Arama

Ecdadımızın tüm dünyaya emsal teşkil eden hayvan sevgisi

Türkler tarih boyunca hayvanlarla iç içe yaşayan ve onlara tarih sürecinde oldukça önemli ayrıcalıklar tanıyan, onlara değer veren bir millet oldu. Atalarımız, ölen atlar için mezar taşları ve kitabeler yaptırdılar. Kaya resimleri ve kilimlerde hayvan figürleri çoğunluktadır. Edebiyatta, türkülerde de hayvan sevgisi hissedilir derecede vurgulanır. Bu sevgi, Osmanlı döneminde de devam eder. Osmanlı'da hayvanlara bakılması için uşak tutulur, maaş verilir, fırıncılara ve kasaplara, köpekler için aylık para verilirdi. Sokak hayvanlarının beslenmesi için Mancacılık mesleği dahi oluşmuştu…

Ecdadımızın tüm dünyaya emsal teşkil eden hayvan sevgisi

Ecdadımızın hayvanlara verdiği büyük değeri ve korunmalarına ilişkin birçok kanun çıkardığını biliyoruz. Avrupalı gezginlerin seyahatnamelerinde Osmanlı'nın kuşlara, sokak kedi-köpeklerine, yük hayvanlarına besledikleri sevgiden, onların bakımları için kurdukları vakıf ve tedavi merkezlerinden ve hayvanları korumaya yönelik çıkarttıkları kanunlardan sıklıkla bahsedilir. Buna ilişkin olarak diğer ülkelerin insan haklarını tartıştığı sıralarda, Osmanlı Devleti, dünyanın ilk hayvan hastanesini kurdu: Gurabahane-i Laklakan; Türkçesiyle "düşkün leylekler evi."

Ecdadımızın tüm dünyaya emsal teşkil eden hayvan sevgisi

"KANADI KIRIK LEYLEKLER, HALKIN SADAKASIYLA YAŞARLAR"

Anadolu kültüründe "uğurlu" ve "bereketli" görülen leylekler ve göçmen kuşlar için oluşturulan Gurabahane-i Laklakan, Osmanlı'nın en güzide şehirlerinden biri olan Bursa'da inşa edildi. Dünyanın ilk hayvan hastanesi Gurebahane-i Laklakan, göç yolunda sakatlanarak sürünün ardında kalan tüm göçmen kuşları, bir sonraki göçe kadar iyileştirme hedefiyle yıllarca faaliyet gösterdi. Günümüzde ise sokak hayvanları hastanesi olarak hizmet vermeye devam ediyor.

Ecdadımızın tüm dünyaya emsal teşkil eden hayvan sevgisi

Gurabahane-i Laklakan, seyyahların, tarihçilerin ve edebiyatçıların eserlerine de sık sık konu oldu. Ahmet Haşim, kaleme aldığı bir yazıda Gurabahane-i Laklakan için, "Bilmem Bursa'yı gezerken gördünüz mü? Haffaflar Çarşısı'nın ortasında bir meydan var. Bu meydan malul hayvanların düşkünler yurdudur. Kanadı, bacağı kırık leylekler, bunamış kargalar halkın sadakasıyla yaşarlar" sözlerine yer verir.

Ecdadımızın tüm dünyaya emsal teşkil eden hayvan sevgisi

HAYVAN SEVGİSİNİN MESLEĞE TEZAHÜRÜ "MANCACILIK"

Avrupa ülkelerinde hiçbir hayvan hakları kanunu olmadığı, hatta 16. yüzyılda Paris'te her yıl yaz ayının belli bir gününde tüm sokak kedilerinin çuvallara doldurulup yakıldığı ve halkın bugünü eğlencelerle bir festival havasında kutladığı bilinir. İşte o dönemlerde Osmanlı'da bir meslek vardı: Mancacılık. Mancacı, kedi köpek yiyeceği demek olan mancayı, satar; dileyen mancacıdan aldığı yiyecekleri hayvanlara verir, dileyen parasını verir mancacı onların yerine sokak hayvanlarını düzenli olarak beslerdi.

Ecdadımızın tüm dünyaya emsal teşkil eden hayvan sevgisi

17. yüzyılda gezgin Jean du Mont, seyâhatnamesine "Türklerin hayırları hayvanlar için bile geçerlidir. Özellikle köpeklere karşı çok müşfiktirler. Türklerde kedi-köpek, at gibi eti için beslenmeyen hayvanları öldürmek suçtur" diye yazmıştır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN