İsrail’in Gazze’deki insani ve kültürel soykırım planı
Filistin toprakları, yüzyıllar boyunca pek çok medeniyete ve kültüre ev sahipliği yapmış kadim bir coğrafyadır. Bu bakımdan içerisinde birçok dini ve kültürel eser barındırır. Filistin topraklarında Yahudi bir İsrail Devleti kurma fikri ilk kez II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıktı. İsrail Devleti'nin kurulma aşamasındaki fikir babası Theodor Herzl, ilk defa İsviçre'de düzenlenen Siyonizm kongresinde bu fikri dile getirdi. Böylece Filistin topraklarında yaklaşık bir asırdır süren Filistinlilere yönelik soykırım başlamış oldu. İşgalci İsrail'in sistematik olarak uyguladığı insani ve kültürel soykırımın geri planını sizler için yazdık.
Giriş Tarihi: 09.02.2024
09:04
Güncelleme Tarihi: 09.02.2024
10:25
Filistin'in tamamına yönelik bir soykırım
🔴 1948 yılından bu yana İsrail, bölgede her zaman çatışmaları körükleyen ve yol açan politikalar gütmüş ve Arap devletleri arasında da bölücü faaliyetler yürütmüştür. Özellikle istihbarat servisleri Mossad aracılığı ile Suriye'de , Lübnan'da , Irak'ta ve Mısır'da sayısız operasyon yaparak Arap birliğinin önüne geçerek Filistin'i savunmasız ve yalnız bırakacak faaliyetler gerçekleştirmiştir.
🔴 1970'lerden itibaren Filistin halkına ve özellikle Gazze'ye yönelik silahlı saldırıların şiddetini arttırmış ve birçok Filistinliyi öz topraklarından göç ettirmeye yönelik bir politikayı benimsemiştir.
FİLİSTİN DİRENİŞİNİ BESLEYEN GÜÇ
"Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!"
🔴 Kendi ana vatanlarında zor zamanlar yaşayan Filistinliler , işgalci İsrail'e karşı çeşitli şekilde direnmeye ve hayatta kalmak için çatışmak zorunda kalmıştır. Uluslararası arenada hem finansal hem de siyasi anlamda etkin olan İsrail, Filistin'de masum binlerce insana soykırım uygulamasına rağmen bunları medya ve siyasi lobisi sayesinde örtbas etmektedir.
🔴 İsrail, hiçbir dönemde bölgede barış içinde yaşamak düşüncesi şöyle dursun, Filistin topraklarının tamamını kendi sınırları içerisine katarak Filistinli Müslümanları şiddete dayalı zorunlu göçe zorlamaktadır.
🔴 1948 yılında İsrail'in bağımsızlığını ilan ettiği toprağın yüz ölçümü onlarca yıl süren çatışma ve zorunlu göçe sevk nedeniyle genişlerken Filistin halkı küçük bir alana hapsedi lmiştir. Diğer ülkeler olan kara bağı kesilmiş ve tüm kontrol noktaları İsrail Devleti'nin idaresine geçmiştir.
🔴 Zorunlu ve çeşitli nedenlerle Filistin'den göçe zorlanan Müslümanların ülkelerine geri dönmeleri de engellenmiştir . Açıkça görülmelidir ki İsrail'in nihai hedefi, bölgedeki Müslüman Filistinli sayısını savaşla göçle ve diğer sebeplerle azaltmak ya da yok etmektir.
GAZZE'NİN HAYATA AÇILAN KAPILARI
🔴 Bir savaş düşünün ki mağduru masumlar olmasın. Bir asra yakın süredir devam eden İsrail terörü; çocuk, kadın ve yaşlı demeden on binlerce sivili katledip bir üstüne yüzlerce yıldır bölgenin ve Müslümanların ortak hafızası olan kültürel unsurlarına yönelik saldırılar bir kültürel soykırımdır.
🔴 Bu konuda, UNESCO'da Filistin'in daimi temsilcisi Elias Sanbar 'ın Paris'teki Arap Dünyası Enstitüsü'nde yaptığı konuşmada bu konuyu şöyle ifade eder:
"Sadece Gazze'ye yönelik bir savaş değil bu, Filistin'in tamamına yönelik bir savaş." "İsrail'in Filistin'de bir etnik kıyım yapmayı amaçladığını" , İsrail ordusu bölgede Filistinlilerin kültürel mirasını "çaldığını" çok açık. "Bu savaş uzun sürecek, sonuçları çok ciddi olacak ve belki de Filistin sınırlarını aşarak bölgeyi (Orta Doğu) ateşe verecek bir savaşın arifesindeyiz."
🔴 İsrail, sistematik bir şekilde Filistinlileri şehit ederek tüm dünyanın gözü önünde uluslararası savaş ve insanlık hukuku nu yok saymaktadır. Bunu yaparken, Filistinlilerin ortak hafızasına da aynı saldırıları gerçekleştirerek bölgedeki, Müslümanlarca önemli ve kutsal kültürel ve dini unsurları da yok etmektedir. Bir milletin hafızasını yok etmeye yönelik bu eylemler, İsrail'in bölgedeki Filistin hafızasını da yok etmeyi amaçladığının açık bir göstergesidir.
🔴 Camiler, anısal yapılar, müzeler, okullar, hastaneler, kiliseler ve daha birçok tarihi ve kültürel unsur u hedef alan bu kültürel soykırım, Filistin halkının tarihle ve kültürle olan bağını yok etmeye yöneliktir.
Peyami Safa'nın bu konuya dair tespiti şu şekildedir:
"Bir milleti yok etmek isterseniz askeri istilaya gerek yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısı ile manevi değerlerini, ahlakını 'bozmak' ve soysuzlaştırmak kâfidir."