Çöldeki inci: Burku Sarayı
İslam medeniyetinin görünen yüzleri olan mimari eserler, büyük ve geniş bir coğrafya üzerinde tezahür ederek adeta gönül coğrafyamızı süsler. Ürdün'ün Suriye ve Irak sınırına yakın olan çöl bölgesinde bulunan Burku Sarayı da verilebilecek örneklerden biri... Bu kadim eser, klasik tarz Emevi mimarisini en güzel biçimi ile yansıtır.
Giriş Tarihi: 12.06.2022
13:15
Güncelleme Tarihi: 13.06.2022
08:04
🔸 Emeviler de hızlı bir şekilde imar faaliyetlerine yöneldi. Ürdün'ün Mafrak vilayetine bağlı Ruveyşid kentindeki sarayın yapım tarihi sekizinci yüzyılın başlarına kadar uzanıyor.
🔸 Çöl bölgesinden geçilerek ulaşılan, başkent Amman'a 260 kilometre uzaklıkta ki Burku Sarayı kalıntıları, Emevi mimari özelliklerini yansıtıyor.
İran mimarisinin zarif örneği: Burucerdi Evi
🔸 Zaman içerisinde kullanılmamaktan ötürü yıkılarak bir harabeye dönüşen saray, bugün hala turistler için önemli bir uğrak noktası.
🔸 Sarayın inşa edildiği alanda MÖ 400 ile MS 106 yılları arasında Ürdün topraklarında hüküm süren Nebatilere ait saray kalıntıları olduğu belirtiliyor.
Tarihin en büyük camisi Samerra
🔸 Kuzey Arabistan kabilelerinden olan Nebatiler , Petra Antik Kenti' ni de inşa eden önemli bire medeniyettir.
🔸 Emeviler de Burku Sarayı' nı Nebatiler'den kalan alan üzerine inşa ederek aynı zamanda bir medeniyet derdinde olduklarını ortaya koyarlar.
Yüzlerce yıllık büyük gizem: Giza
🔸 Altıncı Emevi Halifesi Velid bin Abdulmelik zamanında yeniden inşa edildiği tespit edilen Burku Sarayı, bölgede bulunan siyah bazalt taşlar dan yapılmış en eski İslam medeniyeti eserlerinden biri olarak kabul edilir.
🔸 Saray, hava şartları ve ziyaretçilerin temasları nedeniyle kaybolan yapısına rağmen İslam tarihine ilişkin önemli nüansları yaşatmayı sürdürüyor.
Medeniyet membaı şehir: Herat
🔸 Burku Sarayı yıkılmadan evvel üç katlıydı ve yanında başka bir yapı daha bulunuyordu. Sarayda sıcak ve soğuk su ulaşımı için taştan ve kerpiçten kanallar da mevcuttu.
🔸 Ayrıca Sarayın bitişiğinde büyük bir gölet yer alıyor. Bölge halkı, Irak ve Suriyelilerin o dönemlerde su ihtiyacını karşılamak için bölgeye geldiğini ifade ediyor.
Osmanlı'nın Kıbrıs'taki mührü: Büyük Han