AHİRET İNANCI
➡ Ahiret inancı, akıl ve ruh sağlığımızın garantörü müdür? Ahiret inancı, zeki insanların delirmesini engeller.
➡ Hassas ruhların, ince, kalbi rikkat sahibi insanların çıldırmasını engeller.
➡ Ahiret olmasa bu dünya çekilmez, katlanılmaz.
➡ Onun için ölenlerin şehit mertebesinde olduğunu bilmek, herkesin niyetine göre haşr olacağını bilmek, bizim için çok büyük bir teselli sebebidir.
Bir de bu afet esnasında birtakım yolsuzluklar, hırsızlıklar oluyor. Bugünün geçmişten farkı; her şeyin çok fazla afişe olmasıdır, çok kolay yayılmasıdır ve gözümüzün önünde olmasıdır. Böyle olduğu için biz kötülüklerin çoğaldığını zannediyoruz. İnsanoğlunun nezdinde kötülüğün reklam, haber değeri vardır. O sebepten dolayı kötülük çokça anlatılıyor yoksa bu eylem çok fazla değil, dünyada iyilik her zaman daha fazladır. Kötü örneklerin bizi iyilikten caydırmaması gerekiyor. İyilik yapacağız. Peki nasıl yapalım?
➡ İyiliği; kalbinizin, gönlünüzün, aklınızın tam mutmain olduğu bir yere yapın. Bu güzel fiilin sürdürülebilir olması için aklın, kalbin ve gönlün kânî olduğu vasıtalarla yapılması gerekir. Araştırın. Birçok alternatif var; STK'lar var; şahıslar var; devlet kurumları var.
Bu nedenle afet anında ilgi ve beceri alanına göre güvenilir bir mecra bulup katılmak, sonrasında da söylenenleri dinlemek ve gerekenleri yapmak yani büyük ekibin bir parçası olmak gerekir. Bireysel takılmamak gerekir. Alanda şahsi davranan insanların şu an dahi orada fazladan iş çıkardığını, hiçbir işe yaramadıkları hâlde kalabalık ettiklerini söylüyorlar, biliyorsunuz.
Bu tip afetlerde sabır çok önemli bir karakter gücüdür. Sabır; katlanmak, sesini çıkarmamak, boyun eğmek, kaderimiz böyle demek zannediliyor. Sabır çok etkin bir eylemdir. Çok büyük bir güç ister. İslam ahlakında anlatılan sabrın tam karşılığı şu olabilir; herhangi bir felaketle, bir olumsuz bir olayla karşılaştığınızda o olayın gereğini yapmak konusunda direnç göstermek...
Gereğini yapmak konusunda mukavemet yoksa eylemsizlik, pasifçe boyun eğmek, tepene çıkarmak değildir. Ancak sabır çok etkin bir eylemdir ve çok büyük bir güç ister. İslam ahlakında sabrın tam karşılığı herhangi bir olumsuz olayla karşılaşıldığında o olayın gereğini yapmak konusunda tahammül etmektir. Sabır çok etkin bir şekilde herhangi bir durumla karşılaştığımızda o durumda yapılması gereken her neyse onu yapmak konusunda azimli ve dayanıklı olmak demektir. Sabır ancak umudunu diri tutan, Allah'tan ümidini kesmeyen insanların başarabileceği bir şeydir.