Müslümanların dünyaya 10 katkısı
İslam dünyası İspanya'dan Arabistan'a, Endonezya'dan Çin ve Doğu Afrika'ya kadar üç büyük kıtada yayıldı. Orta Doğu ve İspanya şehirleri kültür, ticaret ve eğitim alanında dünyanın cazibe merkezi haline geldi. Bu şehirlerdeki hoşgörü ve yaratıcılık ortamı sayesinde Müslümanlar tıp, mühendislik, felsefe, matematik gibi alanlarda büyük adımlar gerçekleştirdi. Sizler için bu büyük adımları listeledik.
Giriş Tarihi: 02.10.2018
18:48
Güncelleme Tarihi: 31.01.2019
09:18
Karanlık bir odada bulunurken panjurdaki küçük bir delikten süzülen ışığı gözlemleyen İbn-i Heysem, ışığın karşı duvara baş aşağı bir görüntü oluşturduğunu keşfetti. Bu basit lenssiz kamera geliştirilerek bugün bildiğimiz kamera elde edildi.
İbn-i Heysem tarihte bilinen ilk kamera olan karanlık oda ya da lensiz kamerayı yapan ilk kişidir. Bununla yetinmeyip nesneleri kamera gibi başa aşağı değil düz bir biçimde gördüğümüzü, çünkü optik sinirlerin, görüntüyü analiz eden ve tanımlayan beyinle bağlantı sağladığını izah etti. Günümüzde, İbn-i Heysem'in karanlık odasında attığı mütevazı adımlardan çok daha ileriye giden kamera, karmaşık ve dijital bir gelişimin öncüsü oldu. Yine onun adımlarıyla tomurcuklanan optik alanı ise, lazerin, insan retinasının optik bölümlendirilmesinin e denizanasındaki kırmızı biyolüminesans maddesi gibi konuların çalışıldığı başlı başına bir bilim dalına dönüştü.
Norman kralı Sicilyalı II. Roger, İdrisi'den bir harita yapmasını istedi. Roger'in Kitabı adında yetmiş haritalık bir atlas hazırlayan İdrisi, Müslümanlara bilinen bir kavrayış olduğu üzere dünyanın yuvarlak olduğunu gösterdi. İdrisi bu hususu vurgulamak için bir dünya küresi yaptı.
İdrisi, Dünyanın çevresini 22,900 mil olarak hesapladı. Dünyanın çevresinin ekvator noktasında 24,902 mil olduğu düşünülürse, İdrisi bu hesaplamasında fazla yanılmamıştı. Ayrıca dünyanın ''uzayda yumurta sarısı gibi sabit durduğunu'' söyledi.
Mısırlı İbnü'n-nefis, kalbin sağ karıncığından gelen venöz kanın akciğerlere geçerek oksijenlendikten sonra arteryel kan olarak kalbe geri dönmesi anlamına gelen kan dolaşımını açıkladı. Bu keşfin kendisine ait olduğu ancak 1957 yılında gerçekleşti.
Kitabın bir paragrafında, kalbin anatomisini açıklar ve İbn Sina ile aynı fikirde olmadığını belirtir. İbn Sina'nın kalbin üç karıncığı olduğu dair düşüncesi doğru değildir. Kalpte yalnızca iki karıncık bulunur ve bu iki karıncığın arasında kesinlikle herhangi bir geçit yoktur.
Toledo ve Kurtuba camilerinde Gotik kaburgalı tonozlar Avrupalı mimar ve banilere ilham kaynağı olmuş ve Romanesk ve Gotik hareketlerinde kullanılmıştır.
Müslümanlar, kaburgalı tonozu Hristiyan katedrallerinde ve kiliselerinde boy göstermesinden en az yüz elli yıl önce bilmekteydi. Kurtuba Camiisi'nin kaburgalarından ilham alan Avrupalı mimarlar ve onların hamileri, bu formu uygulayarak Romanesk ve Gotik hareketlerini başlattılar.
Suriye ve Kudüs kalelerinin düşmana geçit vermeyen tasarımı, yuvarlak kule, ok mazgalı, barbakan, serkendaz, parapet ve kale mazgalı gibi kilit unsurlarıyla Batı ülkelerinde taklit edilmeye başlandı.
Haçlılar 12. Yüzyılda Selahaddin Eyyubi karşısında çok önemli savaşları kaybetmeden önce, Hristiyan askeri kulelerinin çoğu kare şeklindeydi. Selahaddin Eyyubi'nin yuvarlak kulelerini gören Haçlılar, yandan gelecek saldırılara davetiye çıkaran kare şeklindeki kule tasarımının en iyi seçim olmadığını anladılar. Kare şeklindeki kulelerin terk edilip yerine yuvarlak kale kullanılmasına ilk örnek,1120 yılında inşa edilen Saone olacaktı.