Arama

Deprem bölgesinde en çok merak edilen dini sorular

6 Şubat'ta gerçekleşen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki Kahramanmaraş depremleri sonucunda ülkemizin ciddi bir kısmı afet bölgesi haline geldi. İnsanlar bu zor durumda dini vecibeleri öğrenmek ve uygulamak için Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'na onlarca soru sordu. Bu soruların içinden en çok merak edilenleri cevaplarıyla beraber sizler için derledik.

Namazda veya namaz dışında ağlamak abdesti bozar mı?

➡ Her ne sebeple olursa olsun namaz dışında ağlamak ve buna bağlı olarak gözden yaş akması abdesti bozmaz. Namaz esnasında dünyalık bir endişe ile ses çıkararak ağlamak kişinin namazını bozar, ancak abdestini bozmaz (Mergınani, el-Hidaye, 2/4,5). Namazda Allah korkusu, cennet veya cehennemin hatırlanması vb. nedenlerle ağlamak abdesti bozmayacağı gibi namaza da zarar vermez.

  • 10
  • 50

Özür hali ne demektir ve özür sahibi kimse ne zaman abdest alır?

➡ Fıkıhta özür kavramının en çok kullanıldığı konuların başında, sürekli devam eden abdest bozucu haller gelir. Sürekli burun kanaması, idrarını tutamama, sürekli kusma, yellenme, yaranın sürekli kanaması ve akması, kadınların istihaze durumları gibi abdesti bozan ve süreklilik taşıyan bedeni rahatsızlıklara özür, böyle kimselere de özür sahibi denir (Kasani, Bedai', 1/28, 29; Merğinani, el-Hidaye, 1/217-219; İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, 1/504). Bir kimsenin ibadet konusunda özür sahibi sayılabilmesi için özrünün bir namaz vakti içinde abdest alıp namaz kılacak kadar bile kesilmemesi ve her namaz vaktinde en az bir defa tekrarlaması gerekir. Özür hali, sebebin tam bir namaz vakti süresince kesilmesiyle ortadan kalkar (İbn Abidin, Reddü'l-muhtar, 1/504-505). Özür sahibi kimse Hanefi mezhebine göre her namaz vakti için abdest alır. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.) özür sahibi bir kadına böyle yapmasını bildirmiştir (Buhari, Vudu', 63). Özür sahibi, özür halinin abdesti bozmadığını varsayarak o vakit içinde aldığı abdestle, onu bozan yeni bir durum meydana gelmedikçe, dilediği kadar farz, vacip, sünnet, kaza namazı, cuma ve bayram namazı kılabilir, Kâbe'yi tavaf edebilir, Mushaf'ı tutabilir (Merğinani, el-Hidaye, 1/219-220). Ancak özür sahibinin abdesti namaz vaktinin çıkmasıyla bozulur. Dolayısıyla yeni namaz vaktinde tekrar abdest alması gerekir.

Özür sahibi kimsenin abdesti özür hali dışında abdesti bozan diğer şeylerle bozulur (Kasani, Bedai', 1/28). Mesela idrarını tutamayan ve bu sebeple özür sahibi sayılan kimsenin, burnunun kanamasıyla veya yellenmesiyle abdesti bozulur.

İmam Şafii'ye göre özür sahibi kimsenin bir namaz vakti içinde kılacağı her farz namaz için ayrı ayrı abdest alması gerekir. Zira onun abdesti kıldığı namaz bitince son bulmuş olur. Bu abdest ile dilediği kadar nafile namaz kılabilir (Şirbini, Muğni'l-muhtac, 1/175).

Maliki mezhebine göre özür sahibinin abdesti, vaktin girmesi veya çıkması ile değil, özrün dışında abdesti bozan bir şeyin meydana gelmesi ile bozulur (İbn Rüşd, Bidaye, 1/35; Desuki, Haşiye, 1/114-118). Bir kimsede bulunan özürlülük durumunun o kişiyi ileri derecede sıkıntıya sokması ve abdest almada ciddi zorluklarla karşı karşıya bırakması halinde Maliki mezhebinin bu görüşü ile amel edilebilir.

  • 11
  • 50

Sağlık personelinin ya da hastaların, üzerine kan sıçramış elbiseyle namaz kılmaları caiz midir?

➡ Namazın şartlarından birisi necasetten (pislikten) temizlenmektir. Namaz kılacak kişinin elbisesinin, bedeninin ve namaz kılacağı yerin, el ayası miktarında ve daha fazlasında kan, idrar gibi necasetler bulunursa namaza mani olur. Bu miktardan az olan necaset ise ruhsat kapsamında olup namaza engel teşkil etmez. Ancak kişinin bedeninde, elbisesinde veya namaz kılacağı yerde bulunan az veya çok her türlü necaseti temizlemesi namazın ruhuna uygun bir davranış olduğundan, temizleme imkânı olduğunda az da olsa bu pislikle namaz kılmak mekruhtur (İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-kadîr, 1/202-205; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 1/506, 522-526).

Bu itibarla hasta ya da sağlık personelinin üzerine kan sıçramış kıyafeti değiştirme imkânı varsa, namazı temiz giysiyle kılmaya dikkat etmeleri uygun olur. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise yukarıda belirlenen miktarı aşmadıkça kan sıçramış elbiseyle namaz kılınabilir.

  • 12
  • 50

İş elbisesi ile namaz kılınabilir mi?

➡ Namazın şartlarından birisi necasetten (pislikten) taharettir. Namaz kılacak kişinin elbisesinde, bedeninde ve namaz kılacağı yerde, kan, idrar, şarap, dışkı gibi namaza mani necasetler bulunmamalıdır (Merğinani, el-Hidaye, 1/228,229). İşin cinsine göre iş elbisesinde bulunan badana, boya, madeni yağlar, pas ve benzeri kirler necaset olmadıkları için namazın sıhhatine engel değildir (Merğinani, el-Hidaye, 1/228-248). Ancak, namaz için camiye veya mescide gidecek kişinin temiz elbise giymesi Kur'an-ı Kerim'in tavsiyesidir (A'raf, 7/31).

  • 13
  • 50

Mest üzerine mesh nasıl yapılır ve bunun şartları nelerdir?

➡ Mest, ayakları bilekleriyle beraber örten bir tür ayakkabıya verilen isimdir. Mestler üzerine meshin caiz olabilmesi için gerekli olan şartlar şunlardır:

Ayaklar yıkanarak alınan bir abdestten sonra giyilmiş olması,

Ayağa giyilmiş olarak normal bir yürüyüşle yaklaşık 5 km. veya daha fazla yürünecek kadar dayanıklı olması,

Mestlerin, ayağa giyildikten sonra bağsız olarak durabilecek kadar sağlam ve kalın olması,

Mestlerin her birinde, en küçük ayak parmağının üç katı kadar genişlikte delik bulunmaması,

Suyu emerek hemen ayağa geçirmemesi gerekir.

Mesh, bir nevi hükmi temizlik olup; abdestte ayağa giyilen mestin veya yaraya sarılan sargının üzerine ıslak elle yapılır. Abdest alırken mestler üzerine mesh etmek Hz. Peygamberin (s.a.s.) sünnetiyle sabittir. Nitekim Hz. Peygamberin (s.a.s.) abdest aldığını ve mestlerinin üzerine mesh ettiğini bildiren birçok rivayet vardır (Buhari, Vudu, 35, 48; Müslim, Taharet, 72, 73). Abdestli olarak ayağına mest giyen kimse, mest giydikten sonra abdestinin bozulduğu andan itibaren başlamak üzere, mukim ise bir gün, yolcu ise üç gün mestleri üzerine mesh edebilir. Hz. Peygamber (s.a.s.) misafir için üç gün üç geceyi, mukim için de bir gün bir geceyi mest üzerine mesh süresi olarak tayin etmiştir (Nesai, Taharet, 98). Mestleri mesh ederek abdest aldıktan sonra, abdestli iken ayağından her iki mestini veya birisini çıkaran bir kişinin, hades (abdestsizlik hali) ayağına geçmiş kabul edildiğinden abdestini bozmadan ayaklarını yıkayıp tekrar mestleri giymesi gerekir. Abdesti yokken çıkarmışsa, tekrar abdest alırken ayaklarını yıkması gerekir. Süresi dolduğunda, abdestli ise mestleri çıkarıp ayaklarını yıkaması yeterlidir; abdestsiz ise ayağını yıkayarak tam abdest almalıdır (Kasani, Bedaiu's-sanai, 1/9).

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN