Arama

İslam'da sevap ve günah anlayışı

Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim, insanın yaşam yolculuğunun her anına rehberlik eder. Dinimizde sevap ve günah kavramlarını kapsayan ameller, Mushaf'ta açıkça belirtilir. Yüce Allah'ın (CC) hoşnut olacağı davranışlar sevap, razı olmayacağı durumlar ise günah olarak nitelendirilir. Sizin için sevap ve günah kavramlarının dindeki yerini araştırdık...

🔸 Yüce dinimiz İslam'da, insanın bir başka kişilerin yaptıklarından ve güçlerinin yetmediğinden sorumlu olmadığı belirtilir.

↪Kulun yaptıklarından sorumlu olabilmesi için ergenlik çağına erişmiş ve akıl sağlığının yerinde olması gerekir.

🔸 İnsanlar özgür iradesiyle, bile isteye yaptığı işlerden sorumludur. Bununla birlikte Yüce Allah (CC), unutarak, bilmeyerek işlenen günahlardan kullarını sorumlu tutmaz.

BÜYÜK VE KÜÇÜK GÜNAHLAR NEDİR?

🔸 "Büyük günah" anlamında kullanılan kebire, dinen yasaklandığı konusunda kesin delil bulunan ve hakkında dünyevi ya da uhrevi ceza bulunan davranışlara denir. Bunların dışındaki kötü davranışlara da küçük günah (sagire) denir.

🔸 Allah'a (CC) şirk koşmak, cana kıymak, ana babaya itaatsizlik, kul hakkına girmek, faizli işlem yapmak, iftira atmak, büyü yapmak, yalancı şahitlik, zina ve içki içmek büyük günahlardan sayılır.

Zina eden birisi nasıl tövbe etmelidir?

🔸 Müminlerin Allah'a (CC) tövbe etmesi her zaman mümkündür. Cenab-ı Hakk (CC) kullarının samimi tövbelerini kabul ederek onların günahlarını affeder.

🔸 Peygamber Efendimiz (SAV) "Bütün insanlar hatalıdır; hatalı insanların Allah (CC) katında en makbul olanları tövbe edenlerdir" sözleriyle Müslümanları tövbe etmeye teşvik etmiştir.

🔸 Günah bir eylem, düşünce boyutundan pratiğe geçmemişse cezası bulunmaz. Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur:

"Allah Teâlâ ümmetimden nefislerinde yapmayı arzuladıkları şeyleri yapmadıkları ve konuşmadıkları müddetçe affetti." (Buhârî, VII, 59)

  • 10
  • 11

SEVAP VE GÜNAH KAVRAMLARIYLA İLGİLİ AYETLER

🔸 Hayır! Kim bir günah işler, günahı onu çepeçevre kuşatır da kâfir olarak ölürse, işte onlar ateşe arkadaş olmuş kimselerdir, orada onlar ebedî kalacaklardır.

(Bakara, 81. Ayet)

Bakara suresinin 81 ayetinin tesfiri: Allah'ın bildirdiği ve adaletin gereği olan gerçek şudur ki, herkesin âhiretteki cezası günahlarının büyüklüğü ve çokluğu nisbetinde olacak; dolayısıyla inkâra sapıp kötülüklerle kuşatılmış, günahlara boğulmuş olanlar ebedî olarak cehennemde kalırken iman edip din ve dünyayı alâkadar eden her alanda "sâlih ameller" (hayırlı, faydalı işler) yapanlar da ebedî cennette kalacaklardır.

Bakara suresinin 81 ayetinin tesfirinin devamı için tıklayınız

🔸 Eğer onlar iman edip Allah'a karşı gelmekten sakınsalardı, Allah'ın onlara vereceği sevap elbette daha hayırlı olacaktı. Keşke bunu bilselerdi!

(Bakara suresi, 103. ayet)

Bakara suresi, 103. ayet tesfiri: Kitâb-ı Mukaddes'te Hz. Süleyman'ın âhir ömründe putlara taptığı, bu yüzden Allah'ın gözünden düştüğü ve O'nun öfkesine uğrayarak hükümdarlığının elinden alınmasıyla tehdit edildiği ileri sürülürken, Kur'ân-ı Kerîm'de bütün peygamberlerin mâsumiyeti yönündeki yaklaşım Hz. Süleyman için de sergilenerek bu iddia kesinlikle reddedilmiş (aşağıya bk.) ve onun sadece bir defa, çok sevdiği cins atlarıyla meşgul olmak yüzünden Allah'ı anmayı ihmal ettiği (dua veya ibadetinin vaktini geçirdiği), fakat çok geçmeden bu hatasından dolayı tövbe edip af dilediği ve bağışlandığı bildirilmiştir.

Bakara suresi 103. ayetinin tesfirinin devamı için tıklayınız

🔸 Sayılı günlerde Allah'ı tekbirlerle zikredin. İki gün içinde Minâ'da görevini çabucak tamamlayıp dönmek isteyene bir günah olmadığı gibi, orada daha fazla kalana da bir günah yoktur. Bu durum, günahlardan sakınanlar içindir. Siz de Allah'a karşı gelmekten sakının ve şunu bilin ki, hepiniz O'nun huzurunda toplanacaksınız.

(Bakara suresi, 203 ayet)

Bakara sures, 203. ayet tefsiri: Müfessirlerin yorumuna göre âyette acelesi olan hacıların isterlerse kalan cemreleri bu iki güne sığdırarak üçüncü günün sonunda Mina'dan Mekke'ye dönmelerine izin verilmektedir.

Bakara suresi 203. ayetin tesfirinin devamı için tıklayınız

  • 11
  • 11

🔸 Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği şeyle sorumlu tutmaz. Herkesin yaptığı iyilik kendi yararına, işlediği günahlar da kendi zararınadır. O mü'minler, niyazlarına şöyle devam ettiler: "Rabbimiz! Unutur veya hata edersek bizi cezalandırma! Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme! Rabbimiz! Kaldıramayacağımız şeyleri de bize yükleme! Günahlarımızı affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın. Kâfirler gürûhuna karşı bize yardım eyle!"

(Bakara suresi, 286. ayet)

Bakara suresi 286. ayet tefsiri: Rehin verme ve alma âdeti İslâm'dan önce de vardı; hatta bazan borçlular çocuklarını kabile reislerine rehin verirlerdi. İslâm'da rehin konusunun insan olması câiz değildir.

Bakara suresi 286. ayet tefsirinin devamı için tıklayınız

🔸 Dünya mükâfatını isteyenler bilsinler ki Allah nezdinde hem dünya hem âhiret mükâfatı vardır. Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.

(Nisa suresi, 134. ayet)

Nisa suresi 134. ayet tefsiri: İslâm dini kendi mensuplarından dünya menfaatini, ziynetini, güzelliklerini terketmeyi istememiştir, ancak bunların hayatın amacı kılınmasını, ebedî hayatın ve mutluluğun unutulmasını da büyük bir bahtsızlık saymış; böyle bir tercihi, değerlinin, değersiz karşılığında satılması olarak tasvir etmiştir.

Nisa suresi 134. ayet tefsirinin devamı için tıklayınız

🔸 Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve Peygamberi Hz. Muhammed'e iman edin ki size rahmetinden iki kat versin, size aydınlığında yürüyebileceğiniz bir nûr nasip etsin ve sizi bağışlasın. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlayan, sonsuz merhamet sahibidir.

(Hadid, 28.ayet)

Hadid suresi 28. ayet tesfiri: Allah Teâlâ anılan peygamberlerden sonra Hz. Muhammed'e peygamberlik görevi vermiş olup hem onlara hem Hz. Muhammed'e inanmanızı istemektedir, ecrinizi de buna göre verecektir. Şu halde Ehl-i kitap bilmelidir ki peygamberlik sırf kendilerine özgü değildir; bu husus Allah'ın takdirinde olup dilediğine lutfeder ve kimse onun bu iradesini bertaraf etmeye güç yetiremez.

Hadîd suresi 28. ayetin tesfiri için tıklayınız

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN