Arama

Deprem bölgesinde en çok merak edilen dini sorular

6 Şubat'ta gerçekleşen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki Kahramanmaraş depremleri sonucunda ülkemizin ciddi bir kısmı afet bölgesi haline geldi. İnsanlar bu zor durumda dini vecibeleri öğrenmek ve uygulamak için Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'na onlarca soru sordu. Bu soruların içinden en çok merak edilenleri cevaplarıyla beraber sizler için derledik.

Abdest alabileceği uygun bir ortam bulamayan kadın, teyemmüm ederek namazını kılabilir mi?

➡ Kadın abdest alırken yabancılar tarafından görülmesi haram olan yerleri açılacaksa, kendisi hükmen suyu kullanmaktan aciz kabul edilir. Ancak bu durumdaki bir kadın, namaz vaktinin sonuna kadar abdest alabileceği uygun ortamı bekler. Eğer vaktin çıkacağından endişe ederse teyemmüm ederek namazını kılar (İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, 1/289-290, 399; Tahtavi, Haşiye, s. 118).

Abdest alırken başörtüsünün üzerinden baş mesh edilebilir mi?

➡ Başın mesh edilmiş olması için ıslaklığın başın en az dörtte birine temas etmesi şarttır. Bu sebeple, eğer eşarp ve bone gibi giysiler üzerinden mesh yapılacaksa bunların ıslaklığı saça geçirmeleri gerekir. Islaklığın saça temasını önleyecek nitelikteki başörtüsü, bone, peruk vb. şeyler üzerine yapılan "mesh" geçerli olmaz (Kâsânî, Bedâi', 1/4-5; Merğînânî, el-Hidâye, 1/32). Bu durumda kadınlar abdest alırken başörtülerini çıkartmadan, ellerini başörtülerinin altına sokarak başlarını mesh edebilirler. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.) sarığını çıkarmadan, altından elini sokarak başını mesh etmiştir (Ebû Dâvûd, Tahâre, 57 [150, 153]).

Cenazenin tırnaklarında oje ya da protez tırnak, yüzünde makyaj gibi suyun deriye temasını engelleyen maddeler varsa ne yapılır?

➡ Ölen kimsenin yüzünde veya tırnaklarında suyun deriyle temasına engel olan bir madde varsa cenaze yıkanırken bunun çıkarılması gerekmez.

Namazda veya namaz dışında ağlamak abdesti bozar mı?

➡ Her ne sebeple olursa olsun namaz dışında ağlamak ve buna bağlı olarak gözden yaş akması abdesti bozmaz. Namaz esnasında dünyalık bir endişe ile ses çıkararak ağlamak kişinin namazını bozar, ancak abdestini bozmaz (Mergınani, el-Hidaye, 2/4,5). Namazda Allah korkusu, cennet veya cehennemin hatırlanması vb. nedenlerle ağlamak abdesti bozmayacağı gibi namaza da zarar vermez.

  • 10
  • 50

Özür hali ne demektir ve özür sahibi kimse ne zaman abdest alır?

➡ Fıkıhta özür kavramının en çok kullanıldığı konuların başında, sürekli devam eden abdest bozucu haller gelir. Sürekli burun kanaması, idrarını tutamama, sürekli kusma, yellenme, yaranın sürekli kanaması ve akması, kadınların istihaze durumları gibi abdesti bozan ve süreklilik taşıyan bedeni rahatsızlıklara özür, böyle kimselere de özür sahibi denir (Kasani, Bedai', 1/28, 29; Merğinani, el-Hidaye, 1/217-219; İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, 1/504). Bir kimsenin ibadet konusunda özür sahibi sayılabilmesi için özrünün bir namaz vakti içinde abdest alıp namaz kılacak kadar bile kesilmemesi ve her namaz vaktinde en az bir defa tekrarlaması gerekir. Özür hali, sebebin tam bir namaz vakti süresince kesilmesiyle ortadan kalkar (İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, 1/504-505). Özür sahibi kimse Hanefi mezhebine göre her namaz vakti için abdest alır. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.) özür sahibi bir kadına böyle yapmasını bildirmiştir (Buhari, Vudu', 63). Özür sahibi, özür halinin abdesti bozmadığını varsayarak o vakit içinde aldığı abdestle, onu bozan yeni bir durum meydana gelmedikçe, dilediği kadar farz, vacip, sünnet, kaza namazı, cuma ve bayram namazı kılabilir, Kâbe'yi tavaf edebilir, Mushaf'ı tutabilir (Merğinani, el-Hidaye, 1/219-220). Ancak özür sahibinin abdesti namaz vaktinin çıkmasıyla bozulur. Dolayısıyla yeni namaz vaktinde tekrar abdest alması gerekir.

Özür sahibi kimsenin abdesti özür hali dışında abdesti bozan diğer şeylerle bozulur (Kasani, Bedai', 1/28). Mesela idrarını tutamayan ve bu sebeple özür sahibi sayılan kimsenin, burnunun kanamasıyla veya yellenmesiyle abdesti bozulur.

İmam Şafii'ye göre özür sahibi kimsenin bir namaz vakti içinde kılacağı her farz namaz için ayrı ayrı abdest alması gerekir. Zira onun abdesti kıldığı namaz bitince son bulmuş olur. Bu abdest ile dilediği kadar nafile namaz kılabilir (Şirbini, Muğni'l-muhtac, 1/175).

Maliki mezhebine göre özür sahibinin abdesti, vaktin girmesi veya çıkması ile değil, özrün dışında abdesti bozan bir şeyin meydana gelmesi ile bozulur (İbn Rüşd, Bidaye, 1/35; Desuki, Haşiye, 1/114-118). Bir kimsede bulunan özürlülük durumunun o kişiyi ileri derecede sıkıntıya sokması ve abdest almada ciddi zorluklarla karşı karşıya bırakması halinde Maliki mezhebinin bu görüşü ile amel edilebilir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN