Peygamber Efendimizin döneminde hastalıklar nasıl tedavi edilirdi?
Peygamber Efendimiz, her konuda olduğu gibi sağlık konusunda da tavsiyelerde bulundu. Onun dönemine kadar gelmiş tıpla ilgili faydalı bulduğu bilgileri, kendi tecrübe ve içtihadıyla birleştirerek sonraki nesillere tavsiye etti. Hz. Peygamber, hastalıklar hakkında şöyle buyurmuştu: "Allah Teâlâ Hazretleri hastalığı da ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç var etmiştir. Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan şeyle tedavi olmayın." Sizler için Peygamber Efendimizin dönemindeki hastalıklar ve tedavi yöntemlerini derledik.
Giriş Tarihi: 18.11.2019
16:00
Güncelleme Tarihi: 18.11.2019
16:57
KANAMAYI DURDURMAK İÇİN HASIR KÜLÜ
Hz. Peygamber, Uhud Gazvesi'nde yüzünden yaralanmış, aldığı darbenin etkisiyle ikiye bölünen miğferin halkaları yüzüne batmıştı. Müşriklerin saldırısıyla alt dudağı yarılmış, alnında da yaralanmıştı.
Peygamber Efendimiz, zarar gören yerleri önce suyla yıkadı . Kanamanın kesilmemesi üzerine Hz. Fatıma, bir parça hasırı yakarak onun küllerini yaranın üzerine bastırarak kanı durdurdu . Hz. Peygamber, bu tedaviyi susarak onayladı. Günümüzde de kanamayı durdurmak için soğuk su ile yıkandıktan sonra bir bezle tampon yapılması tavsiye edilir.
KARIN AĞRISI İÇİN BAL ŞERBETİ
Ebû Saîd el-Hudrî (ö. 74/693) tarafından rivayet edilen bir hadise göre, bir adam, Hz. Peygamber'e gelerek: "Ya Resulallah! Kardeşimin karnında sancı var, ishal olmuş." der. Hz. Peygamber, ona bal şerbeti içirmesini tavsiye eder . Adam ikinci kez gelir ve bal şerbeti içirdiği halde hastalığının geçmediğini söyler. Hz. Peygamber tekrar aynı tavsiyede bulunur. Adam üçüncü kez gelir. Bal şerbeti içirdikçe ağrının daha da arttığını söyler. Hz. Peygamber, "Allah sözünde doğrudur, fakat kardeşinin karnı yalancıdır. Haydi, yine bal şerbeti içir ." buyurur. Adam bir kez daha kardeşine bal şerbeti içirince ağrı dinip hasta şifa bulur.
(Buhârî, Tıb,4; Müslim, Âdâb, 32; Tirmizî, Tıb, 31)
Peygamber Efendimiz, balın yaranın acısını artırsa da tedavi edeceğini biliyordu.
Peygamber Efendimizin azat ettiği kölelerden biri olan Hz. Sevban'ın rivayet ettiğine göre: "Sizden biriniz humma hastalığına yakalanırsa -ki o cehennem ateşinden bir parçadır- onu soğuk su ile söndürsün. Sabah namazından sonra, güneşin doğuşundan önce nehre girsin, suyun akıntısına doğru şöyle dua etsin: "Allah'ın adıyla, ey Allah'ım! Kuluna şifa ver, peygamberini doğrula." Bunu üç gün tekrarlasın. Eğer iyileşmezse bu tedaviyi beş, yedi, dokuz güne çıkarsın. Allah'ın izni ile iyileşme süresi dokuz günü geçmeyecektir ."
(Tirmizî, Tıb, 33; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned , tah., Şuayb el-Arnaût, Müessesetü'r-Risâle)
AKCİĞER HASTALIĞI İÇİN KUSTU'L-BAHRİ, ZEYTİNYAĞI
Zâtü'l-cenb; göğüs sancısı, titreme, ateş gibi belirtileri olan bir tür akciğer hastalığı dır. Peygamber Efendimiz, bu hastalığın tedavisi için kustu'l-bahri, ûdu'l-hindî, vers, zeytinyağı kullanılmasını tavsiye etmişti.
*Kustu'l-bahri, ûdu'l-hindî : Hindistan öd ağacı.
* Vers: Yemende yetişen güzel kokulu sarı bir ot.
Cabir bin Atik şöyle rivayet eder: "Rasulullah (sav): '…Şehitler Allah yolunda öldürülmenin dışında yedi kişidir:
' Taun (Veba) hastalığından ölen şehittir. Suda boğularak ölen şehittir. Zatu'l-Cenb (karaciğer zarı iltihaplanması) hastalığından ölen şehittir. Karın hastalığından ölen şehittir. Yangında ölen şehittir. Yıkıntı altında kalarak ölen şehittir. Karnındaki cenin sebebi ile ölen kadın da şehittir.' buyurdu."
(Malik 232, 233, Ebu Davud 3111, Müslim 1914/164 Nesei 1846, İbni Mace 2803, İbn Hibban Sahih ve Mevarid 1616, Hakim 1/352, Ahmed 5/446)
KURDEŞEN İÇİN SOĞAN VE SARIMSAK
Kurdeşen, ciddi problemlere yol açan deri hastalığıdır.
Peygamberimiz altın ve gümüşün kullanımında olduğu gibi ipeğin giyim ve kullanımında da, kadınlar için daha toleranslı davranırken erkekler için bazı sınırlamalar getirmişti. Hadislerde ipeğin giyimi konusunda erkeklere mahsus bazı kayıt ve yasaklamalar getirildi. Fakat Abdurrahman b. Avf ve Zübeyr b. Avvâm'ın kurdeşen hastalığına tutulduğunda Peygamber Efendimiz, ipek elbise giymelerine izin vermişti.
Hz. Peygamber, sarımsak ve soğan yemenin de bu hastalığa iyi geleceğini ifade buyurmuştu.
(İbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullâh b. Müslim (276/889))