Arama

Doğu Türkistan'da neler oluyor?

Doğu Türkistan, uzun yıllardır Türk dünyasının kanayan yarası... Çin'in, uyguladığı baskı ve zulmü günden güne artıyor ve buradaki Uygur Türkleri vatanlarından başka ülkelere göç etmek zorunda kalıyor. Çin zulmünün en yakın tanıklarından biri olan Münevver Özuygur ile Doğu Türkistan'daki Çin zulmünü ve İslam karşıtlığının geldiği noktayı konuştuk.

Sümeyye Gedizli: Çin zulmünden nasıl kaçtınız? Ne gibi zorluklar ile karşılaştınız?

Münevver Özuygur:

◼ Başörtü baskılarından sonra kaçmak için plan yapmaya başladım. Birkaç kez başarısız kaçış girişiminde bulundum. Üçüncü girişimde ise Allah (CC) yardım etti ve 1998 yılında çok zor şartlarla ancak Pakistan'a kaçabildim. Özellikle benim gibi gazetecilerin kaçması onlar için büyük bir tehlikeydi. Ben kaçtıktan 6 ay sonra, kırmızı bültende benim adımı haberlere çıkardılar, "büyük bir terörist" diye.

◼ Ülkemden çıkarken şöyle bir olay yaşadım. Pasaportumuza damga bastılar ve "gidebilirsin" dediler. Bir arkadaşımla 15 günlüğüne, düğünü gidiyoruz diye çıktık. Valizlerin bırakıldığı ve alındığı yerde Çin polis, "yanında paran varsa çıkabilirsin" dedi "benim param yok" dedim. "Paran olmazsa çıkamazsın" dedi. Ben de "azıcık var" dedim. "Ama orada düğüne katılacağım benim geri gelmem lazım." "Paranın hepsini çıkar" dedi. Ne varsa hepsini kuruşu kuruşuna çıkarmak zorunda kaldım. Polis, "gitme" dediğinde gidemeyecektim çünkü. Kaçmadan bir ay önce Pekin - Urumçi içinde kendi evime, annemin evine bile gidemedim. Ellerine delil geçmediği için çevremdeki herkes yakalanmıştı. Çember çok hızlı bir şekilde daralmaya başlamıştı. Erkekler, "biz burada kalırız ama siz kalamazsınız" dediler, birçok kadın ve çocuğun çıkmasını sağladılar. Ben vatanımdan ayrılmayı hiç istemiyordum ama ağlaya ağlaya mecbur çıktım.

Sümeyye Gedizli: Doğu Türkistan'da Çin zulmü ne zaman başladı?

Münevver Özuygur:

◼ 26 sene oldu ben Doğu Türkistan'ı, vatanımı bir gün bile unutamadım ve çok özlüyorum. Akrabalarım hepsinden habersizim. Doğu Türkistan'da olan zulmü anlamak için Çinlileri tanımak lazım. Doğu Türkistan'daki zulüm, 1949'ta başladı. 1943-1933 yılları arasında Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kuruldu. Çin ve Rusya, Orta Asya'daki bir Türk birliğinden korktuğu için bir araya geldiler ve Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'ni yıktılar. Aynı yıl, Doğu Türkistan'ın bağımsızlığı, dış işlerinde Çin' bağlı olmak koşuluyla kabul edildi. Bizim önderlerimiz Çin yönetimine inandı. Çin'in başındaki Mao Zedung, "masadaki çalışmalarımızın devamını Pekin'de yürütelim" diyerek bizim önderlerimizi Pekin'e çağırdı. Doğu Türkistan Cumhuriyeti'ndeki tüm rehberlerimizi uçağa bindirdiler ve iki saat sonra uçağı düşürdüler, tüm rehberlerimiz öldü. Onun için 1949 yılında Mao, Doğu Türkistan'ı tamamen işgal etti.

Sümeyye Gedizli: Wuhan'daki olayın arkasında ne vardı?

Münevver Özuygur:

◼ Korona olayı başladığında haberlerde, uçaklardan askerler inmişti. Askerin ne işi vardı Wuhan'da? Covid-19 olayında asker ne yapabilirdi ki? Doktorların gelmesi gerekiyordu değil mi? Wuhan'daki tüm insanları evlere hapsettiler ve hepsini içeride öldürdüler. Bir video vardı gördünüz mü? "Wuhan cayu, Wuhan cayu" diye bağırıyorlardı. Wuhan cayu, "biz baş eğmeyeceğiz!" "Baş eğmeyeceğiz" diyenlerin hepsini evde öldürdüler. Bahaneleri Covid-19 idi. Covid-19 olan - olmayan, Çin yanlısı herkesi uçağa bindirdiler bir süre sonra başka ülkelere dağıttılar hatta Doğu Türkistan'a getirdiler. "Wuhan'dan gidiyoruz" diye mesaj atan Çinliler vardı ama bu olayları bilmeyenler, "ne oluyor?" diye tepki gösteriyorlardı. Bizim gibi Çin'in gerçek yüzünü bilen insanlar, yaşananların bir oyun olduğunun farkındaydı. Çünkü Wuhan'da büyük bir ayaklanma için hazırlanıyordu.

Ramazan ayında Doğu Türkistan'da neler oluyor?

Sümeyye Gedizli: Çin yönetimi, asimile politikalarını nasıl yürütüyor?

Münevver Özuygur:

◼ Çin yönetimi öyle bir diktatör ki "benim söylediğimi söyleyeceksin, benim düşündüğümü düşüneceksin, benim emrimde olacaksın, kendi isteğinle hiçbir şey söyleyemeyeceksin, bana karşı gelemeyeceksin" istiyor. Onun için dedim ya "Çinlileri tanımak lazım" diye. Dünyada iki millet var, asla asimile olmayan ama asimile eden; birisi Hindular birisi Çinliler. Milliyetçi Çin olun ya da çok dindar bir Çinli olun, ne olursanız olun, Çinliler kendilerinden olmayan hiçbir insanı kabul etmezler. 200 sene Afrika'nın en ücra köşesinde yaşayan bir Çinlinin yanına gidin asimile olmadığını göreceksiniz. Hatta orada yaşayan insanları asimile ederler. Onun için biz ne kadar iyi bir komünist olursak olalım, ne kadar onlar için çalışsak da hepimiz onlar için hiçiz.

Münevver Özuygur:

◼ Çinlilerin Jungo yazısını iyi bilmek gerekiyor. Jungo'daki "Jun" yazısı, "yerküresinin ortasında biz" demek. "Go" yazısı "yerküresinin padişahı biz" demek. Jungo, "yerküresinin ortasındayız ve yerküresinin padişahıyız" demek. Bunu Çince bilenler görüyor ama onun manasını bilmiyor. Şincan, "yeni kazanılmış topraklar" demek. O yazıdaki karakterler; Doğu Türkistan'daki üç tane büyük dağ, ova, su ve yerleri temsil etmektedir. Yani diyorlar ki dağlarda bizim, topraklarda bizim, ekinlerde bizim kısacası "Şincan" yazısında her şey var.

Sümeyye Gedizli: Osmanlı döneminde, Anadolu Türkleriyle Uygur Türklerinin arasında nasıl bir ilişki vardı?

Münevver Özuygur:

◼ Doğu Türkistan, Türkiye'nin doğusunda yer alıyor. Hatta Doğu Türkistan için, Osmanlı topraklarının bir parçası diyebiliriz. 1870 yılındaki Yakup Beg Han, Kaşgariye Devleti'ni kurduğu zamanda, Abdülmecid Han'a mektup göndermiş ve Abdülmecid Han adına hutbeler okunmuştu.

Mehmet Emin Buğra'nın Doğu Türkistan mücadelesi

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN