İslam dünyasının insanlığa armağan ettiği 20 keşif
Endülüs'ün en büyük tıp doktoru olan Zehrâvî'nin, 30 ciltten oluşan "Kitab el-Tasrif" adlı tıp kitabı ile cerrahi tarihinin birçok ilkini keşfettiğini biliyor muydunuz? Ya da El İdrisî'nin Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfetmeden çok önce, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'yı gösteren bir harita çizdiğini? Sizler için İslam dünyasının insanlığa armağan ettiği 20 keşfi derledik.
Giriş Tarihi: 31.01.2019
09:39
Güncelleme Tarihi: 31.01.2019
12:59
SOSYOLOJİ VE İKTİSAT BİLİMLERİNİN KURULMASI
İbn-i Haldun insan toplumlarının yükselişini ve düşüşünü medeniyet bilimi kapsamında izleyerek Mukaddime adlı eserinde kaydetti; bu eser ile sosyoloji ve iktisat teorisinin temelini attı.
İbn-i Haldun, araştırmasına İslam medeniyetinin altını oyan çeşitli istilacı güçleri ve atalarının bu istilalardan ne şekilde etkilendiğini inceleyerek başlar. Çok büyük bir emeğin ürünü olan Mukaddime, genel dünya tarihi üzerine bir eserdir. İbn-i Haldun, tarih yazıcılığının gerçeklerin liste halinde sunulmasından ibaret olmadığına, hangi bölgeye ait olduklarına ve taraflı olup olmadıklarına bağlı olarak farklılık arz edeceği fikrini araştırdı ve uyguladı.
Tarih yazıcılığına ve yöntembilimine yönelik bu yeni yaklaşım bugün hala tarihçiler tarafından kullanılmaktadır. İbn-i Haldun doğrulanmamış bilgilerin aktarılmasını reddeder. Böylece, delillerin bilimsel sayılabilmesi için esas teşkil eden akademisyenlik ve sosyal bilimleri yeni ve ihtimamlı bir boyut getirdi. İbn-i Haldun'un düşüncesine göre bölücü kuvvetlere karşı koruyacak yegâne şey, her milletin tabiatında mevcut olan din olgusuydu.
İbn-i Haldun, iktisat teorisinde de zamanın ilerisindeydi. Refahın kaynağının emek olduğu sonucuna Adam Smith'ten 400 yıl önce vardı.
Beni Musa Kardeşler büyük matematikçiler olmaları ve Yunanca bilim eserlerini Arapçaya tercüme etmelerinin yanı sıra, insanı hayrete düşüren ve kimilerine göre bugünkü masaüstü oyuncakların atası olan cihazları geliştirdiler.
Kardeşler tarafından tasarlanarak dönem halkını hayretler içerisinde bırakan yüzden fazla şaşırtmalı düzenek Harika Aletler Kitabı adlı kitaplarında topladı. Bu çalışmalar, mekanik teknoloji alanında atılan ilk adımlardır.
İbn Battuta yirmi dokuz yılda yetmiş beş bin milden fazla yol kat ederek kırktan fazla modern ülkeyi ziyaret etmiş, Orta Çağ dünyasının gelenek ve uygulamamalarına ilişkin bilinen en iyi ilk ağızdan anlatımları derledi.
İbn Battuta,13 Haziran 1325 tarihinde Fas'ın Tanca şehrinden üç bin mil uzaktaki Mekke'ye gitmek üzere tek başına yola çıktığında henüz 21 yaşındaydı. Yetmiş beş bin milden fazla yol kat eden İbn Battuta yürüyerek, at veya deve üzerinde veya deniz yoluyla İslam dünyasının dört bir yanına gezdi; bugünün sınırlarına göre kırkın üzerinde ülkeyi gördü. Dünyanın birçok yerinde Müslüman Marka Polo olarak tanınır.
Tam otuz yıl sonra memleketine döndüğünde, uzakta ki egzotik ülkelerin hikâyelerini anlatan ünlü bir seyyah oldu.
Günümüz kimya biliminin temelini oluşturan kimyasal aletler ve işlemler bu dönemde icat edildi ve geliştirildi. Cabir İbn Hayyan sülfürik, nitrik ve nitromuriatik asit gibi çok önemi asitleri keşfetti. Razi modern bir laboratuvar kurarak posta ve imbik gibi yirmiden fazla alet tasarlayarak kullandı.
Ampirik çalışmaya çok önem veren bu seçkin bilim insanının en önemli araştırması asitler üzerindedir. O dönem, sirkeye tadını veren asetik asitten daha güçlü bir asit bilinmemekteydi. Günümüz kimya endüstrisinin vazgeçilmezi olan sülfürik, nitrik ve niromuriyatik asitleri keşfeden Cabir, kimyasal deney olasılıklarını önemli ölçüde artırdı.
Mısırlı İbnü'n-nefis, kalbin sağ karıncığından gelen venöz kanın akciğerlere geçerek oksijenlendikten sonra arteryel kan olarak kalbe geri dönmesi anlamına gelen kan dolaşımını açıkladı. Bu keşfin kendisine ait olduğu ancak 1957 yılında ortaya çıktı.
İbnü'n-nefis, kitabın bir paragrafında, kalbin anatomisini açıklar ve İbn Sina ile aynı fikirde olmadığını belirtir. İbn Sina'nın kalbin üç karıncığı olduğu dair düşüncesi doğru olmadığını söyler. Kalpte yalnızca iki karıncık bulunur ve bu iki karıncığın arasında kesinlikle herhangi bir geçit olmadığını iddia eder.