Arama

Belirli dünya hayatının sonu: Ecel

İnsan dünya üzerinde imtihanı vesilesi ile var olur. Her mahlukatın bir sonu olduğu gibi bir gün hakikat tecelli eder ve insan da kendisine ayrılan sürenin sonuna gelir. Dünya hayatı için belirlenen sürenin sonunu ifade etmek için kullanılan ecel kavramı, Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde sıklıkla geçer. Esasında ecel, dünya hayatının sonunu olduğu gibi ahiret hayatının da başlangıcını içinde barındıran bir kavramdır.

"Şayet Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerin üstünde tek bir canlı bırakmazdı; fakat onlara belirlenmiş bir vadeye kadar mühlet veriyor. Vadeleri dolduğunda ise (herkes anlayacaktır ki) Allah kullarını hakkıyla görüp bilmektedir."

Fâtır Suresi 45. Ayet

Fâtır Suresi 45. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın

Fâtır Suresi 45. Ayet Tefsiri

◾ Kur'an'ın ilk muhatapları olan Mekke müşrikleri, peygamberleri yalanlamadıklarını söyleyip şayet kendilerine gerçek bir peygamber gönderilmiş olsa, eski ümmetlerin yaptığını yapmayacaklarına, yani peygamberi asla inkâr etmeyeceklerine ve onun getireceği mesaja, geçmiş ümmetlere nazaran çok daha fazla sahip çıkacaklarına yemin ediyorlardı. Ama Hz. Muhammed peygamber olarak gönderildiğini açıklayınca ondan sür'atle uzaklaştılar.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

"Hiçbir ümmet kendi ecelini ne öne alabilir ne de erteleyebilir."

Hicr Suresi 5. Ayet

Hicr Suresi 5. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın

Hicr Suresi 5. Ayet Tefsiri

◾ Hz. Peygamber dönemindeki Mekke müşrikleri, genel olarak benzer inançlar benimseyen, benzer tutum ve davranışlar sergileyen topluluklar için yeni bir uyarı anlamı taşıyan bu âyetlerde bireyler gibi bütün uygarlıkların, dinî, etnik vb. toplulukların da sonlu olduğu, her bir uygarlık ve topluluğun, Allah tarafından bilinen belirli bir ömrünün, bir sonunun bulunduğu, bunun ilâhî bir yasa olduğu hatırlatılarak toplumsal hayatı, bu gerçek ışığında tam bir dikkat ve sorumluluk bilinciyle düzenlemek ve sürdürmek gerektiği ima edilmektedir.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

"Onlar senden, azabı çabuklaştırmanı istiyorlar. Önceden belirlenmiş bir vade olmasaydı elbette azap tepelerine inmişti. Ama onlar farkında olmadan o ansızın kendilerine gelecektir."

Ankebût Suresi 53. Ayet

Ankebût Suresi 53. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın

Ankebût Suresi 53. Ayet Tefsiri

◾ İnkârcıların Hz. Peygamber'den tehdit edilip uyarıldıkları azabı çabuklaştırmasını istemeleri, gerçekten böyle bir azaba inandıkları ve ona razı oldukları anlamına gelmez; onlar, bu ifadeleriyle aksine azaba inanmadıklarını açıkça ortaya koyarak alaylı bir üslûpla Peygamber'e karşı meydan okuyorlardı. 53. âyete göre söz konusu azabın gerçekleşme zamanı ilâhî hikmet tarafından tayin edilmiş olup o zaman gelince, onlar farkında bile olmadan azap ansızın başlarına gelecektir.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

Ebu Hüreyre (RA) anlatıyor.

Resulullah (SAV) buyurdular ki:

"Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahâneyi kaldırmıştır."

(Tirmizî, Da'vât 113)

Riyazüs Salihin'den hadis-i şerif okumak için tıklayın

İbnu Mes'ud (RA) anlatıyor:

"Hz. Peygamber (SAV) bir gün yere çubukla, kare biçiminde bir şekil çizdi. Sonra, bunun ortasına bir hat çekti, onun dışında da bir hat çizdi. Sonra bu hattın ortasından itibaren bu ortadaki hatta istinad eden bir kısım küçük çizgiler attı.

Resulullah (SAV) bu çizdiklerini şöyle açıkladı: Şu çizgi insandır. Şu onu saran kare çizgisi de eceldir. Şu dışarı uzanan çizgi de onun emelidir. (Bu emel çizgisini kesen) şu küçük çizgiler de musibetlerdir. Bu musibet oku yolunu şaşırarak insana değmese bile, diğer biri değer. Bu da değmezse ecel oku değer"

(Buhârî, Rikak 3 / Tirmizî, Kıyamet: 23 / İbnu Mace, Zühd)

Riyazüs Salihin'den hadis-i şerif okumak için tıklayın

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN