Arama

Muhammed İkbal kimdir?

Yirminci yüzyılın büyük filozofu Muhammed İkbal, insanları her zaman İslam'ı öğrenmeleri için çağırırdı. Çünkü "Müslümanların izzeti ve hürriyeti, İslam'ın asıl kaynağı olan Kur'an ve sünnettedir." diyordu. Muhammed İkbal'in amacı, mistik hayallerin içinde yolunu şaşırmış ya da Avrupa'nın ihtişamından gözleri kamaşmış dindaşlarının, Müslümanların kutsal merkezine dönmelerini sağlamaktı; bunu da eserleriyle yaptı. Sizler için Muhammed İkbal'in hayatını eserleri ve sözleriyle birlikte derledik.

  • 8
  • 21
MEHMED AKİF'İN İSMİNİ ANDIĞI ŞAİR
MEHMED AKİF’İN İSMİNİ ANDIĞI ŞAİR

Akif'in Mısır'da bulunduğu sırada Hafız Asım'a yazdığı mektupta onun ufak bir risalesini daha önce Ankara'dayken gördüğünü ve sahibini kendisine benzettiğini söyler. Ve yazarı şöyle tanıtıyor: "Şarkta yetişen urefayı sofiyenin bütün eş'arını okuduktan başka Almanya'ya giderek garp felsefesini adamakıllı hazmeden İkbal hakikat yaman bir şair. Mevlana'yı çok okumuş, çok sevmiş. Ona 'Mürşidim' diyor."

Aynı zamanda Muhammed İkbâl'in ismini Türkiye'de ilk defa eserinde zikreden Mehmed Âkif'tir. Hem Akif hem de İkbal Müslümanları birleştirmek ve Batı emperyalizminden kurtarmak istiyordu.

  • 9
  • 21
MUSA VURUŞU VE HİCAZ ARMAĞANI
MUSA VURUŞU VE HİCAZ ARMAĞANI

1936 yılında basılan Musa'nın Vuruşu adlı eserinde Muhammed İkbal, Müslümanların sosyal hayatlarındaki meseleleri tespit edip onlara kesin ifadelerle çözümler önerir.

"İslâm ve Müslümanlar", "Öğretim ve Eğitim", "Kadın", "Edebiyat ve Güzel Sanatlar", "Doğu ve Batı Siyaseti" ve "Mihrâb Gul Hân' ın Düşünceleri" adlı altı ana bölümden oluşan bu eserde İkbal, yaşadığı dönemin firavunluğuna karşı açık bir savaş açmakta ve eserin adına yakışır şekilde vuruşlar yapmaktadır.

Hicaz Armağanı

Hicaz Armağanı ise hacca gitme hazırlığı içinde olan şairin yaşadığı derin duyguların eseridir. Ayrıca bu eser hayatının son demlerini yaşayan şairin Müslüman uluslara son seslenişidir. Bunda İkbal'in felsefi görüşlerine samimi ve yoğun duygularının eşlik ettiği şiirler yer alır.

İkbal, Hicaz' a gitmek ve hacı olmak arzusunda olduğunu belirten eser, "Allah'ın Huzurunda", "Peygamber'in Huzurunda", "Milletin Huzurunda", "İnsanlık Âleminin Huzurunda" gibi çeşitli bölümlerden oluşur.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.

  • 10
  • 21

"Hicaz'dan hurmalar getirdiniz, seccadeler getirdiniz... Peki Hz. Ebubekir'in bağlılığını, Hz. Ömer'in adaletini, Hz. Osman'ın hayâsını, Hz. Ali'nin şecaatini getirdiniz mi?"

  • 11
  • 21
İNGİLİZ YÖNETİMİ TARAFINDAN "SIR" UNVANI VERİLDİ
İNGİLİZ YÖNETİMİ TARAFINDAN SIR UNVANI VERİLDİ

İslâm dünyasının içinde bulunduğu durum, diğer Hintli Müslüman aydınlar gibi İkbal'i de İslâm milletlerinin bir Rönesans gerçekleştirmesi gerektiği fikrine yöneltti. 1922'de İngiliz yönetimi tarafından kendisine "sir" unvanı verilmişse de bu unvanı kullanmadı.

  • 12
  • 21
ACEM'İN KİTABI
ACEM’İN KİTABI

1927'de yayınlanan eser, iki bölümden oluşur. Birinci bölümde 56 şiir ikinci bölümde ise 75 manzume yer alır. Ayrıca eserde "Gulşan-i Râz-i Cadid" (Yeni Sırrın Gül Bahçesi) ve "Bandagî Nâmah" (Kölelik Mektubu) adlı mesneviler de bulunur.

"Gulşan-i Râz-i Çedid" mesnevisi, Şebüsterî adlı yazarın ünlü eseri "Gulşen-i Râz"a cevap mahiyetindedir. İkbal bu bölümde, eserin orijinalinde olduğu gibi 9 soru sorup, bunları cevaplandırmış ve "Vahdet-u vücud" sorununu çözümledikten sonra, bunun aktif hayatı nasıl etkilediğini göster.

"Bandagî Nâmah" ise aslında esarete karşı bir savaş ilanıdır. Giriş bölümünde köleliğe değinilir. Manzume, özgür ve bağımsız insanların mimari sanatının özelliklerinin anlatıldığı bölümle sona erer. İkbal, sözü edilen eserinde geçmişin iyi hatırlanmasında ısrar ediyor. Şair, geçmişin şan ve şerefine yeniden kavuşulması için her zaman dinamik, uyanık, harekete hazır, sevgi ve hayat dolu olunması gerektiğini savunuyor. İkbal'e göre ancak bu şekilde Doğu, hem maddi hem de manevi alanda Batı dünyası üzerinde üstünlük sağlayabilecektir.

Muhammed İkbal, milletler bağlamında da "birlik" fikrini savunuyordu. Hint Müslümanları ile diğer Müslüman halkların emperyalizme karşı direnişini özellikle de Türk direnişini takdire şayan bulur.

Düşüncesini, içinde taşıdığı coşkun ilâhî aşk neşvesi ve örnek aldığı isimlerin tasavvurları, özellikle mürşidi gibi gördüğü Hz. Mevlânâ'nın aşk ile insana ve kâinata bakışı bağlamında şekillendiren İkbal, İslam ve İslam tasavvufunu eksene alarak Batı felsefesi ile pozitivizmini akıcı ve duru bir dil ile eleştiriyor.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN