Birbirine selam duran iki Mihrimah Sultan Camii
Dünya üzerinde iki kıta üzerine kurulan tek şehirdir İstanbul. Peki, bu iki ayrı kıtada, Kanuni Sultan Süleyman'ın biricik kızı Mihrimah Sultan adına yaptırdığı iki caminin özelliklerini biliyor musunuz? Ya da mimarların piri Mimar Sinan'ın, bu iki camiyi neden farklı üsluplarla inşa ettiğini? Fikriyat olarak, İstanbul'un iki yakasından birbirine selam duran iki Mihrimah Sultan Camii'ne dair bilinmeyenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 15.05.2019
09:08
Güncelleme Tarihi: 15.06.2020
23:25
KÜLLİYE 62 DÜKKANLIK ÇARŞIDAN OLUŞUYORDU
Külliyenin çarşısını meydana getiren 62 dükkânın büyük bir kısmı ortadan kalkmıştır. Sıbyan mektebi, ortada kubbeli ve yanlarda kemerlerle ayrılmış iki mekândan oluşur.
Caminin kıble tarafında ikisi de aynı planla yapılmış bir çifte hamam bulunur. Uzun süre harap durumda kalan çifte hamam 1960'lı yıllarda tamir edilerek tekrar açılmıştır.
DEPREMLERDE BÜYÜK HASAR GÖRDÜ
Mihrimah Sultan Camii, 1718-1719, 1766, 1894, İstanbul depremlerinde ciddi hasarlar görmüş ve birçok defa onarılmıştır.
Caminin 1894'teki depremden sonra yapılan süslemesi, 1956 yılındaki onarımda temizlenmiş, yerine bugünkü bezeme yapılmıştır.
1999 depreminde de büyük hasar alan caminin en son restorasyonu 2010 yılında tamamlanmıştır.
MİHRİMAH SULTAN CAMİİ – ÜSKÜDAR
İstanbul'un Anadolu yakasında bulunan Mihrimah Sultan Camii, Üsküdar Meydanı'nda yer alır. Cami, Kanuni Sultan Süleyman tarafından kızı Mihrimah Sultan adına Mimar Sinan'a yaptırıldı.
Bir külliye olarak inşa edilen eserin yapımı, 1540-1547 yılları arasında gerçekleşti.
KÜLLİYE OLARAK İNŞA EDİLDİ
Cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret-tabhâne, han, suyolları, çeşme, hazne ve helâ gibi tesislerin bulunduğu bir külliye olarak inşa edildi.
Sonraki dönemlerde bu yapılara iki türbe, çifte hamam, kasır ve muvakkithane eklendi. Külliyede bulunan bu yapılardan imaret-tabhane, han, kasır ve muvakkithane günümüze ulaşmadı.
ANA KUBBEYİ YARIM KUBBELERLE DESTEKLEDİ
Mimar Sinan, dikdörtgen planlı caminin ana kubbesini batı, doğu ve kıble yönde bulunan yarım kubbelerle destekler.
Yarım kubbelerin köşelerinde kalan boşluklar ise küçük kubbelerle örtülmüştür. Harim kısmında pencere sayısının az olması mekânın loş olmasına sebep olur.