Hindistan’da İslamiyet nasıl engellenmeye çalışıldı?
Köklü bir tarihî geçmişi olan, yaklaşık bin farklı lehçenin konuşulduğu ve yüzlerce dinî inancın yaşandığı Hindistan'da, İslamiyet Hinduizm'den sonra ikinci en büyük din. Ülke, Müslüman azınlıklar hususunda farklı bir tecrübeye sahiptir. Yaklaşık 70 yıl geçmesine rağmen Hindistan'da kalmayı tercih eden Müslümanlar, bugün hâlâ hayatın her alanında haksızlıklara uğruyor. Kültürel kimliklerine yönelik tehditlere karşı mücadele eden Hindistan Müslümanlarına Tac Mahal Türbesi 'nde vakit namazların kılınması da yasaklandı.
Giriş Tarihi: 05.11.2018
17:01
Güncelleme Tarihi: 05.11.2018
17:05
Tac Mahal Türbesi'nde vakit namazların kılınması yasaklandı
Times of India gazetesinde yer alan habere göre, Yüksek Mahkemenin, Temmuz ayında Tac Mahal Türbesi 'ndeki mescitte şehir dışından gelen Müslümanların cuma namazı kılmasını yasaklayan kararının ardından Hindistan Arkeolojik Araştırmalar Kurumunun (ASI), Tac Mahal'de vakit namazlarının kılınmasının da yasaklandığını duyurdu. ASI yetkilileri, dün türbede abdest almak için kullanılan su tankını mühürledi. Namaz kıldırmak için camiye gelen İmam Seyit Sadık Ali, sebebini anlayamadığı tedbire şaşırdığını söyledi.
Tac Mahal Türbesi'nde vakit namazların kılınması yasaklandı
Tac Mahal İntizam Komitesi Başkanı Seyit İbrahim Hüseyin de Tac Mahal'de uzun yıllardır namaz kılındığını, bunu engellemek için ortada bir neden olmadığını belirterek, ASI'ye şikâyette bulunacaklarını ifade etti. Hüseyin, gerek merkezi hükümetin gerek Agra yerel yönetiminin, Müslüman karşıtı bir zihniyete sahip olmasının söz konusu kararda etkili olduğunu savundu.
ASI Agra Dairesi'nde arkeolog Vasant Swarankar ise kararın, mahkemenin emri uyarınca alındığını, buna göre mabette sadece yerel halkın cuma namazı kılabileceğini söyledi. Yüksek Mahkemenin kararının ardından Tac Mahal'deki mescitte temmuz ayından bu yana yalnız Agra'da ikamet eden Müslümanlar cuma ve vakit namazları kılabiliyordu.
İslam, yedinci yüzyılda Arabistan'da doğuşundan hemen sonra, Peygamber Efendimiz hayattayken, Hindistan'a ulaşmıştır. 1.251.695.584'lük nüfusuyla dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan , toplam 28 idari bölgeye ayrılmaktadır. Yaklaşık bin farklı lehçenin konuşulduğu, yüzlerce dinî inancın yaşandığı ülkede İslamiyet Hinduizm'den sonra ikinci en büyük dindir. Ancak nüfusun yüzde 14,9'unu teşkil eden Müslümanlar ülkede azınlık durumundadır. Genel olarak Hanefi ekolünü benimseyen Müslüman halkın bir kısmı da Şii'dir.
Tüm Hindistan boyunca her bölgeye dağılmış olan Müslümanlar, yoğunluklu olarak başta tartışmalı bölge olan Cammu Keşmir (%68,3), Assam (%34,2), Batı Bengal (%27), Kerala (%26,6), Uttar Pradeş (%19,3), Jharkhand (%14,5), Delhi (%12,9), Karnataka (%12,9), Maharashtra (%11,5) gibi ülkenin daha çok kuzey ve kuzeydoğu hattında yaşamaktadır.
Ülkenin 180 milyonluk Müslüman nüfusu bugün dünyadaki tüm Müslümanların yüzde 10'unu teşkil etmektedir. Hint alt kıtasının tamamında (Pakistan, Hindistan ve Bangladeş) ise 500 milyondan fazla Müslüman yaşar. Bu rakam ayrıca bölgeyi dünyanın en fazla Müslüman nüfusa sahip merkezi haline getirmektedir.
Hindistan'daki ilk cami olan Cheraman Juma Mescidi , bölgenin ilk Müslüman'ı olarak şereflenen Cheraman Perumal Bhaskara Ravi Varma tarafından 629'da Karala'da inşa edilmiştir. İslam, öncelikle ülkenin kıyı bölgelerindeki kasaba ve şehirlerde yayılmaya başlamıştır. Sonrasında bölgeye sırasıyla Emeviler, Abbasiler ve Moğollar hâkim olmuş ve 1600'lü yıllara kadar özellikle Delhi ve Gujarat'ta farklı İslam devletleri kurulmuştur.