10 Müslüman düşünürün hayatımıza ışık tutacak eserleri
İbn Tufeyl'in "Hayy bin Yakzan" eserinde kullandığı gibi "nur", Doğu'dan yükseldi. İlmin tohumları doğuda atılırken o sırada birçok Batılı yazar bu coğrafyada yetişen filozofları idrak etmekle meşguldü. Bugün felsefe tarihi okurken başvurduğumuz Descartes, Spinoza, Goethe, Kant gibi birçok Batılı isim, aslında Doğulu filozofların eserlerinden feyz alarak fikirlerini temellendirdiler. Peki, Batılı filozofları bu denli etkileyen Müslüman düşünürlerimizin eserlerinden ne kadar haberdarız? İslam aleminin önemli kaynaklarından haberdar olabilmek için 10 Müslüman düşünürün hayatımıza ışık tutacak eserlerini derledik.
Giriş Tarihi: 03.04.2020
17:52
Güncelleme Tarihi: 03.04.2020
19:52
Mantıku't-Tayr- Ferîdüddîn-i Attâr
Mantıku't-Tayr, İranlı sufi şair Ferîdüddîn-i Attâr tarafından kaleme alınmış bir manzum eserdir. Eserde Gazali'nin XII. yüzyılda yazdığı Risaletü't-Tayr adlı eserden yararlanılmıştır. Ali Şîr Nevaî, Attar'ın eserine nazire olarak Lisânü't-Tayr eserini kaleme almıştır.
Tasavvuf edebiyatının başlıca eserlerinden olan Mantıku't-Tayr'da kuşlar ile ilgili bir hikâye kullanılarak, çeşitli semboller aracılığıyla tasavvufun temellerini, önemli prensiplerini ve tasavvufî yaşam ile inancı anlatılmaktadır. 4724 beyitten oluşan mesnevi tarzında yazılmış bir eserdir.
Tasavvuf edebiyatının başlıca eserlerinden olan Mantıku't-Tayr, tasavvufî bir temaya sahip olmasının yanı sıra kişinin tasavvufa dair ve tasavvuf yoluna dair bilgi edinmesi açısından da önemlidir. Zira kitapta tasavvufun temel prensipleri, özellikleri, kavramları ve inanç yapısı açıklanmıştır. Attar ise kitabın sonuna şu cümleyi ekler:
"Ey Attar! Her an âleme yüz binlerce sır miskleri saçıp durdun."
Yunus Emre- Risâletü'n-Nushiyye
Risâletü'n-Nushiyye, Yunus Emre'nin dinî nasihatler içeren mesnevi türündeki Türkçe eseridir. Adı, "Nasihatler Kitabı" anlamına gelir. Yunus'un ilk eseri olan Dîvân'ndan sonra ikinci ve son eseridir. Risalenin sonunda yer alan "Söze tarih yedi yüz yediydi, Yunus canı bu yolda fidiydi " mısrasında 1307 veya 1308 yılında yazıldığı tarih düşme sanatıyla belirtilmiştir.
Nasihatname türünün Anadolu'daki ilk örneklerinden biri olan eser, bireyin nefsi ile başa çıkabilmesi için yaptığı mücadeleyi konu edinir. Eserde İslamiyet'in öne çıkardığı değerler Anadolu insanına sembolik bir dille, somutlamalar yaparak anlatılmıştır.
Eserin teknik kısımlarına bakacak olursak, eser aruz ölçüsü ile yazılmış ahlakî ve öğretici, 573 beyitlik küçük bir mesnevidir. 13 beyitlik başlangıçtan sonra kısa bir düz yazı vardır. Arkasından gelen manzum kısım ruh, nefis, kanaat, gazap, sabır, haset, cimrilik, akıl gibi konuların işlendiği "dâstân" adı verilen altı bölümden oluşur. Eserde alegori, kıssa, kişileştirme, konuşturma, anlatıcı çeşitliliği, bakış açısı gibi anlatım yöntem ve teknikler kullanılmıştır.
İdeal Devlet, El-Medinetü'l-Fazıla, ya da Fazilet Şehri, Farabi'nin ideal devleti çözümlediği kitabıdır. Fârâbî, olgunluk döneminin ürünü olan eserin telifine Bağdat'ta başlayıp 941-942 yıllarında Dımaşk'ta tamamlamış, ölümünden iki yıl önce Mısır'da bulunduğu sırada dostlarının isteği üzerine kitabı tekrar gözden geçirerek konu başlıklarını tesbit etmiştir.
Kitapta bir başkanın erdemlerini sayar. Farabi'ye göre, başkanlık edecek kişide su erdemler bulunmalıdır: Organları tam olmalıdır, anlayışlı olmalıdır, belleği güçlü olmalıdır, akıllı ve ince görüşlü olmalıdır, güzel konuşmalıdır, öğrenmeye gönüllü olmalıdır; yiyeceğe-içeceğe ve eğlenceye tutkun olmamalıdır, doğruluğu sevmeli, yalancılıktan kaçınmalıdır. Nefsini yüksek tutmalı ve kendisinden kuşkulandıracak şeylerden çekinmelidir, dindar olmalı ve dünyevi kaygılarda gözü bulunmamalıdır, adaletli olmalı ve kötülük yapmaktan çekinmelidir, işinde arzulu olmalıdır.
Mukaddime, İbn-i Haldun'un en ünlü eseridir. Tarih, iktisat, sosyoloji, ve siyaset gibi birçok sosyal bilim için temel teşkil eden görüşleri içinde barındırır. İbn-i Haldun eserini 1375'te Kal'atu ibn Seleme adlı kalede Beni Arif kabilesinin himayesinde yaşadığı dönemde kaleme almıştır.
İbn Haldun, Endülüs' te yaşadığı dönemlerde dünya tarihini konu alan yedi ciltlik Kitabu'l - İber adlı bir eser yazmıştır. Mukaddime bu eserin ilk cildini oluşturur. İbn Haldun sık sık kabileler arasında dolaşarak bedevî kabile hayatını yakından tanımış, fırsat buldukça da ilim ve öğretimle meşgul olmuştur. Ünlü Muḳaddime'sini böyle bir bilgi ve deney birikimiyle kaleme almıştır.
İbn Haldûn'un bir dünya tarihi niteliği taşıyan bu eseri önsöz ve giriş mahiyetinde kaleme aldığı ve "mukaddime" adını verdiği bölümle üç kitaptan oluşan yedi ciltten meydana gelir. Müellif girişte tarih ilminin önemine, tarih yazımında takip edilen usullerin araştırılmasına, tarihçilerin düştükleri hatalara, sahip oldukları asılsız kanaatlere ve bunların sebeplerine temas etmiş, tarih ilminin kapsamlı bir tarifini yaparak kendi tarih anlayışını ortaya koymuştur.
Kindî-Resâ'ilü'l-Kindî el-Felsefiyye
Felsefe alanında Arap bilim insanı Kindî, sisteminin en önemli yönlerini Resâ'ilü'l-Kindî el-felsefiyye adlı eserinde ortaya koymuş, Ebû Bekir er-Râzî de risâle türünü kendi düşüncelerini ifade aracı olarak kullanmıştır.
Kindî, İslâm dünyasında ilmî ve felsefi çalışmaların en yoğun olduğu bir dönemde yetişmiş, felsefe başta olmak üzere teorik ve pratik tüm bilgi dallarında ürün vermiş önemli bir filozoftur. Felsefe ve kelâm arasındaki spekülasyonların zirveye çıktığı, çeşitli din ve mezhepler arasında kıyasıya mücadelenin sürdüğü 9. yüzyılda, bu alandaki tüm tartışma ve çalışmalara en üst düzeyde katılmıştır.
İslâm dünyasının tercüme eserlerle tanıştığı bir dönemde İslâm düşüncesinin oluşumunda büyük katkıları olan Kindi, ele aldığı konularda uyguladığı yöntem ve kullandığı terminoloji ile kelâmdan felsefeye geçişi sağlayan ilk İslâm filozofudur. İslâm toplumunu ilk kez felsefe ile tanıştıran Kindî, matematikten tıbba, astronomiden musikiye, psikolojiden kimyaya varıncaya kadar her alanda eser veren ansiklopedik bir filozoftur. O güne kadar Süryanî bilgin ve mütercimler eliyle temsil edilen bilim ve felsefe, Kindî'nin çalışmalarıyla el değiştirmiş; sayıları 277'yi bulan eserleriyle Kindî, yabancı kültürler karşısında İslâm toplumu için önemli bir kaynak ve moral güç olmuştur.