Arama

Muhammed İkbal kimdir?

Yirminci yüzyılın büyük filozofu Muhammed İkbal, insanları her zaman İslam'ı öğrenmeleri için çağırırdı. Çünkü "Müslümanların izzeti ve hürriyeti, İslam'ın asıl kaynağı olan Kur'an ve sünnettedir." diyordu. Muhammed İkbal'in amacı, mistik hayallerin içinde yolunu şaşırmış ya da Avrupa'nın ihtişamından gözleri kamaşmış dindaşlarının, Müslümanların kutsal merkezine dönmelerini sağlamaktı; bunu da eserleriyle yaptı. Sizler için Muhammed İkbal'in hayatını eserleri ve sözleriyle birlikte derledik.

  • 10
  • 21

"Hicaz'dan hurmalar getirdiniz, seccadeler getirdiniz... Peki Hz. Ebubekir'in bağlılığını, Hz. Ömer'in adaletini, Hz. Osman'ın hayâsını, Hz. Ali'nin şecaatini getirdiniz mi?"

  • 11
  • 21
İNGİLİZ YÖNETİMİ TARAFINDAN "SIR" UNVANI VERİLDİ
İNGİLİZ YÖNETİMİ TARAFINDAN SIR UNVANI VERİLDİ

İslâm dünyasının içinde bulunduğu durum, diğer Hintli Müslüman aydınlar gibi İkbal'i de İslâm milletlerinin bir Rönesans gerçekleştirmesi gerektiği fikrine yöneltti. 1922'de İngiliz yönetimi tarafından kendisine "sir" unvanı verilmişse de bu unvanı kullanmadı.

  • 12
  • 21
ACEM'İN KİTABI
ACEM’İN KİTABI

1927'de yayınlanan eser, iki bölümden oluşur. Birinci bölümde 56 şiir ikinci bölümde ise 75 manzume yer alır. Ayrıca eserde "Gulşan-i Râz-i Cadid" (Yeni Sırrın Gül Bahçesi) ve "Bandagî Nâmah" (Kölelik Mektubu) adlı mesneviler de bulunur.

"Gulşan-i Râz-i Çedid" mesnevisi, Şebüsterî adlı yazarın ünlü eseri "Gulşen-i Râz"a cevap mahiyetindedir. İkbal bu bölümde, eserin orijinalinde olduğu gibi 9 soru sorup, bunları cevaplandırmış ve "Vahdet-u vücud" sorununu çözümledikten sonra, bunun aktif hayatı nasıl etkilediğini göster.

"Bandagî Nâmah" ise aslında esarete karşı bir savaş ilanıdır. Giriş bölümünde köleliğe değinilir. Manzume, özgür ve bağımsız insanların mimari sanatının özelliklerinin anlatıldığı bölümle sona erer. İkbal, sözü edilen eserinde geçmişin iyi hatırlanmasında ısrar ediyor. Şair, geçmişin şan ve şerefine yeniden kavuşulması için her zaman dinamik, uyanık, harekete hazır, sevgi ve hayat dolu olunması gerektiğini savunuyor. İkbal'e göre ancak bu şekilde Doğu, hem maddi hem de manevi alanda Batı dünyası üzerinde üstünlük sağlayabilecektir.

Muhammed İkbal, milletler bağlamında da "birlik" fikrini savunuyordu. Hint Müslümanları ile diğer Müslüman halkların emperyalizme karşı direnişini özellikle de Türk direnişini takdire şayan bulur.

Düşüncesini, içinde taşıdığı coşkun ilâhî aşk neşvesi ve örnek aldığı isimlerin tasavvurları, özellikle mürşidi gibi gördüğü Hz. Mevlânâ'nın aşk ile insana ve kâinata bakışı bağlamında şekillendiren İkbal, İslam ve İslam tasavvufunu eksene alarak Batı felsefesi ile pozitivizmini akıcı ve duru bir dil ile eleştiriyor.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.

  • 13
  • 21

"Eğer fert bir cemaate mensup olsa tıpkı bir damla iken nehir olur. Artık onun ruhu, bedeni, açığı ve gizlisi, her şeyi bağlı bulunduğu toplumuna ait olur."

  • 14
  • 21
"MÜSLÜMANLAR BAĞIMSIZ DÜŞÜNCEYİ BENİMSEMELİ"
MÜSLÜMANLAR BAĞIMSIZ DÜŞÜNCEYİ BENİMSEMELİ

İlahi aşkın son derece tutkulu bir savunucusu olan Muhammed İkbal, içtihadın nasıl yürütülmesi konusunda birçok fikir üretmiş, Müslümanların neden bir düşüş sürecine girdiğini analiz etmeye çalışmıştır. İçtihadın yıllardır uygulanmadığını, herkesin kendinden öncekini taklit etmeye çalıştığını, bu taklidin tam da İslam ümmetinin düşüş sürecine girmesine neden olduğunu söylemiştir. Bu düşüşten çıkabilmek ve tekrar yükselişe dönmek için Müslümanların bağımsız düşünce tarzını benimsemesi gerektiğini, taklitten sakınması gerektiğini söylemiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN