Arama
40 hadis 40 yorum
Müslümanlara en güzel örnek, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'dir (SAV). Kur'an-ı Kerim dışında Efendimiz'in (SAV) davranışları, kişiliğiyle ilgili bilgiler, sahabilerin rivayetlerinden oluşan hadislerden sağlanır. Peygamberimiz'in (SAV) sözleri, eylemleri, ashâbının yaptığını görüp de reddetmediği davranışlar, huyu ile ilgili her türlü bilgi hadis kavramı içine girer. Hz. Peygamber'in (SAV) tam manası ile örnek alınması ve yüce Allah'ın (CC) rızasına uygun bir hayat yaşanması açısından Efendimiz'in (SAV) söz ve davranışları büyük bir öneme sahiptir.
KALB-İ SELİM
Ebu Hureyre'den (RA) nakledildiğine göre Resûlullah (SAV) şöyle buyurmuştur: "Kul, bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta oluşur. Bundan vazgeçip tövbe ve istiğfar ettiği zaman kalbi parlar. Günahtan dönmez ve bunu yapmaya devam ederse siyah nokta arttırılır ve sonunda tüm kalbini kaplar. Allah'ın (CC) kitabında hayır, doğrusu onların kazanmakta oldukları kalplerini paslandırırmıştır" Mutaffifin,14 diye anlattığı pas, işte budur. (Tirmizi, Tefsirul Kur'an, 83)
◾ Kalplerin katılaştığı hatta taşlardan da sert olduğu bir zamanda, içinden ırmaklar fışkıran yarılıp ortasından sular çıkaran, Allah (CC) korkusuyla yuvarlanan, Allah'ın (CC) rahmetiyle bağrı filizlenen taşlar vardı. Ancak çöl sıcağını emerek yanan, yandıkça kararan kalpler, taşlardan daha da sert durumdaydı.
◾ İman nedir? Takva nedir? Allah (CC) aşkıyla atmak nedir bilmeyen bu kalplerin her biri bir esfel-i sâfilînin göğsünde atıyordu şimdi...
Esfel-i sâfilîn nedir?
Aşağıların en aşağısı, cehennem.
RÜYA
Seleme Bin Küheyl şöyle dedi: Cündüp bin Abdullah el Alaki'den işittiğime göre Resûlullah (SAV) şöyle dedi: "Kim duyulsun diye iyilik yaparsa Allah onun bu niyetini herkese duyurur, kim gösteriş için iyilik yaparsa Allah da onun bu riyakârlığını herkese gösterir." (Müslüm, Züht, 48)
◾ Kimi kandırıyoruz? Beğenilmek, takdir edilmek, övülmek, parmakla gösterilen görünen bilinen olmak… İnsan olarak hepimizin kalbinin bir köşesinde bu duygular az ya da çok vardır.
◾ Kimi gerçekten takdir edilesi davranışlar sergiler bu yönüyle ön plana çıkmak istemese de bir şekilde yaptıkları kendisini görünür kılar. Buna rağmen tevazu göstermeyi elden bırakmaz.
◾ Kimi de aslında âdeti olmadığı halde sırf beğenilme duygusunu tatmin etmek için başkalarının gözü önünde takdir ile karşılanacak davranışlarda bulunur.
İYİLİK
Katâde, Enes'e (RA) sordu: "Nebi (SAV) en çok hangi duayı ediyordu?" Dedi ki: "En çok yaptığı dua şuydu: "Allah'ım, bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru." (Müslim, Zikir 26.)
◾ Hem dünyada hem de ahirette iyiliklere talip olmak… On yıl boyunca kendisine hizmet etmek suretiyle Resulullah (SAV) Efendimiz'i yakından tanımış; onunla hemhal olmuş ve bizzat onun terbiyesiyle yetişmiş bir genç olan Enes bin Malik, Allah Rasulu'nun (SAV) en çok yaptığı duanın şu dua olduğunu bildirmektedir: Allahümme âtinâ fid'dünyâ haseneten
ve fil'âhireti haseneten ve gınâ azâbennâr. ("Allah'ım, bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru.")
◾ Efendimiz'den (SAV) sonraki nesillere miras kalan bu güzel dua her şeyin maliki olan Yüce Allah'dan (CC) neyin, nasıl istenmesine dair pek çok ipucuyu içinde barındıran veciz bir duadır.
Devamını dinlemek için tıklayınız
ŞÜKRETMEK
Enes bin Malik'den (RA) nakledildiğine göre Rasulullah (SAV) yatağına uzandığında şöyle dua ederdi: "Bize yedirip doyuran, bizi içirip kandıran, her konuda bize yeten ve bizi sığındıran Allah'a (CC) hamd olsun. İhtiyaçlarını karşılayacak durumu ve sığınacak bir yeri olmayan nice kimseler vardır." (Müslim, Zikr 64,)
◾ Allah Rasulu (SAV) yatağına uzandığı zaman geçirdiği günün şükrünü bu dua ile eda ederdi. Zira, huzuru yerinde, bedeni sağlıklı ve günlük yiyeceği yanında olarak bir gün geçirmek, dünya nimetlerine sahip olmakla eşdeğerdi, onun nezdinde. Kulluğun gereği olan şükür, vahye muhattap kılındığı 23 yıl boyunca defalarca hatırlatılan hasletlerden biriydi.
◾ Hz. Peygamber'in (SAV) Rabbi'ne şükreden bir kul olabilmek gayesiyle geceleri ayakları şişinceye kadar namaz kılması, yatıp kalkarken, yiyip içerken, yeni bir nimete kavuştuğunda dilinden "Elhamdülillah" tesbihini düşürmemesi, sevindirici bir haber aldığında ya da kendisine müjde verildiğinde şükür secdesine gitmesi hep bu yüzdendi.
HAYA İMANDANDIR
Abdullah bin Ömer'in (RA) naklettiğine göre Allah Resulü (SAV) şöyle buyurmuştur, "Haya, imandandır." (Buhari, İman 16.)
◾ Haya, imandandır. Kaygılı gözler her yerde onu arıyor. Kulaktan kulağa herkes birbirine onu soruyordu. Neredeydi? Herkes telaş içindeydi. Erkekler kadınlara sordu, büyükler küçüklere.
◾ Onu yitirmekten utanarak sordular. Onu kaybettiklerini kimseye fark ettirmemeye çalışarak aradılar. Çünkü utanılacak bir şeydi. Haya hiçbir yerde yoktu. Onsuz olmuyordu.
◾ O olmadan kızarmıyordu yüzler. Aksine yüzü kızaranlar utanıyordu. O olmadan çirkinlik akıyordu yüzlerden, gözlerden ve sözlerden. Nağmeler hep hayasızlığa davet ediyordu. O olmadan insan çalıyordu, sövüyordu, öldürüyordu. Tüm bunlardan hayanın yüzü kızarıyordu da insanların kızarmıyordu.