Camilerin iç süsü: Kubbe yazıları
Müslümanlar tarih boyunca ibadet ettikleri mabedleri tezyini sanatlar ile süslemeye ayrı bir ehemmiyet gösterdiler. İçerisinde Hak Teala'ya yakardıkları, istiğfar ettikleri bu yegane ibadethaneleri en güzel şekilde imar ettiler. Bu anlayışa binaen cami içerisinde bulunan en güzel yazı örnekleri de ekseriyetle iç kubbe üzerinde yer aldı. Ziyadesiyle ustalık gerektiren bu yazılar asırlar boyunca camilerimizin kubbelerini süsledi.
Giriş Tarihi: 17.03.2023
17:07
Güncelleme Tarihi: 08.02.2024
10:36
⚪ Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii iç kubbesi
"Allah göklerin ve yerin nûrudur. Onun nûrunun misali, içinde kandil bulunan bir kandilliktir. Kandil bir cam içindedir, cam inciyi andıran bir yıldızdır; (bu kandil) doğuya da batıya da ait olmayan, yağı neredeyse ateş dokunmasa bile ışık veren mübarek bir zeytin ağacından yakılır. Nûr üstüne nûr. Allah nûruna dilediğini kavuşturur. Allah insanlar için misaller veriyor, Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir."
Nûr Suresi 35. Ayet
Nûr Suresi 35. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Nûr Suresi 35. Ayet Tefsiri
➡ Nur âyeti diye anılan bu âyetin açıklanması amacıyla tefsirlerde sayfalar dolusu açıklamalar kaleme alınmış, ayrıca kitaplar yazılmıştır. Bunlar arasında en meşhur olanı Gazzâlî'nin Mişkâtü'l-envâr'ıdır. Genellikle tefsirciler, nurun Allah olamayacağı ön kabulünden yola çıkarak burada mecaz yoluyla bir anlatımın söz konusu olduğunu ve te'vil edilmesi gerektiğini ileri sürerken Gazzâlî farklı bir tezle karşımıza çıkmakta ve özetle şöyle demektedir: Nur kelimesinin, idrak kabiliyeti ve mânevî olgunluğu farklı irfan derecelerine göre birden fazla hakiki mânası vardır. Sıradan insanlara göre nur zuhurdan ibarettir. "Görünmek, ortaya çıkmak" mânasındaki zuhur da izâfî bir kavramdır. Bu kesime göre en güçlü idrak aracı duyulardır, konuyla ilgili olarak da görme duyusudur. Buradan hareketle, güneş ve lamba gibi hem kendini hem başka şeyleri gösteren nesneye "nur" denilmiştir.
Tefsirin devamını okumak için tıklayı n
Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii
◾ 37 metrelik kubbe yüksekliğiyle surların dibinde, asaletiyle İstanbul'u kuşatan bir eser olan Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii, Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'ın İstanbul'a bir hediyesidir.
◾ Mimar Sinan tarafından tasarlanan cami, 1565 senesinde ibadete açıldı.Külliyenin içerisinde bulunan caminin yanında komplekste hamam, medrese, dükkan, arasta, mekteb, çeşme ve türbe de bulunuyordu.
Mihrimah Sultan'ın Devlet-i Aliyye'yi ihya eden hizmetleri
⚪ Sultan Ahmed Camii iç kubbesi
"Gerçek şu ki Allah, koyduğu düzenden sapmamaları için gökleri ve yeri tutmaktadır. Şayet sapacak olsalar artık O'ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O halîmdir, çok bağışlayıcıdır."
Fâtır Suresi 41. Ayet
Fâtır Suresi 41. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Fâtır Suresi 41. Ayet Tefsiri
➡ Göklerin yani ilâhî yasalar düzenine uygun olarak uzay içinde işlevlerini sürdüren bütün galaksilerin, gök cisimlerinin ve bu düzen içinde insan bakımından özel bir önemi haiz olan yerkürenin yörüngelerinden sapmaması Allah Teâlâ'nın irade ve kudretiyle mümkün olmaktadır. Yüce Allah bu hassas dengenin bozulmasını murat etmiş olsa artık bu sapmayı önleyebilecek hiçbir güç yoktur (bu konuda ayrıca bk. Ra'd 13/2). Âyetin "sapmamaları için" şeklinde çevrilen kısmında kullanılan ve zevâl kökünden türetilen fiil hem "bir şeyin nizamının bozulması" hem de "yok olması" anlamına gelir. Burada her iki mânanın birlikte kastedildiği anlaşılmaktadır. Zira göklerin ve yerin hareketindeki en küçük bir sapma ve dengesindeki en küçük bir bozulma aynı zamanda onların yok olması demektir.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
Sultan Ahmed Camii
◾ İnşaatı 1609 - 1617 yılları arasında süren Sultan Ahmed Camii, Sultan I. Ahmed tarafından Mimar Sedefkar Mehmed Ağa 'ya yaptırıldı. Esasında bir külliye olan yapının içerisinde; cami, medreseler, arasta, hünkar kasrı, dükkan, hamam, çeşme, sebil, türbe, sıbyan mektebi, darüşşifa ve imaret gibi birbirinden mühim eserleri içerisinde barındırıyor.
◾ Camiyi dünya çapında meşhur yapan ise içerisinde barındırdığı binlerce İznik çinisi... Güneş huzmelerinin içeriye dolmasıyla masmavi bir görüntü çizen Sultan Ahmed Camii, yabancılar tarafından "Blue Mosque " olarak bilindi.
Bilinmeyen yönleriyle Sultan Ahmed Camii ve Külliyesi
⚪ Ayasofya-i Kebir Camii iç kubbesi
"Allah göklerin ve yerin nûrudur. Onun nûrunun misali, içinde kandil bulunan bir kandilliktir. Kandil bir cam içindedir, cam inciyi andıran bir yıldızdır; (bu kandil) doğuya da batıya da ait olmayan, yağı neredeyse ateş dokunmasa bile ışık veren mübarek bir zeytin ağacından yakılır. Nûr üstüne nûr. Allah nûruna dilediğini kavuşturur. Allah insanlar için misaller veriyor, Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir."
Nûr Suresi 35. Ayet
Nûr Suresi 35. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Nûr Suresi 35. Ayet Tefsiri
➡ Nur âyeti diye anılan bu âyetin açıklanması amacıyla tefsirlerde sayfalar dolusu açıklamalar kaleme alınmış, ayrıca kitaplar yazılmıştır. Bunlar arasında en meşhur olanı Gazzâlî'nin Mişkâtü'l-envâr'ıdır. Genellikle tefsirciler, nurun Allah olamayacağı ön kabulünden yola çıkarak burada mecaz yoluyla bir anlatımın söz konusu olduğunu ve te'vil edilmesi gerektiğini ileri sürerken Gazzâlî farklı bir tezle karşımıza çıkmakta ve özetle şöyle demektedir: Nur kelimesinin, idrak kabiliyeti ve mânevî olgunluğu farklı irfan derecelerine göre birden fazla hakiki mânası vardır. Sıradan insanlara göre nur zuhurdan ibarettir. "Görünmek, ortaya çıkmak" mânasındaki zuhur da izâfî bir kavramdır. Bu kesime göre en güçlü idrak aracı duyulardır, konuyla ilgili olarak da görme duyusudur. Buradan hareketle, güneş ve lamba gibi hem kendini hem başka şeyleri gösteren nesneye "nur" denilmiştir.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın