Ala suresi meali, tefsiri ve fazileti
En yüce anlamına gelen Arapça "el A'la" kelimesinden adını alan Ala Suresi, Mekki surelerdendir. Peygamberlerin tebliğ ve tebliğ metodlarına dikkat çeken Ala Suresi, mushaf sıralamasına göre seksen yedinci suredir. Vahiy, tebliğ, tebliğ metodları gibi konularla öne çıkan Ala Suresi fazileti, muhtevası, tefsiri, ve meali ile biliniyor. Ala Suresi kaynaklarda Resulullah'ın en çok okuduğu surelerden biri olarak geçiyor.
Giriş Tarihi: 23.03.2023
13:38
Güncelleme Tarihi: 05.04.2023
15:49
A'lâ Suresi 6-8 Ayetler Tefsiri
Hz. Peygamber ilk dönemlerde kendisine gelen Kur'an vahyini ezberleme konusunda oldukça aceleci davranıyor, bir kelime veya harfi kaçırma korkusuyla Cebrâil vahyi henüz tamamlamadan tekrar etmeye çalışıyordu. Bu sebeple Resûlullah'a Kur'an okurken acele etmemesini emreden ve onu unutmayacağı konusunda güvence veren Kıyâmet 75/16-19. âyetleriyle, "Sana Kur'an'ı okutacağız ve Allah dilemedikçe unutmayacaksın" meâlindeki bu sûrenin 6. âyeti inmiştir. Böylece bir taraftan Hz. Peygamber bu davranışından vazgeçirilmiş oluyor, diğer taraftan da vahyin korunmasının güvenceye alındığı bildiriliyordu (Şevkânî, V, 494). Hz. Peygamber'in unutmaktan korunmuş olması da Allah'ın kudretini gösteren delillerdendir.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
A'lâ Suresi 9-15 Ayetler Meali
﴾9﴿ O halde öğüt ver; öğüt mutlaka fayda sağlar.
﴾10﴿ Allah'tan korkan öğüt alacaktır;
﴾11﴿ Ebedî mutluluktan nasibi olmayan da ondan uzak durur.
﴾12﴿ İşte en büyük ateşe girecek olan odur.
﴾13﴿ Sonra orada ne ölür ne de yaşar.
﴾14-15﴿ Doğrusu arınan ve rabbinin adını anıp namaz kılan kurtuluşa ermiştir.
A'lâ Suresi'ni okumak ve mealini dinlemek için tıklayın
A'lâ Suresi 9-15 Ayetler Tefsiri
➡ "...Öğüt fayda verirse öğüt ver" meâlindeki ilk âyetin lafzından, öğüt verilebilmesi için verilecek öğüdün muhataba fayda sağlamasının şart koşulduğu anlaşılırsa da müfessirler, öğüt fayda verse de vermese de peygamberin öğüt vermek zorunda olduğu, âyetin böyle anlaşılması gerektiği kanaatindedirler. Râzî, öğüt vermenin veya hakikati anlatmanın ilk etapta gerekli (vâcip) olduğunu, tekrarının gerekli olmasının ise öğüdün yarar sağlaması ve böylece amacın gerçekleşmesi durumuna bağlı bulunduğunu belirtmiştir (XXXI, 144). Buna göre Hz. Peygamber'in Allah'tan aldığı tâlimatı muhataplara duyurması onun misyonunun gereğidir. Öğüt vermenin faydalı olacağı kanaatine varıldığı takdirde devam etmek de vâciptir. Ancak inkârda kararlılık gösteren, gerçekle alay eden insanlara öğüt vermek onların inkâr ve inatlarını arttırmaktan başka bir şeye yaramaz.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
A'lâ Suresi 16-17 Ayetler Tefsiri
➡ Önceki âyetlerde kurtuluşun, nefsi ve malı arındırıp âhirete hazırlıklı gitmekte olduğu bildirilmişti. 16. âyette ise insanların genellikle geçici dünya hayatı ve zevklerini âhirete tercih ettikleri hatırlatılmaktadır. Oysa âhiret hayatı daha hayırlı, kalıcı ve sonsuzdur. Bu durum, –yüce Allah'ın rahmetinin bir tecellisi olarak– inkârcıları bir kere daha uyarmak, müminlere de böylesi yanlışlardan uzak durmaları yolunda telkinde bulunmak üzere 17. âyette vurgulu bir şekilde ifade edilmiştir.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın