Dua ve zikir ile ilgili sıkça sorulan sorular
Müslüman toplumların kültürlerinin şekillenmesinde ve hayat tarzlarının oluşmasında hiç kuşkusuz en önemli etki ve katkıyı Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hadisleri sağlar. Bu nedenle müminler, Kur'an ve sünnet ışığında hareket eder. Peki, dua ve zikir nasıl yapılmalıdır? Hz. Peygamber'e nasıl salavat getirilir? Belli sayıda zikir çekme uygulamasının dini bir dayanağı var mıdır? Nazardan nasıl korunulur? İşte dua ve zikir ile ilgili Müslümanların sıkça sorduğu sorular...
Giriş Tarihi: 25.02.2020
14:40
Güncelleme Tarihi: 10.05.2022
14:15
Okunan Kur’an-ı Kerim’i dinlemenin hükmü nedir?
Kur'an-ı Kerim'i okumak ibadet olduğu kadar, onu dinlemek de farz-ı kifâye olarak nitelenen bir ibadettir (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, II, 268).
40 AYETTE KUR'AN-I KERİM
Zira bir âyet-i kerimede, "Kur'an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin ." (A'râf, 7/204) buyrularak tilavet olunan Kur'an-ı Kerim'in dinlenmesi emredilmektedir. Şu kadar var ki, dinlemek için ortamın müsait olmadığı durumlarda, açıktan okunması uygun olmaz.
Belli sayıda kelime-i tevhid okumanın dinî dayanağı var mıdır?
Kelime-i tevhid sözlük anlamı; "Allah'ı birleme cümlesi" demektir. "Lâ ilahe illallah " sözünden ibaret olan kelime-i tevhid, "Allah'tan başka ilah yoktur." anlamına gelir. Bu cümlenin ifade ettiği mana İslam'ın temel ilkesini oluşturur. Hz. Peygamber (sav) "Kıyamet gününde benim şefaatim sayesinde en mutlu olacak insan, kalbinden içtenlikle, Lâ ilâhe illallah diyendir " (Buhârî, İlim, 33; Rikâk 51) buyurmuştur.
KELİME-İ TEVHİD
Zikir, hatırlamak ve hatırlatmak demektir. Kelime-i tevhidi zikir olarak okumak, okuyana ve dinleyenlere Allah'ı hatırlatacağı için sevap kazandıran bir ameldir, zikirlerin en güzelidir. Resûlullah (sav), "En faziletli zikir 'Lâ ilahe illallah'; en faziletli dua da 'Elhamdülillah' demektir ." (İbn Mâce, Edeb, 55) buyurmuştur.
Bunun yanında günde yüz defa "Lâ ilâhe illallah" diyenin çeşitli şekillerde mükâfatlandırılacağı yönünde hadisler bulunmaktadır (İbn Mâce, Edeb, 54). Sahih hadislerde belirtilenler dışında dua veya zikirlerin belli sayılarda yapılması gerektiğine inanıp bunu iddia etmek doğru değildir.
Kur’an okuma karşılığında ücret almak caiz midir?
Kur'an-ı Kerim okumak bir ibadettir . İbadet, dünyevî bir menfaat için değil, sadece Allah rızası için yapılır. Bu sebeple, Kur'an-ı Kerim'in para karşılığında okunması ve okunan Kur'an karşılığında para verilmesi dinen caiz değildir. Böyle bir okumadan dolayı sevap da yoktur (Mevsılî, el-İhtiyâr, II, 142, İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, IX, 76-77).
Bu sebeple bir kimsenin geçmişlerinin ruhuna bağışlamak üzere ücretle Kur'an-ı Kerim okutması, hatim indirtmesi yerine, bizzat kendisinin bildiği sureleri okuması doğru olur.
Ancak pazarlık yapılmadan ve paradan söz edilmeden, Allah rızası için Kur'an okumuş veya hatim indirmiş olan bir kimseye hediye olarak münasip bir teberruda bulunmakta dinen sakınca yoktur. Ancak bir yörede okunan Kur'an-ı Kerim için para verilmesi örf hâline gelmiş ve her iki taraf da bu durumu biliyorsa, verilen para hediye değil ücrettir. Bu nedenle bu parayı almak helal olmaz.
KUR'AN'DA GEÇEN KISSALAR
Duada vesilenin dinî dayanağı var mıdır?
Tevessül , Allah'a yaklaşmak veya bir dileğin kabul edilmesini ya da bir musibetin defedilmesini sağlamak amacıyla dua esnasında Allah'ın güzel isimlerinden veya yüce sıfatlarından birini, işlediği güzel bir ameli veya yaşamakta olan salih bir insanın duasını vasıta kılmak demektir. Vesile kelimesi Kur'an'da iki yerde geçer (Mâide, 5/35; İsrâ, 17/57). Maide suresindeki ayette müminlerin Allah'a yaklaşmak için "vesîle" aramaları istenmektedir. Ayette geçen vesileden maksat da Allah'a boyun eğip O'nun hoşnutluğunu kazandıracak güzel ameller işleyerek O'na yaklaşmaktır.
Güzel amellerin "vesîle" kılınması (Buhârî, İcâre, 12; Müslim, Zikir, 100) ve yaşamakta olan salih bir kişinin duasıyla tevessül caiz kabul edilmiştir (Buhârî, Cumua, 34; İstiskâ, 3; İbn Mâce, İkametu's-Salat, 189). Bunun dışında Allah'tan başkasından isteme şeklindeki dinimizin onaylamadığı tavırlar içerisine girmek ise caiz değildir. Zira dua sadece Allah'a yapılır, istekler O'na arz edilir.
Hafızayı güçlendirmek için özel bir dua var mıdır?
Müslüman her türlü ihtiyaç ve isteği için, gerekli çalışmaları yapıp sebeplere sarılmanın yanı sıra Allah'a dua edip isteğini arz eder. Hafızayı güçlendirmek, unutkanlıktan kurtulmak için de bilimin öngördüğü zihnî egzersizleri ve benzeri faaliyetleri yaptığı gibi, Allah'a dua etmekten de geri durmaz. Bu konuda sıhhati hakkında bazı şüpheler bulunmakla birlikte İbn Abbas'tan (r.a.) şöyle bir rivayet gelmektedir: "Hz. Ali (r.a.) Resûlullaha (s.a.s.) gelerek 'Anam babam sana feda olsun! Şu Kur'an göğsümde durmayıp gidiyor (unutuyorum). Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorum .' dedi. Resûlullah (s.a.s.) ona şu cevabı verdi:
'Ey Ebu'l-Hasan! (Bu meselede) Allah'ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?' Hz. Ali (r.a.) 'Evet, ey Allah'ın Resûlü, öğret!' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurdu: 'Cuma gecesi gecenin son üçte birinde kalkabilirsen kalk. Çünkü o an (meleklerin de hazır bulunduğu) meşhûd bir andır. O anda yapılan dua makbuldür . Kardeşim Yakup da evlatlarına şöyle söyledi: 'Sizin için Rabbime istiğfar edeceğim .' (Yûsuf, 12/98) Eğer o vakitte kalkamazsan gecenin ortasında kalk. Bunda da muvaffak olamazsan gecenin evvelinde kalk. Dört rekât namaz kıl. Birinci rekâtta, Fâtiha ile Yâsin sûresini, ikinci rekâtta Fâtiha ile Hâmîm'i (Duhân suresi) oku, üçüncü rekâtta Fâtiha ile Eliflâmmîm Tenzîlü'l-Kitabi (Secde sûresi), dördüncü rekâtta Fâtiha ile Tebâreke'l-Mufassal'ı (Mülk Suresi) oku. Teşehhüdden sonra Allah'a hamdü sena et. Bana ve diğer peygamberlere salât oku. Mümin erkekler ve mümin kadınlar ve senden önce gelip geçen mümin kardeşlerin için bağış dile. Sonra da şu duayı oku: