Ailede verilecek din eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususlar
Anne-baba sadece çocuğun fiziki gelişimiyle değil, manevi ve ahlaki eğitimiyle de yakından ilgilenmeli, ona doğru değerleri küçük yaşlardan itibaren aşılamalıdır. Tıpkı 'ağaç yaşken eğilir' atasözünde olduğu gibi, din eğitimi de erken yaşta verilirse, çocuğun karakterinde derin ve kalıcı bir iz bırakacaktır. Ailede verilecek din eğitimi konusunun zihinlerde daha iyi yer edinmesinin önemine binaen Akademisyen Mehmet Emin Ay ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Giriş Tarihi: 25.10.2024
08:50
Güncelleme Tarihi: 25.10.2024
11:40
Ailede din eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususlar
Ailede verilecek din eğitiminde ebeveynler nelere dikkat etmeli?
Mehmet Emin Ay:
Ailede verilecek din eğitiminin uyulması gereken, dikkat edilmesi gereken birinci ilkesi mutlaka ailede başlanmasıdır . Yani bunu başka bir müesseseye, kuruma, kişiye devretmeden anne-baba bizzat kendisi yapmalıdır. Dedelerin, büyük annelerin torunlarını çok sevdiklerini biliyoruz ancak onlardan önce bu görev, anne-babanın görevidir. Sevgili Peygamberimizin bu konuda bir hadis-i şerifi var: Bir çocuğa güzel isim verilmesi, terbiyesinin güzelce yapılması, yerine getirilmesi onun anne babası üzerindeki haklarından birisidir, buyurur Sevgili Peygamberimiz… Bu aynı zamanda dini bir vecibedir ve Yüce Rabbimiz Tahrim Suresinin 6. ayetinde: "Ey iman edenler hem kendinizi hem de aile efradınızı, fertlerinizi, bireylerinizi yakıtı insanlar ve taşlar olacak cehennem ateşinden koruyunuz" buyurmaktadır. Burada emir öncelikle, aile reisi olarak erkeğe, eşine yani anne-babayadır, onları muhatap almaktadır. O halde aile başta anne-baba olmak üzere bu hususta en büyük sorumluluğu taşımaktadır. Bunu asla göz ardı etmememiz gerekir.
Ailede verilecek din eğitimi hakkında bilgiler
Mehmet Emin Ay:
İkinci olarak eğitime, konuşma çağından itibaren başlayabileceğimizi eğitimciler ifade ettikleri gibi yine Sevgili Peygamberimizin (SAV) bu konuda bir uygulaması var. O da "Çocuk konuşmaya başlayınca ona Allah'ın ismini, kelime-i tevhidi öğretmemiz" hususundaki tavsiyesidir. Her ne kadar çocuk bu ismin kendisi için ne manaya taşıdığını idrak edecek bir kapasiteye bir bilgi birikimine sahip değilse de ona bu sözleri öğretmemizin, onun açısından son derece önemli olduğunu unutmamalıyız.
Çünkü fıtrat hadisi olarak bilinen ve bir çocuğun dünyaya gelirken içinde bir yaratıcının varlığına inanıyor, inanmaya hazır bir şekilde dünyaya gelmesinden bahseden fıtrat hadisinde, dikkat çekici bir nokta var: "Çocuğun bu fıtrat hali konuşma çağına kadar devam eder" buyuruyor sevgili Peygamberimiz. Sonra devam ediyor hadisine; "Daha sonra anne-babası onu; Yahudi, Hristiyan veya müşrik yapar. Eğer anne-babası Müslüman iseler çocuk da Müslüman olur" buyrulmaktadır, hadis-i şerifte. O halde konuşma çağı artık bir dine adımını atmaya başladığı çağdır. Hâlbuki konuşma çağının biz, her şeyi çok rahatlıkla düşünerek ifade eden bir dönem olmadığını biliyoruz. Peki, neden önemlidir? Allah (CC) ismiyle tanışması, onu tekrarlaması, bir süre sonra etrafındaki varlıkların mahiyetini anne-babasından sorduğunda işte "Bunu Allah (CC) böyle güzel yarattı" sözü çocuk için yeterli bir cevap olmaktadır. Neden? Çünkü onu daha konuşmaya başladıktan itibaren zaten biliyor ve telaffuz ediyor idi. Bu bakımdan konuşma çağını da mutlaka anne-babanın önemsemesi gerekir.
HUZURLU TOPLUMUN TEMELİ: NEZAKET
Ailede din eğitiminde dikkat edilmesi gerekenler
Mehmet Emin Ay:
Üçüncü olarak her bir çocuğa Allah Teâla (CC) yaratılıştan kendisine inanabilme kabiliyetini verdiği gibi onu belli bir sürede sorumlu tutmamak suretiyle adeta çocuklara bir müsamaha ile davranma söz konusudur. Yani büyüklerin yapmış olduğu hatalar, çocukların yapmış oldukları takdirde aynı sonucu doğurmuyor. Dolayısıyla Allah'ın (CC) tanımış olduğu bu serbestliğe bu müsamahaya biz mükellefiyet çağının dışında kalan bir zaman dilimi olarak bakıyoruz. Ergenlik ile birlikte sorumluluk çağı başlar; ondan önceki dönem, çocukluk döneminde böyle bir sorumluluk söz konusu değildir. O halde bazı sözlerinden, sorularından dolayı çocuklar herhangi bir günaha girmezler. Allah Teâlâ (CC) tarafından kendilerine tanınan bu haklarını bu serbestliği onlardan esirgememek gerekir. Bir de mutlaka onun gönlüne hitap eden bir ifade tarzıyla konuşmak lazım ki biz bunun örneklerini Kur'an-ı Kerim'de peygamberlerin çocuklarına hitaplarında görüyoruz. Her birinde "Ya Büneyye" ifa desi vardır ve karşılığı "Yavrucuğum, oğulcuğum" anlamına gelen şefkat ve benimseme ifadesidir. Bu ifadelerle hitap etmeliyiz çocuklara. Zaman zaman onları, ibadet mekânlarına oradaki manevi havayı yaşasınlar, hissetsinler diye beraberimizde götürmeliyiz. Bu manada asla göz ardı etmememiz gereken bir husus da şudur; küçük yaştan itibaren mabetlere alıştırılmamış olan çocuklar, maalesef sonraki zamanlarda oraya girme konusunda tereddüt yaşamaktadırlar. O sebeple bunu küçük yaştan itibaren mutlaka o manevi havayı hissedebilmesi için anne-baba gerçekleştirmesi gerekiyor.
Çocuklarımızı sosyal medyanın karanlık yüzünden nasıl koruruz?
Ailede din eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususlar
Mehmet Emin Ay:
Son olarak -çok önemli bir konu- çocuğa örnek olma hususunda anne-babaların üzerine nasıl bir vazife düşüyorsa, söylediklerini de kendisi bizzat yaşayan birisi olmasını, çok önemsiyor bu hususta eğitimciler. Çünkü bir Kur'an-ı Kerim ayeti olarak; "Ey müminler niçin yapmadığınız şeyleri söylüyorsunuz?" diye Yüce Rabbimiz tarafından bir uyarı var. Önce kendimiz yaşamalıyız, daha sonra çocuklarımıza kendi yaşadıklarımızı, kendi tatbik ettiklerimizi anlatmamız gerekir ki çocuk çok dikkatle izlemektedir, bizi. Sözümüzle fiillerimiz birbiriyle tutarlı olmalıdır, bu da çocukların eğitiminde ve özellikle din eğitiminde çok önemli bir yer tutmaktadır.