Belirli dünya hayatının sonu: Ecel
İnsan dünya üzerinde imtihanı vesilesi ile var olur. Her mahlukatın bir sonu olduğu gibi bir gün hakikat tecelli eder ve insan da kendisine ayrılan sürenin sonuna gelir. Dünya hayatı için belirlenen sürenin sonunu ifade etmek için kullanılan ecel kavramı, Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde sıklıkla geçer. Esasında ecel, dünya hayatının sonunu olduğu gibi ahiret hayatının da başlangıcını içinde barındıran bir kavramdır.
Giriş Tarihi: 23.10.2022
07:58
Güncelleme Tarihi: 23.10.2022
08:58
"Allah, eceli gelince hiç kimsenin ölümünü ertelemez. Allah yapıp ettiklerinizden tamamen haberdardır."
Münâfikûn Suresi 11. Ayet
Münâfikûn Suresi 11. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Münâfikûn Suresi 11. Ayet Tefsiri
◾ Ama sınav süresi dolmuş, artık sıra değerlendirmeye gelmiştir (bu konuda benzer bir tasvir için bk. Mü'minûn 23/99-100; "ecel" hakkında bk. En'âm 6/2; A'râf 7/34). 7. âyette münafıkların başkaları için ve Allah yolunda yapılan harcamalar (infak) konusundaki hasis tutumları kınanmıştı; burada ise insanı lâyık olduğu yerde tutacak olan iki temel davranışa vurgu yapılmaktadır: 1. Allah'ı anmayı yani O'nun kulu olduğunu unutmamak, 2. Sahip olduğu imkânları gönüllü olarak başkalarıyla paylaşmaya çalışmak. İnsanî değerler bakımından düşük düzeyde olan bireyler ve toplumlar, başkalarından ne koparabilecekleri, bu açıdan yüksek düzeyde olanlar ise başkalarına ne verebilecekleri üzerinde yoğunlaşırlar.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
"Allah, ölüm vakitleri geldiğinde insanları vefat ettirir, ölmeyenleri de uykularında ölmüş gibi yapar. Ölümüne hükmettiklerini tutar, diğerlerini ise belli bir süreye kadar (hayata) salar. Kuşkusuz bunda iyice düşünenler için dersler vardır."
Zümer Suresi 42. Ayet
Zümer Suresi 42. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Zümer Suresi 42. Ayet Tefsiri
◾ Bir önceki âyette insanların hidayete yönelmelerinin de yoldan çıkmalarının da kendi seçimlerine bağlı bulunduğuna işaret edilmişti. Hidayetin birinci şartı Allah'a imandır. İşte burada insanların Allah'a, O'nun yaratıp yönetmesindeki hikmetlere dikkat çekilmekte; sonraki âyetlerde de diğer bazı delillere yer verilmektedir. İnsanı öteki varlıklardan ayıran en temel özelliği ruh sahibi bir varlık oluşudur. Allah Teâlâ'nın insanı öldürmesi, ruhun bedenle ilişkisini kesmesidir.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
"Şayet Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerin üstünde tek bir canlı bırakmazdı; fakat onlara belirlenmiş bir vadeye kadar mühlet veriyor. Vadeleri dolduğunda ise (herkes anlayacaktır ki) Allah kullarını hakkıyla görüp bilmektedir."
Fâtır Suresi 45. Ayet
Fâtır Suresi 45. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Fâtır Suresi 45. Ayet Tefsiri
◾ Kur'an'ın ilk muhatapları olan Mekke müşrikleri, peygamberleri yalanlamadıklarını söyleyip şayet kendilerine gerçek bir peygamber gönderilmiş olsa, eski ümmetlerin yaptığını yapmayacaklarına, yani peygamberi asla inkâr etmeyeceklerine ve onun getireceği mesaja, geçmiş ümmetlere nazaran çok daha fazla sahip çıkacaklarına yemin ediyorlardı. Ama Hz. Muhammed peygamber olarak gönderildiğini açıklayınca ondan sür'atle uzaklaştılar.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
"Hiçbir ümmet kendi ecelini ne öne alabilir ne de erteleyebilir."
Hicr Suresi 5. Ayet
Hicr Suresi 5. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Hicr Suresi 5. Ayet Tefsiri
◾ Hz. Peygamber dönemindeki Mekke müşrikleri, genel olarak benzer inançlar benimseyen, benzer tutum ve davranışlar sergileyen topluluklar için yeni bir uyarı anlamı taşıyan bu âyetlerde bireyler gibi bütün uygarlıkların, dinî, etnik vb. toplulukların da sonlu olduğu, her bir uygarlık ve topluluğun, Allah tarafından bilinen belirli bir ömrünün, bir sonunun bulunduğu, bunun ilâhî bir yasa olduğu hatırlatılarak toplumsal hayatı, bu gerçek ışığında tam bir dikkat ve sorumluluk bilinciyle düzenlemek ve sürdürmek gerektiği ima edilmektedir.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
"Onlar senden, azabı çabuklaştırmanı istiyorlar. Önceden belirlenmiş bir vade olmasaydı elbette azap tepelerine inmişti. Ama onlar farkında olmadan o ansızın kendilerine gelecektir."
Ankebût Suresi 53. Ayet
Ankebût Suresi 53. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Ankebût Suresi 53. Ayet Tefsiri
◾ İnkârcıların Hz. Peygamber'den tehdit edilip uyarıldıkları azabı çabuklaştırmasını istemeleri, gerçekten böyle bir azaba inandıkları ve ona razı oldukları anlamına gelmez; onlar, bu ifadeleriyle aksine azaba inanmadıklarını açıkça ortaya koyarak alaylı bir üslûpla Peygamber'e karşı meydan okuyorlardı. 53. âyete göre söz konusu azabın gerçekleşme zamanı ilâhî hikmet tarafından tayin edilmiş olup o zaman gelince, onlar farkında bile olmadan azap ansızın başlarına gelecektir.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın