Dünyevi arzularını dizginleyip ‘ilahî hakikatleri’ keşfeden İslam düşünürü
Tasavvufun sadece kitaplardan öğrenilecek bir ilim olmadığının farkına varan Gazali, tasavvufun öngördüğü manevî tecrübeyi bizzat yaşamak için dünyevî bağlardan kurtulup nefsin isteklerinin önüne geçerek tüm kalbiyle ahirete yönelmesi gerektiği sonucuna varan ve filozoflara yönelttiği eleştirilerle bilinen İslâm düşünürü olarak tanındı. İslam dünyasında unvanı Hüccetü'l-İslam olan, kelam ve ahlak alimi İmam-ı Gazali'yi, vefatının 907'nci yılında rahmetle anıyoruz.
Giriş Tarihi: 18.12.2018
12:25
Güncelleme Tarihi: 19.12.2019
15:43
GAZALİ'NİN NE YAPTIĞINI ANLAMIYORLAR
İbn Rüşd'ün, İmam-ı Gazali'nin yazdığı "Tehafütü'l- Felasife" (Filozofların Tutarsızlığı) isimli eserine karşılık olarak, "Tehafütü't- Tehafüt" (Tutarsızlığın Tutarsızlığı) adlı eseri yazmasından sonra Rüşd ve Gazali arasındaki tartışmalar yaşandı. Modern Batılı ve oryantalist görüş, İmam Şafii, Eş'ari ve Gazali'yi İslam'da reform ve aydınlanmanın önünü keserek, İslam dünyasının geri kalışına sebep olan kişiler olarak hedefe oturttu.
Lafzen "teoloji" manasına gelen "ilahiyat" dinde, tasavvufta, felsefede ve teosofide farklı mana ve anlamlar taşır. İlahiyat, dinde kelam, yani teodise problemine bağlı tanrı araştırması, tasavvufta marifet, felsefede ontoloji, teosofide ise 'ilm-i hakikat' denen kelam, ontoloji manalarını taşır. Hristiyan emsali Augustine, 'teoloji olarak din', Gazali ise tam aksine 'sünnet olarak din' anlayışını temellendirdi. İşte ilahiyat camiası bakımından çağdaş İslam dünyasındaki mücadele de 'sünnet ile teoloji olarak din' anlayışları arasındaki mücadeledir.
İslam dünyasında Gazali ile İbn Rüşd arasındaki Tehafüt muhakemelerinde Osmanlı dahil, genelde Gazali haklı bulundu. İslam dünyasında sahih din anlayışının ve düşüncesinin önderi olarak sarsılmaz bir otorite kazanmıştır. İbn Rüşd, Batı'dan farklı olarak umumi değil, hususi-batıni olarak hikmeti esas aldı. Aslında İbn Rüşd Batı'nın, 'allame-i mutlak' şeklinde ifade edilen Fahreddin Razi de Doğu'nun filozofudur. Modern çağda Batı'nın Eş'ari ve Gazali gibi İslam alimlerini mahkum ederken, İbn Rüşd ve İbn Haldun gibi alimleri sahiplenmesi, bayraklaştırması manidardır. Bu iki alimin Batı'ya cazip gelmesi, muhtemelen birinin hikmet-i nazariye, diğerinin hikmet-i ameliye alanında şeriata karşı hikmeti savunmasıdır. Halbuki bunlar da özünde mümin alimlerdir. Mesela ilginçtir, Gazali'ye göre temel kaynaklar kitap, sünnet, icma ve akıldan ibaret iken İbn Rüşd bunlardan aklı hariç tutmuştur.
Şam'dan Kudüs'e giden Gazali, "Mufassıl'ul-Hilaf", "Cevab-ul-Mesail" ve Allah'ın güzel isimleri olarak bilinen Esma'ül Hüsna'yı anlattığı "El- Maksad ül-Esma" adlı eserleri yazdı.
Gazali, Kudüs'te bir müddet daha kaldıktan sonra Hac vazifesini ifa ederek, Bağdat'a geri döndü. Nizamiye Medresesi'nde eğitim vermeye devam ederek, "İhyau-Ulumi'd-din" isimli kitabını öğrencilerine ders olarak okuttu.
Memleketi Tus'a tekrar dönen Gazali burada da "Ed-Dercülmerkum", "El-Kıstas'ul-Müstakim", "İslam'da Müsamaha Faysalü't-Tefrika Beyne'l-İslam Ve'z-Zendeka", "Kimya-yı Saadet" ve "Et Tibrul Mesbuk Fi Nasihatul Muluk" isimli eserlerini kaleme aldı.
Yaklaşık 10 sene süren çalışmalarından sonra Selçuklu veziri Fahr-ül-Mülk'ün ricası üzerine bir müddet daha Nizamiye Medresesi'nde ders veren Gazali, tasavvufu anlatan "Mişkatü'l-Envar" adlı eserini fikir dünyasına kazandırdı.
Son günlerini insanları irşad etmekle geçiren Gazali, bu zamanda ise "El-Munkız Mine'd Dalal", "Selef'i Salihin Mezhebi Huccetu'l İslam", ehli sünnete tabi olmayı anlatan "İnançta Hassas Ölçüler İlcamü'l Avam An İlmi'l-Kelam" isimli kitaplarını tamamladı.
Mısırlı bilim adamı Abdurrahman Bedevi'nin araştırmalarına göre Gazali, 457 kitap yazdı ancak günümüze sadece 75 eseri ulaştı.
İmam-ı Gazali'nin tasavvufta mürşidi, Ebu Ali Farmedi'dir. Zahir ilimlerinde eşsiz bir alim olarak bilenen Gazali, tasavvuf ilimlerinde de mürşid olarak tanımlandı.Nizamiye Medresesi'nde ders verdikten sonra doğduğu yer olan Tus'a dönen Gazali, 53 senelik ömrünün son yıllarını Tus'ta geçirmeyi tercih etti. Gazali, evinin yakınına bir medrese ve tekke de yaptırdı.
Büyük İslam mütefekkiri İmam-ı Gazali, 19 Aralık 1111'de hayata veda etti.