Arama

Siyonizmin kanlı hedefleri için Osmanlı’dan kopardılar!

Geçtiğimiz yıl ABD Başkanı Trump, Filistin'in varlığını bir kez daha hiçe sayarak, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdıklarını belirtti. Dünyanın ve BM'nin verdiği büyük tepkilere rağmen, ABD Büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyarak cehennemin kapılarını açtı. Bunun üzerine Filistin'de "Üçüncü İntifada" çağrısı yapıldı ve çatışmalar başladı. Bu çatışmaları, abluka altındaki Gazze'de hâlen devam eden ve yüzlerce Filistinlinin şehit olduğu "Büyük Dönüş Yürüyüşü" izledi... Filistin toprakları, Osmanlı'dan koparıldı ve bölgede o günden bu yana kan hiç durmadı.

  • 13
  • 41
FİLİSTİN MÜCADELESİNİN SEMBOLÜ: YASİR ARAFAT
FİLİSTİN MÜCADELESİNİN SEMBOLÜ: YASİR ARAFAT

Suriye'nin bölgeye müdahale etmeye başladığı bu dönemden sonra, çatışmalar daha da hızlandı. Lübnan'a da giren Suriye, barış yaparak bölgedeki etkinliğini yitirmek istemiyordu.

Filistin'in tamamını kurtarmak için silaha başvuran FKÖ'nün lideri Arafat, bir yandan da BM'de barışçı çözümü savunduğunu anlatan ilk konuşmasını yaptı. Siyonist projeyi kınadı ve ekledi: "Bugün bir elimde zeytin dalı, bir elimde kurtuluş savaşı veren birinin silahı var. Zeytin dalının elimden düşmesine izin vermeyin."

Bu konuşma, Filistinlilerin uluslararası tanınma çabalarına büyük katkı sağladı. Bir yıl sonra ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Harold Saunders, Arap-İsrail barışı müzakere edilirken Filistin halkının meşru çıkarlarının da hesaba katılması gerektiğini söylüyordu.

1978 Eylül ayında Enver Sedat, İsrail'i tanıyan ilk Arap lider olarak, Camp David antlaşmasını imzaladı. Metinde Orta Doğu'da barışın çerçevesi çiziliyordu ve buna Filistinlilere sınırlı özerklik verilmesi de dâhildi. İkili barış anlaşmasını da Sedat ile Begin Mart 1979'da imzaladılar. Sina yarımadası Mısır'a geri verildi. İsrail'le kendi başına pazarlığa giriştiği için Mısır, Arap devletleri tarafından boykota uğradı.

  • 14
  • 41
SABRA VE ŞATİLLA'DA FİLİSTİNLİLERİ KATLETTİLER
SABRA VE ŞATİLLA’DA FİLİSTİNLİLERİ KATLETTİLER

İsrail, Lübnan sınırına yakın yerleşim birimlerini saldırılardan korumak amacıyla bu ülkenin güneyine asker soktu. Ama Savunma Bakanı Ariel Şaron orduyu başkent Beyrut'a kadar götürdü; FKÖ'yü bu ülkeden çıkardı.

Sina'daki son İsrail birliklerinin geri çekilmesinin üzerinden daha iki ay bile geçmemişti. İsrail birlikleri Beyrut'a Ağustos ayında vardı. Yapılan ateşkes anlaşması uyarınca FKÖ milisleri çekilince, Filistin mülteci kampları savunmasız kalmıştı.

İsrail'le ittifak yapan Falanjistler, Sabra ve Şatilla kamplarında yüzlerce Filistinli'yi öldürdü. Neredeyse bir asrı bulan Ortadoğu mücadelesindeki en katlı katliamlardan biriydi bu. Şaron, savunma bakanlığından başka bir göreve geçmek zorunda kaldı. Çünkü 1983'te İsrail'de yapılan bir soruşturma, onun katliamı önlemek için harekete geçmediğine hüküm vermişti. Sabra ve Şatilla katliamları Ariel Şaron hakkındaki "savaş suçlusu" iddialarının kaynağı oldu.

  • 15
  • 41
İNTİFADA: AĞIR SİLAHLARA KARŞI TAŞ ATAN FİLİSTİNLİLER
İNTİFADA: AĞIR SİLAHLARA KARŞI TAŞ ATAN FİLİSTİNLİLER

İsrail işgaline karşı intifada, yani kitlesel ayaklanma 1987 yılında, Gazze Şeridi'nde başladı ve kısa sürede Batı Şeria'ya yayıldı.

Protestolar, sivil itaatsizlik şekline büründü. Genel grevler düzenlendi, İsrail ürünleri boykot edildi, duvarlara yazılar yazıldı ve yollarda barikatlar kuruldu. Ama uluslararası ilgi toplayan asıl protesto, ağır silahlarla donanmış İsrail askerlerine taş atan Filistinlilerdi.

İsrail ordusu karşılık verdi; çok sayıda Filistinli sivil yaşamını yitirdi. 1993'e kadar süren protestolarda toplam can kaybı bini aştı.

  • 16
  • 41
FKÖ BARIŞA KAPIYI AÇIYOR
FKÖ BARIŞA KAPIYI AÇIYOR

İsrail büyük askeri gücüne rağmen 1987'de başlayan intifadayı durduramıyordu. Eylemleri İsrail işgali altında yaşayan Filistinlilerin tamamı destekliyordu.

1982'de Lübnan'dan sürüldükten sonra Tunus'a yerleşen FKÖ için de bu ayaklanma tehlike işaretiydi. Filistin "devrimi" hedefine dönük mücadelede dikkatler, FKÖ ve diaspora yerine işgal topraklarına dönmüştü. FKÖ başrolü kaybedebileceğini düşünmeye başladı.

Sürgündeki hükümet işlevi gören Filistin Ulusal Konseyi, Kasım 1988'de Cezayir'de toplandı ve 1947'deki Birleşmiş Milletler kararında yer alan "iki devlet" çözümünü kabul etti. Oylamada kabul edilen kararda ayrıca terörizm kınanıyor; BM Güvenlik Konseyi'nin 242 sayılı kararına dayalı müzakere isteği dile getiriliyordu. 242 sayılı karar, ayrıca 1967'de, İsrail'in ele geçirdiği topraklardan çekilmesini öngörüyor.

ABD, FKÖ ile diyaloğa girişti. Ama İsrail hala FKÖ'yü terör örgütü olarak görüyor, muhatap almak istemiyordu. Bunun yerine İsrail Başbakanı Yitzak Şamir, kendi kaderini tayin hakkına ilişkin bir anlaşmaya varılmadan önce işgal topraklarında seçim yapılmasını önerdi.

  • 17
  • 41
OSLO BARIŞ SÜRECİ
OSLO BARIŞ SÜRECİ

Haziran 1992'de İsrail'de İşçi Partisi'nin iktidara gelmesi çok kuvvetli bir barış sürecini başlattı.

Sertlik yanlısı olarak gösterilen Başbakan Yitzak Rabin ile "güvercin" olarak gösterilen Şimon Peres ve Yosi Beilin, Filistinlilerle barışı konuşacak çok uygun bir ekibi oluşturuyordu. Körfez Savaşı'ndan sonra konumu zayıflayan FKÖ bu barış pazarlığından sonuç almayı umuyordu.

Washington'daki ikili görüşmeler tıkanınca İsrail, FKÖ'nün katılımına yönelik itirazını kaldırdı. Daha da önemlisi Dışişleri Bakanı Peres ve yardımcısı Beilin, Norveç'in girişimi olan gizli bir müzakere zemini kurma imkânını inceliyordu.

Washington'daki ikili görüşmelerden sonuç alınamayacağı anlaşılınca Oslo kulvarı 20 Ocak 1993'te açıldı. Norveç'in Sarpsborg kasabasında görülmemiş ilerleme kaydedildi. Filistinliler işgal topraklarından aşamalı çekilmeye başlaması karşılığında İsrail devletini tanımayı kabul ediyordu.

Görüşmeler İlkeler Deklarasyonu'nu getirdi. Bu belge Washington'da imzalanırken, Arafat ile Rabin arasındaki tarihi tokalaşmayı 400 milyon insan canlı izledi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN