Kuduz tedavisi var mı? Kuduz hastalığı nasıl bulaşır?
Ülkemizde son günlerde gerçekleşen kuduz vakaları, insanların kuduz hastalığını araştırmaya sevk etti. Hayvanlardan bulaşan bir hastalık olarak bilinen kuduz, önlem alınmadığı takdirde ölümle sonuçlanabiliyor. Kuduz belirtileri kısa sürede kendisini gösterirken milyonlar kuduz hastalığı, kuduz vakaları, kuduz tedavisi, kuduz belirtileri gibi soruların yanıtlarını arıyor. Sizler için "kuduz" hastalığını konunun uzmanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş'a sorduk.
Giriş Tarihi: 07.11.2022
18:34
Güncelleme Tarihi: 07.11.2022
19:40
Bekir Salih Yaman: Herhangi bir yaralanma durumunda enfeksiyon olasılığını azaltmak için bir insan ne yapabilir?
🔸 Prof. Dr. İlyas Dökmetaş:
Yapacağı ilk iş, ısırılan bölgenin sabunlu su ile yıkanması, bol sabunlu su ile.
Mümkünse tazyikli su ile. Ama bunu yaparken de ellerinde çatlaklar, yaralar varsa eldiven giysin. Gerekirse gözlük taksın.
Çünkü o yıkma yerindeki salyalar gözünüze gelirse oradan gelip vücuda bulaşabilir. Yani kendinizi koruyarak hastaneye geldiğinizde de bizim yaptığımız ilk işlem bol tazyikli su ile o bölgeyi yıkamak.
Sabun ve tazyikli su, virüsü o bölgeden % 80-90 oranında uzaklaştırıyor ve hastalığın oluşmasını engelliyor. Bu rakam çok büyük bir oran.
Tentürdiyot veya alkol varsa o bölge silinebilir, onun da faydası vardır.
🔸 Prof. Dr. İlyas Dökmetaş:
Bireyin yani ısırılan kişinin vücut direncinin özelliklerine göre - yani vücut direnci düşükse immün sistemi baskılanmışsa, kanserli hastaysa, AIDS'li hastaysa, şeker hastalığı varsa, böbrek hastalıkları varsa - buna benzer şeyler varsa bunlarda daha hızlı bir şekilde hastalık gelişebiliyor. Baş- boyun bölgesinde ısırıklar varsa yani beyne yakın olan bölgelerde, birden çok parçalı ısırıklıklar varsa risk yüksek.
Bu aşamada bize geldiğinde sadece aşı yapıyoruz, o ısırılan bölgenin özelliğine göre aşıyla immunoglobulin yapıyoruz. Çok az bir hastada ise köpek veya kedi aşılı ise çok derin bir yaralanma yoksa hiçbir şey yapmayıp hayvanın ölüp ölmeyeceğini gözlemliyoruz.
Kuduz olan hayvanlar 10 gün içerisinde ölürler. Son 10 gün içerisinde tükürük salyanlarında kuduz virüsü vardır. Isırmayla o salyadaki virüs vücuda geçer. Hayvan 10 gün içerisinde ölmezse zaten hayvan kuduz değildir.
Ama ısıran hayvan kaçmışsa, kaçarken ölmüşse veya ısıran hayvanın aşı durumu bilinmiyorsa o zaman ya sadece aşı, ya da aşıyla * immünoglobulin yaparız.
*Bağışıklık sisteminin bir parçası olan ve vücuttaki yabancı maddeler ile savaşan Y şekilli proteinlere antikor ya da tıbbî adı ile "immünoglobulin" denir.
🔸 Prof. Dr. İlyas Dökmetaş:
Sadece bunlar yetmiyor, bu tür ısırıklardan sonra tetanoz da oluşma riski var.O yüzden kişilere tetanoz aşısını da sorgular, gerekli durumlarda yaparız. İlave olarak da eklem bölgelerinde, elde, parmaklarda veya boyun bölgesinde, yüz bölgesinde derin yaralar (kedi ısırıkları da tırmalamaları da derin yaralamalar şeklindedir) varsa o zaman kemik iltihapları da görülebilir yani kuduz ve tetanozun haricinde kemikler ve yumuşak dokuda da iltihap görülebilir.
Bunun için de o dönemde antibiyotik verilir. Yoksa kuduzda antibiyotik vermiyoruz. Çünkü etken bir virüs. Antibiyotiğin bunda bir faydası yoktur. Ama ısırıkla birlikte ısıran, insan olsun hayvan olsun onun ağız florasında bulunan mikroorganizmalar, mikroplar, ısırılan kişinin vücuduna girebilir. O zaman antibiyotik de verebiliriz.
Bekir Salih Yaman: Kuduz hastalığı önlenebilir mi?
🔸 Prof. Dr. İlyas Dökmetaş:
Kuduz hastalığı dünyada bazı ülkelerde hiç yok. Mesela ada ülkelerinde; İngiltere ve Avustralya'da hiç yok. Kuduz hastalığı vahşi hayvanlardan insanlara bulaşıyor. Yani dağdaki tilki, çakal, kurt, ayı, domuz ve benzeri hayvanlar kuduz virüsünü taşıyabiliyor. Onlara saldıran köpekler veya kurtların köpeklere saldırması sonucu evcil hayvanlara bulaşıyor. Köpeklerden kedilere geçebiliyor hatta koyun, keçi, at, inek, sığır ve benzeri hayvanlara da geçebiliyor. Bunların yaralanması sonucu da kuduz görülebiliyor. Bir hastalığın tamamen önlenmesi için o hastalığın etkeni olan virüsün o ülkeden tamamen uzaklaştırılması lazım.
🔸 Prof. Dr. İlyas Dökmetaş:
Bizim ülkemizin sınırları buna uygun değil. Doğu Anadolu'dan, Güneydoğu tarafından, Kafkasya'dan vahşi hayvanlar, evcil hayvanlar ülkemize geçiş yapıyorlar. Bu nedenle "vahşi hayvan yaralanması" olursa mutlaka kuduz aşısı yapıyoruz çünkü onu gözlem altına tutmamız, yakalamamız, aşısı var mı yok mu diye sorgulamamızın hiçbir anlamı yok.
Vahşi hayvan yaralanması varsa kuduz ihtimali olabilir. Kuduz olursa da %100 ölüm var . Aşıyla da biz %100'e yakın koruma sağlıyoruz. Vahşi hayvan yaralanmalarında bunu yapıyoruz.
Evcil hayvan yaralanmalarında ise hayvanın aşısı var mıydı, hayvan provoke edildi mi diye sorguluyoruz. Siz bir kedinin boğazını sıktınız, ayağını sıktınız, kedi sizi tırmaladı, onda yaklaşımımız farklı; hiçbir şey yokken kedi size saldırdı, tırmaladı, başkalarına da saldırıyor o zaman bu hususta yapacaklarımız farklı.
İkincisinde kedinin kuduz olma ihtimali var. Veya köpeğe ekmek, et verirken parmağınızı yaraladı, parmağınızı hafifçe kanattı. Burada bir provokasyon yok. Hayvan onu almak isterken canınızı yakıyor. Yine onu gözlem altına alırız ama burada kuduz ihtimali son derece az.
Ama hiç yokken köpek ağzından salyalar akarak dolaşıyor, herkese saldırıyor, eski haline göre anlamsız hareketleri var ve felç gibi bir durum söz konusu; o zaman kuduz olma ihtimali yüksek.