Arama

Barbaros Hayreddin Paşa Camii için hazırlanan minyatürlerin hikayesi

Fikriyat Sohbetleri'nde bugün "Barbaros Hayrettin Paşa Camii"ndeyiz. Mimarisi kadar süslemeleri ve minyatür desenli çinileriyle ön plana çıkan bu cami, bölgedeki en büyük camilerden biri olarak biliniyor. Minyatür desenli çinilere emeği geçmiş bir isimle birlikteyiz bugün: Zehra Akdeniz… Kendisiyle güzel bir sohbet edeceğiz. Gelin önce camiyi kısa bir ziyaret edelim, sonrasında sohbetimize başlayalım.

RIZIK PANOSU

Zehra Akdeniz:

🔹 Bu tasarımın ismi Rızık. İsmi de, yukarıda gördüğünüz yazı kuşağına yazdığım İbrahim Suresi 32-33. Ayetlerden geliyor. Ayette Allah Teala, bize verdiği rızıklardan bahsediyor ve ayette güneş sisteminin, yıldızların da düzen ve Allah'ın mucizesi olduğundan bahsediyor. Aynı şekilde topraktan çıkan rızıklardan ve gemilerin denizin üzerinde yüzmesinin de Allah'ın mucizelerinden olduğuna değiniliyor. Bu tasarımımın referans ayetleri onlardı. Yine ayet, denizcilik ve gemilerle ilgili olduğu için onu referans aldım. Aşağıda denizin üzerinde gezen Osmanlı gemilerini resmettim. Orta kuşakta topraktan çıkan ağaçlar meyveler bitkiler ve dağlar üstte de yine evren uzay kompozisyonuyla birbirine bütünledim.

TÜRKİSTAN'IN GÖZBEBEĞİ 10 CAMİ

HIZIR'IN YOLU PANOSU

Zehra Akdeniz:

🔹 Metrekare olarak büyük bir çalışma olacağı için dış cephede içinde değil kıble yönünde olmadığı için farklı bir kompozisyon yapmak istedim. Önce Hızır Reis'in kendi yaşarken Kanuni'nin emri ile kaleme aldığı, daha doğrusu müellifi Muradiye'nin kaleme aldığı hatıratlarını okudum. Sonra elimde Osmanlı gemileriyle ilgili bazı kitaplar vardı onları inceledim, taslaklar yaptım. Daha sonra Osmanlı gemilerinin yazarı Prof. Dr. İdris Bostan'a ulaştım. Kendisi çok yardımcı oldu. Hızır Reis'in kendi gemisinin güzel bir replikasını bulamadım. Hep tahmini şeylerdi. Ben de kendi çizdiklerimin tarihi belge olmasını istediğim için doğru bir tasarım yapmak istiyordum. O noktada okuduklarımdan tasarımlar yaptım. İdris Hoca onayladı yardımcı oldu. Gördüğünüz büyük gemi Hızır Reis'in kendi donanma gemisi onun arka kısmındaki loca kısmı, komutanın locası üstünde yeşil sancak bugün deniz müzesinde de görebileceğimiz Hızır Reis'in kendi sancağı. Üzerinde Saf suresinin 13. ayetinden bir kesit var. Ben o sancağın üzerinde yazan ayetin kesimini kompozisyonun en üstünde de kullandım. Burada 36 çift kürek var ve her bir küreği 7 levend çekiyormuş. Bir gemide yaklaşık 500 levend sadece küreklerde var. Donanmadaki sayı gerçekten inanılmaz. Burada Hızır Reis'in kendi ağzından okuduğum için özellikle gençlere çok öneriyorum.

Zehra Akdeniz:

🔹 Bu tasarıma başlarken Midilli Adası'nın yer aldığı bir bölgede olduğumu tesadüfen öğrendim. Hızır Reis de Midilli doğumlu. Tasarımı o sebeple alt kısımda sol alttaki ada, orası Midilli. Üzerinde de Osmanlıca yer isimleri yazıyor. Adını "Hızır'ın Yolu" koydum çünkü Hızır Midilli'de doğdu. Aslında korsan ya da denizci değildi ama abisi Oruç Reis, Rodos Şövalyeleri tarafından esir edildiği için onu kurtarmak için girişimde bulunuyor ve hayatı değişiyor. Hızır'ın yolu Midilli'den başlıyor, Cezayir, Tunus, Cebelitarık ve en üstte Preveze'yi yaptım. Bu haritaların dizilişi gerçek haritadaki gibi değil. Yolun akışına göre dizayn ettim bu da minyatürün kolaylıklarından. Topkapı Sarayı'nın surlarının önünde tamamlanıyor yol. Donanma seferden döndüğü zaman birbirilerine top atışı ile selam verirlermiş. Ben tam o sahneyi resmetmek istedim. Ayasofya da biliyorsunuz Topkapı Sarayı'nın hemen bitişiğinde ama ben hep kompozisyonu tamamlamak için hem de bizim için fetih sembolü olduğu için onu biraz daha büyük, flu resmedip kompozisyonumu böyle tamamladım. Yukarıda Saf suresi 13. Ayetinden bir kesit var aşağıya da bir pasaj açtım oraya da Fetih suresinin 1 ve 3. Ayeti o da yine hem Osmanlı'da hem hala bu tip fetihler için okunan ayetlerden.

Hızır'ın Yolu panosunda bir detay var. Denizin yüzeyindeki kuran sayfaları yer alıyor. Hızır Reis hatıratında şöyle anlatıyor: Preveze'de bizi pusuya düşürdüler, biz Osmanlı donanması tek, ama karşısında Vatikan, Fransa, İspanya, Hollanda kendi söylemiyle bütün Avrupa onun tabiriyle bütün kafir birleşmiş ama biz tekiz. Daha önce bir rüya gördüğü için bir manevraya karar veriyor. Diğer reisler, "rüzgâr bizim aleyhimizde bunu yapalım mı?" diye soruyorlar. Hızır Reis "eminim böyle yapacağız" diyor ve başlıyor duasını yapmaya. Kur'an yapraklarını koparıp denizin üzerine serpiştiriyor. Sonra gerçekten önce rüzgar duruyor sonra Hızır Reis ve donanmanın lehine geçiyor, kısa sürede dünyanın en büyük donanmasını tarumar ediyorlar. Hatta Andrea Doria kaçıyor. Okuduğum zaman bunu çok beğenmiştim o yüzden burada resmetmek istedim.

  • 10
  • 16

Özge Özkul: Sanatınıza değinmek istiyorum. Minyatür sanatını anlatabilir misiniz? Minyatür sanatını seçmenizdeki en büyük etken neydi?

Zehra Akdeniz:

🔹 Aslında minyatür sanatı tabii ki resim sanatı ama tarihi bir enteresan bir şey de var beni çeken cezbeden tarafı doğruydu; aynı zamanda bir belgeleme sanatı. Benim hoşuma giden başka bir özelliği de normalde Batı sanatında ya da fotoğrafta özne değerlidir yani o resmi çizen ya da o fotoğrafı çekinin gözünden yapılır. Minyatür sanatında özne değil nesne kıymetlidir. Yani benim bakış açım değil neyi resmetmek istiyorsam, onun en güzel görüneceği açı, perspektif, büyüklük öncelikli oluyor. Bu çok hoşuma gidiyor. Mesela bir tarihi minyatürü düşünelim hepimiz tarih kitaplarında görmüşüzdür, çok geniş bir savaş minyatürü en ön cephedeki askerle en arka cephedeki dağın tepesindeki asker, aynı ebatta çizilir. Çünkü biri birinden daha önemli değil veya aralarında bir padişah varsa padişah biraz daha büyük çiziliyor. Yine aynı şekilde bir kutsal mekânı çiziyorsanız, normalde perspektifte diyelim ki önde bir küçük ağaç veya bitki var. Arkada çok uzakta bir cami var, kutsal bir alan var. Öndeki büyük çizilir arkadaki küçük çizilir, normal resimde. Ama minyatürde öyle değil önem sırasına göre ebatlandırılıyor. Cami ya da kutsal kişi her zaman daha büyük çizilir, diğerleri de ona göre çizilir. Bir de şöyle bir farkı var; perspektif olmadığı için bir binanın aynı anda hem üstten görünüşünü hem yandan hem de içini gösterebilirsiniz. Bu noktada da bence çok fantastik bir tasarım imkânı sağlıyor.

  • 11
  • 16

Özge Özkul: Bir çalışmanız, başlangıcından ortaya çıkışına kadar hangi aşamalardan geçiyor?

Zehra Akdeniz:

🔹 Önce günlerce düşünürüm, sonra okumalar yaparım yani kendimce psikolojik hazırlık sürecinden geçiyorum. Sonra da karalamalar şeklinde tasarıma başlıyorum ama tabii ki finale kadar o çok evriliyor yani baştan tasarımı bitirip sonra uygulamaya geçemiyorum; biraz kervanı yolda da dizdiğim oluyor. Ben manevi bir yolculuğa çıkıyorum tasarımlarımda, o havayı seviyorum o yüzden çok kuralcı biri değilim, esnetebilirim kuralları. Yolculuk sırasında bir şeyler ekleyip, çıkarabiliyorum.

İstanbul'da mutlaka gidilmesi gereken 5 Osmanlı camisi

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN