Uygurların "insanlık dışı toplama kamplarına" alınma gerekçeleri
Yüzyıllardır tüm dünyanın gözü önünde Müslüman ve Türk olan Uygurlara, kendi topraklarında alenen soykırım yapılıyor. 1949 yılından itibaren resmen işgal edilen Türkistan bölgesinde milyonlarca insan varoluş mücadelesi veriyor. Fakat Çin rejiminin uyguladığı ağır asimilasyon politikaları buna engel oluyor. Uygurların pek çok hakkını elinden alan yönetim bir de bunun üstüne masum insanları, işkence merkezi olan toplama kamplarına almak için haince tuzaklar kuruyor. İşte, Doğu Türkistanlıların insanlık dışı toplama kamplarına alınma gerekçeleri...
Giriş Tarihi: 08.11.2023
17:00
Güncelleme Tarihi: 12.02.2024
15:00
TOPLAMA KAMPLARINDA YAŞANANLAR
◾ Gerçeğin bambaşka olduğu, kamp duvarında yazan "kalbim dayanmaya devam et" yazısının bir gazeteci tarafından fark edilmesiyle anlaşılır.
◾ Çin hükümeti bu durumu, "halkı aşırı dini bağlılıktan ve terörizmden kurtarmak ve Uygurlara yaşadıkları ülkenin dilini, kültürünü öğretme ve mesleki kazanım sağlama" şeklinde açıklamıştır.
◾ Fakat rejim, milyonlarca masum insana her gün uyguladığı türlü işkencelere devam eder. Örneğin; Uygur Türklerine sabahları zorla Çin marşı söyletir ve cuma günleri ise Allah'ı inkar etmeye, içki içmeye ve domuz eti yemeye mecbur bırakır.
BU BİR SOYKIRIM!
◾ Yazın kızgın zeminde aç ve susuz bırakmak, kışın buz kütlesinin üstünde çıplak ayakla bekletmek, sebepsiz yere hücreler atılarak günlerce aç kalmasını sağlamak ve bilinmeyen sıvıları vücutlara enjekte etmek; ÇKP'nin işkence türlerinden birkaçıdır.
◾ Çin'in, Doğu Türkistan'daki genç kızlara uzanan kirli elleri ve daha doğmamış bebekleri anne karnından ayırmaları, rejimin ne denli köhne bir zihniyete sahip olduğunu göstermektedir.
◾ Yıllardır işgal altında Uygur Türkleri, 2017 yılından itibaren sistematik bir şekilde soykırıma uğramaktadır. Kamplarda toplamda 3 milyon insanın zorla tutulduğu tahmin edilmektedir. Bu insanların yaşadıkları yerlere ise Çin halkı yerleştirilir, amaç bölgenin demografik yapısını tamamen değiştirmektir.
Cami ve türbeleriyle Doğu Türkistan
DİN BİR TEHDİT OLARAK GÖRÜLÜYOR
◾ Çin yönetinin Doğu Türkistan'dak i suçlarını araştıran uzmanlar, 1970 ile 1990 tarihleri arasında doğan Uygur Türklerini güvensiz nesil olarak tanımlar. Bunun nedeni o senelerde doğan Uygur nesli, kültür devrimini yaşamış kısacası Komünist Parti'yi iyi tanımaktadır.
◾ ÇKP , İslam'ı bir zehirlenme biçimi olarak görür ve Uygurların tedavi edilmesi gerektiğini iddia ederek işledikleri suçu meşrulaştırmaya çabalar. Din zehirlenmesine tek çare olarak hapsi işaret eder ve milyonlarca insanı toplama kamplarına aldırır.
RADİKAL EĞİLİMİN 48 ŞÜPHELİ İŞARETİ
◾ Tanner Greer'in 2018 yılında, Foreign Policy dergisinde yayımlanan "Radikal Eğilimin 48 Şüpheli İşareti" başlıklı çalışmasında, Doğu Türkistan'daki toplama kamplarında yaşanan korkunç olayları anlatır ve tutuklamaların korkunç bir hal aldığını söyler.
◾ Bunun yanında tutuklanmaların çok ilginç nedenleri olduğundan bahseder. Greer'in anlattığı bu 48 işaretin yalnız başına bir karşılığı olmasa da çok ciddi yaptırımları bulunmaktadır.
Tanner Greer kimdir?
Tanner Greer, Amerikalı deneme yazarı, araştırmacı ve gazetecidir. Amerika'nın önde gelen dış politika yayın organlarında bağımsız çalışmalar yürütmektedir.
Orta Asya değil Türkistan
SADECE BİR ÖRNEK
◾ Tanner Greer'in makalesinde bahsettiği 48 madde genel olarak Çin hükümetinin dini ve kültürel olan her şeyi yasaklamaya odaklı olduğunu göstermektedir. Bu da Uygur Türklerine uygulanan asimilasyon politikalarının ne denli bir boyutta olduğunu gözler önüne serer.
◾ Toplama kamplarını dünyaya duyuran Bitter Winter'de , Uygur Türkleriyle ilgili ilginç bir olay yaşanmıştır. 28 yaşında olan Ali Cuma isimli Uygurların tutuklanma nedeni, yurtdışı çıkış yasağı bulunan aile ferdi olduğu belirtilir. Cuma'nın hiçbir zaman ülkesinden ayrılmadığı, yalnızca pasaport başvurusu bulunmasından ötürü bölücülük şüphelisiyle tutuklanır.
↪ Bu, Uygurların temel yaşama özgürlüğünün elinden alındığını gösteren tek bir örnektir. Maalesef bunun gibi daha birçok örnek bulunuyor...