Dursun Çiçek: "Ölüm hayata dair ve dâhildir"
Hızla akan bir çağın merkezinde yaşıyoruz. Bu hız çağında çoğu zaman etrafımızda olup biteni dahi fark edemiyoruz. Şehir, mekan, dağ, düşünce ve İslam düşüncesi üzerine yazdığı yazılar ve eserler ile tanıdığımız Dursun Çiçek ile insanın öte kavramı ile bağını, mekanı, şehir algımızı ve İslam düşüncesini merkeze alan geniş, kapsayıcı ve doyurucu bir röportaj gerçekleştirdik. Şöyle diyor Dursun Çiçek: "Tek başına kalmamak için yalnızlığa tutunuyoruz."
Giriş Tarihi: 30.06.2023
17:48
Güncelleme Tarihi: 05.12.2023
16:44
🔺 Dursun Çiçek:
Şehirlerden mezarları, mezarlıkları çıkardığınız zaman veya mezarlığı olmayan şehirler yaptığınız zaman aslında o şehri de öldürmüş oluyorsunuz ve şehre bir hayat vermiyorsunuz . Şehri hayatından koparıyorsunuz. Şöyle bir şey düşünelim, onlar gibi düşünelim muhal farz diyerek: Bu dünyaya gelmişsiniz ortalama kaç diyelim 70 yıl yaşıyorsunuz ve bitiyorsunuz. Bu kadar matematikle, bu kadar fizikle, bu kadar felsefeyle uğraşan insan bunu kabul eder mi, edebilir mi? Böyle düşündüğünüz zaman o kadar basit ve yalın ki! Ama ne yapıyor ölmemek için; hücre donduruyor, şunu yapıyor, bunu yapıyor başka bir şey…
Oysaki biz ölümsüzlüğü nerede kabul ederiz? Ölümü hayata dahil ederek… Mefhum üzerinden düşünmek lazım buralarda. Bugünden baktığımızda Gazali ölü mü bizim için, İbn Sina ölü mü, İmam-ı Azam Ebu Hanife ölü mü, şehitler ölüler mi? Biz ölümsüzlüğü, hayatı bir öte üzerinden, bir mefhum üzerinden bir müteâllik üzerinden tanımlıyoruz. Dolayısıyla şehirlerimizin ölmemesi de evlerimizin ölmemesi de bir surete indirgenemez. Bir matematiksel veya fiziksel mekâna indirgenemez.
Dolayısıyla mezarlarımızla aynı şehirde yaşadığımız zaman mekânımız tamamlanır. Hatta şöyle diyelim, sohbetin sonu şöyle bağlayalım: Mekânımızın tamamlanması için mezarlıkları olan şehirlerde yaşamaya başladığımızda artık nazariyatımızın da oluştuğuna, hafızamızın da yeniden hatırlandığına ve dilimizin de yeniden kurulduğuna artık bir hayat nizamı ve dünya tasavvurunu oluşturabileceğimize inanabiliriz.
Röportaj
Bekir Salih Yaman
Editör
Halil İbrahim Kutlu
Kamera
Eyüp Can Kaymak Mert Akkuş Serkan Hervenik
Kurgu
Günışığı Gülhan Salma