Arama

Tesettür kişisel bir tercih midir?

Dijital dünyanın hayatımızın her alanını işgal etmesiyle birlikte manevi haller de yavaş yavaş tehlikeye girmeye başladı. Bunun en bariz örneğini, örtüsünü terk eden influencerlar yoluyla görebiliyoruz. Bu elbette kişinin kendisini ilgilendiren bir durum. Bizim burada ele almamız gereken nokta ise kitleleri her anlamda yönlendirebilecek konumda olan kişilerin, tesettürden çıkmayı reklam ederek duyurmaları... Tabi burada meselenin özüne inmek ve öncelikle neyi kaybettiğimizi neyi eksik yaptığımızı ve tehlikenin farkında olarak elimizi taşın altına koymanın gerekli olduğunu hatırlamamız ve hatırlatmamız gerekiyor.

  • 6
  • 7
Tesettürü bırakmayı neden güzelliyorlar?
Tesettürü bırakmayı neden güzelliyorlar?

Güzelleme dedik, buna tesettür firmaları da katılıyor aslında. Böyle bir görsel şovda nasıl koruyacağız kendimizi?

Fatma Bayram:

Tabi siz çok somut şeyler istiyorsunuz ama ben öbür tarafla ilgili bir şey daha söyleyeyim. Mesela nasıl başladık biz buna; tesettürlüyken güzel olma… Tesettür firmaları deyince o çağrıştı hemen. Yani tesettürlü bir kadının da şık olması, modern olması. Şimdi bir adım sonra bu nereye gidiyor, biliyor musunuz? Yeterince şık değilim tesettürle… Bir adım sonra buraya gidiyor.

Ben birkaç düğün yaptım ailede, gençler diyor ki; "ne yaparsak yapalım ne giyersek giyelim, tesettürlü gelinlik güzel değil zaten." Halbuki bizim kuşağa göre şahane giyiniyoruz. Biz örtündüğümüz zaman tek tip bir pardösü vardı. Kalın anadol marka çoraplar vardı. Üstüne de çenenin altından düğüm atarak bağladığımız baş örtülerimiz vardı. Şık olmaktan vazgeçiyorduk. Yanlış ifadeler kullanmak istemiyorum; şık olmaktan vazgeçmek değil de bugünkü anlamıyla "çok güzel olmaktan…" vazgeçiyorduk. Çünkü şunu kabul ediyorduk biz; "tesettür kadının güzelliğinin örtünmesi demektir zaten." Güzelliğimizi örteriz, kendimizi sergilemeyiz.

Hatta biz neyi tartışıyorduk; "baş örtülerimiz, omuzlarımızı kapatmalı mı?" Çünkü omuzlarınızı örtün ifadesi hani boyunda bırakılan eşarp yeterli oluyor mu? İnce çorap giydiğimizde 2 tane üst üste giyerdik, cildin rengini gösteriyor vs. diye… Etek boyu meselesini konuşurduk. Çünkü tesettür demek zaten "sergilemekten vazgeçmen" demek "göstermekten vazgeçmen" demek. Bir de tabi bunlar hep birbiriyle bağlantılı. Kadınlar özel hayatlarındaki misafirlikler, eğlenceler, birtakım ritüellerden vazgeçtikten sonra; artık evler küçüldü, evlerde misafir bile ağırlanmıyor, bütün hayat dışarıya akınca, o güzel olma ihtiyacını da tabi ki dışarıda yaşamaya başladı.

  • 7
  • 7
Erkeklerin tesettürü de konuşulmalı mı?
Erkeklerin tesettürü de konuşulmalı mı?

Erkeklerin tesettürü de konuşulmalı mı?

Fatma Bayram:

Evet, gençler hep öyle söylüyor. Onların tesettürünü de konuşalım… Şimdi burada kamuya açık bir alanda konuşuyoruz. Böyle feminist ifadeler kullanmayı çok istemem ama Müslümanlık adına yapmaları gereken o kadar çok şeyden vazgeçtiler ki erkekler, artık onların olmayacağını biz de kabullendik ve hiç konuşmuyoruz. Mesela cihad… Siyer okudum, az önce size söylediğim gibi… Siyer okuyun; o sahabenin ne çoluk çocuğu görüyor gözleri ne evliliklerini ne hanımlarını ne ticaretlerini ne ziraatlarını… 3 kişi Tebük Savaşı'na katılamamış, biraz böyle ağırdan almışlar, Allah'ım sureler iniyor ayetler iniyor haklarında. Yani bugün tamamen terk ettiler tamamen bıraktılar kendilerine farz olan alanı. Orada neredeyse hiç varlık göstermiyorlar. Mesela çocuklarının din eğitiminden kim sorumludur, İslam'a göre? Babalar sorumludur. Onu da annelere bıraktılar.

Az önce dediğim gibi toplum bir organizmaya benzer, organın biri hastaysa öteki de ondan etkilenir ve birbirlerini tetikler karşılıklı olarak. Önce erkekler bozuldu, sonra kadınlar veya önce kadınlar bozuldu, sonra erkekler gibi şeyler söylemek istemiyorum. Bu zayıflamalar hep birlikte oluyor. Hep birlikte dünyevileştik, aşırı fiziksel değerleri yücelttik ve bunlar karşılıklı olarak birbirini etkiledi. Tesettürü bırakan arkadaşlarımızdan dürüstçe ifade edenlerin bir kısmı, bu gerekçeyle bıraktığını söylüyor. Ortada yarış var ve tesettürlü olduğun an egale ediliyorsun bu yarıştan, doğal yöntemlerle, tabii seleksiyon yani. Dolayısıyla o yarışı kaybetmek, çekilmek istemiyor. Amacına ulaşmak istiyor. Tesettür burada ciddi bir engel ve bırakıyor. Niye tesettür ciddi bir engel? Çünkü kazanılacak olan kişiler için tesettürün bir değeri kalmadı.

Kişisel tercih meselesine gelelim.

Şimdi biliyorsunuz biz tesettürü konuşuyoruz ama başka toplumsal krizlerimiz de var, dini anlamda. Cinsiyet meseleleri, detaylarına girmeyeyim. Orada da çok altı çizilen bir kavram bu, kişisel tercih… Neredeyse kişisel tercihlere saygı duymak, insan kabul edilmenizin şartı haline geldi. Yani insan kabul edilebilmeniz için kişisel tercihlere saygı duyuyor musun? Bu sınavdan geçmeniz gerekiyor. Bir dine inanmak nedir? Göremediğim, bilemediğim, hakikatin önemli bir kısmı var; gittiğim bir yer var, bilemediğim metafizik bir dünya var ve orayla ilgili benim bilgi edinmem lazım. Çünkü oraya doğru gidiyorum. Peki bu bilgiyi bana kim verecek? Bu alemi yaratan Allah, bana o alanla ilgili bilgi veriyor ve o alan sadece gittiğimiz bir yer değil; şu anda yaşarken de metafizik boyutlarımız var, o alanla irtibatımız var. Uhrevi amaçları görmezden geldiğimizde dünyayı da tam istediğimiz gibi yaşayamıyoruz. Çünkü bu dünya ile tatmin olmuyoruz. Her şeyi yapıyoruz, tatmin olmuyoruz.

Benim ailemde de var ama onlarla çok detaylı konuşamıyoruz maalesef ilişkilerimiz bozulmasın diye. Fakat dış dünyadan benimle konuyu konuşmak isteyen gençlerle konuştuğumda bana söyledikleri şeyler; ben hiçbir yerde yadırganmak veya kendisinden bir şey beklenen kişi olmak istemiyorum. Çünkü ne deniyor? Sen başörtülüsün şöyle davranmazsın; sen başörtülüsün İslam'ı temsil ediyorsun o zaman şuraya gidemezsin; şunu yapamazsın gibi beklentiler var. Dolayısıyla ben bunların hiçbirini yaşamak istemiyorum hiçbir şeyi temsil etmek istemiyorum bu şekilde yargılanmak, kınanmak istemiyorum, diyor. Bunu duyunca insan şöyle zannediyor; başörtüsüz dünyada kimse kimseyi yargılamıyor, kınamıyor, hiçbir beklentileri yok harika yaşıyorlar, çok özgürler, herkes birbirine çok saygılı. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Bu insanoğlunun yapısı. Herkesin birbirini daha çok tanıdığı bir köyde yaşıyorsanız, herkes birbirinin hayatına daha çok müdahil oluyor; ister kapalı olun ister açık. Yani Orta Avrupa'daki bir Macar köyünde de aynı sorunlar var. Dolayısıyla onu göremiyoruz. Bütün yaşadığımız sosyal problemlerin psikolojik problemlerin başörtüyü açarsan hallolacak diye düşünüyoruz, düşünüyorlar.

Devamını dinlemek için tıklayın...

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN