çağrılarının, hedef firmaların hissedar servetine istatiksel olarak negatif etkileri olduğunu ortaya çıkardı. İsrail 2013 ve 2014 yıllarında boykotlar nedeniyle 6 milyar dolar kaybetti.
➡ 2023'te İsrail'in Filistin halkına karşı uyguladığı zulüm ve soykırım, dünya genelinde büyük tepki topladı, toplamaya da devam ediyor. Bu tepkilerin bir yansıması olarak pek çok ülke İsrail'i ekonomik, kültürel ve siyasi alanda boykot etmeye başladı. Starbucks CEO'su, 6 Şubat'ta yaptığı açıklamada, şirketin hem ABD hem de Orta Doğu'daki satışlarının boykotlardan etkilendiğini söyledi. Coca Cola, 2023'ün son çeyreğinde satışlarda yüzde 22'lik bir düşüş yaşadıklarını açıkladı.
Türkiye'de uzun yıllardır süregelen İsrail karşıtı duruş
📌Türkiye'de de uzun yıllardır süregelen İsrail karşıtı bir duruş ve boykot hareketi bulunuyor. 7 Ekim'den sonra Türkiye'deki bu boykotun, İsrail'in ekonomik ve siyasi durumuna olan etkileri önemli bir noktaya geldi. Yapılan anket sonuçlarından 46 bin İsrail şirketinin kapatıldığı duyuruldu. En yüksek pay inşaat sektöründeydi. Türkiye'de pek çok sivil toplum örgütü, dernek ve birey, İsrail ürünlerine karşı ciddi bir boykot kampanyası başlattı. İsrail menşeli ürünlere karşı yapılan boykotlar, İsrail'in Türkiye'deki pazar payını ciddi şekilde azalttı.
➡ Bu süreç, yerli üretimin ne kadar önemli olduğunu da bize gösterdi. Böylece yerel üreticilerin ürünlerine olan talep artmış oldu. Bilinçli tüketim alışkanlıkları gelişti ve her birimiz alternatif yerli ürünleri tercih etmeye başladık. Yani biz üretebiliyormuşuz bunu anladık. Ben olayların her zaman olumsuz tarafının görülmesini doğru bulmuyorum. Geç de olsa bunu fark etmek, yapabiliyor, üretebiliyor olduğumuzu görmek ve olumlu geri dönüşlerle bu cesareti, azmi beslemek gerektiği düşüncesindeyim.
Politik alanda da boykotlar yürütüldü
📌Politik alanda da boykotlar yürütüldü. Türkiye'nin öncülüğünde başlatılan insani yardım girişimleri politik boykotun önemli bir parçası… Medyanın gücünü ayrıca göz ardı etmemek gerekiyor. İsrail'e karşı yürütülen boykotların başarıya ulaşmasında medya büyük bir rol oynadı. Türkiye'deki basın kuruluşları ve sosyal medya platformları, İsrail'in Filistinlilere karşı uyguladığı insan hakları ihlallerini sık sık gündeme getirdi. Sosyal medyada başlatılan boykot kampanyaları, geniş kitlelere ulaşarak, halkın İsrail ürünlerini bilinçli bir şekilde reddetmesini sağladı, İsrail karşıtı duruşu pekiştirdi ve boykot hareketini güçlendirdi.
➡ Ben şu an burada oturuyor ve size kendimi dinletebiliyor ve ufak da olsa akıllarda bir şekilde yer edinebiliyorsam, bu medya eliyle oluyor. Benim şu an bu meselelerle ilgili ciddi bir vasfım var mı? Hayır, ben içerik üreticisiyim. Benim görevim, medya gibi kitleleri yönlendiren bir alandaysam doğru, ahlaki ve etik ilkelerle söylemlerimi dile getirmek. Bu sebeple medyayı lütfen bilinçli kullanın. Ve mesleğiniz ne olursa olsun Filistin hakkında konuşmayı bırakmayın. Hangi markaların, hangi ürünlerin İsrail'e destek sağladığını öğrenin ve bu konuda bir farkındalık oluşturun.