Fatma Bayram ile Elmalılı Hamdi Yazır’dan Fatiha tefsiri okumaları-1
Kur'an-ı Kerim'in ön sözü niteliğinde olan Fatiha suresinin barındırdığı derin muhtevanın daha iyi anlaşılması için yazarımız Fatma Bayram, Ramazan ayı boyunca her Perşembe 17.30'da Fikriyat Instagram canlı yayınında Elmalılı Hamdi Yazır'dan Fatiha Tefsiri Okumaları ile sizlerle olacak. Bayram, ilk derste Fatiha suresinin isimlerinden, Allah ile mahlukat arasındaki rububiyet ilişkisini hiçbir eksik bırakmadan tasvir ve ifade ettiğinden bahsetti.
Giriş Tarihi: 18.04.2021
18:22
Güncelleme Tarihi: 18.04.2021
19:13
Bu mübarek sure de Mekkî'dir. Hicret-i seniyeden mukaddem Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur. Bu bapta icma yoksada icmaa karip bir ekseriyet (icmaaya yakın bir çoğunluk) vardır.
➡ Alimler arasında ilk nazil olan surenin Alak mı Fatiha mı olduğuna dair tartışma bulunurdu. Sonuç olarak, nazil olan ayetler, Alak suresinin ilk beş ayetidir. Ama bir bütün olarak nazil olan sure ise Fatiha'dır.
Seyyidişerifi Cürca'ninin tahkiki veçhile ehadisi sahihanın delâleti (sahih hadislerin delilliği) ve eimmenin ilm-i usulde te'hiri beyan mes'elesindeki takrirleri mucebince (Ikra' bismi rabbikelleziy halak, Halekal'insane min 'alak, Ikre' ve rabbükel'ekrem, Elleziy 'alleme bilkalem, Allemel'insane ma lem ya'lem ) buraya kadar sure-i alâkın baş tarafı ilk nazil olan ayetler olmakla beraber tamam sure nokta-i nazarından Fatiha'nın ekseri müfessirine nisbet olunduğu üzere ilk nazil olan sure olduğu anlaşılıyor. Öbürlerinin nüzulü daha sonra tamam olmuştur.
➡ Yani Kur'an nazil olurken sure sure değil, ayet ayet nazil olmuştur. Fakat sure olarak ilk nazil olan Fatiha'dır.
Sahih-i Buharî ve Sahih-i Müslim'de senedi mahsuslarıyla Urvetübnü Zübeyr'den, Hz. Aişe'den evveli vahi ve evveli nüzuli Kur'an (ikra) olduğu şöyle rivayet edilmiştir ki: Resulü Ekrem Efendimize (sav) ilk vahiy, iptida rüya-yı saliha ile başlamıştı. Bir rüya görmezdi ki, fecr-i sadık gibi zuhur etmiş olmasın. Sonra halveti -uzleti- hoşlanır oldu. Hira mağarasına çekilir, avdet etmeksizin orada müteaddit geceler taabbüt (kulluk) ederdi ve bunun için azığını da götürürdü. Sonra Hz. Hatice'ye avdet eder, yine azığını alır giderdi. Nihayet gâr-ı Hira'da idi ki, ona Hak geldi. Müslim'deki rivayete göre fücceten (hiç beklemediği bir anda) geldi.
Şöyle ki, kendisine bir melek geldi ve "Ikra" -yani oku- dedi. O da "Ben okumuş değilim" diye cevap verdi. Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bu cevap üzerine melek hemen beni tuttu ve vücudumu sarıp öyle sıktı ki, takatim hemen tükeniyordu (bizim tabirimizle canıma tak dedi). Sonra salıverdi, yine "Ikra " dedi."
Ben de "Okumuş değilim" dedim. Der demez beni yine tuttu ve öyle bir sardı ki, canıma tak dedi, sonra beni yine salıverdi ve "Ikra" dedi. Ben de "Okumuş değilim" dedim. Binaenaleyh üçüncü olarak beni bir daha sardı, sonra bıraktı ve derhal "Ikra' bismi rabbikelleziy halak, Halekal'insane min 'alak, Ikre' ve rabbükel'ekrem, Elleziy 'alleme bilkalem, Allemel'insane ma lem ya'lem" dedi.
Alak suresi tefsiri 📕 ve meali 🔊
Bunun üzerine Resulullah (sav) avdet etti (Mekke'ye döndü), yüreği oynuyordu. Hz. Hatice'nin (ra) yanına girdi. "Beni örtünüz, örtünüz" dedi. Örttüler. Nihayet halecanı (heyecan) geçti. O zaman Hz. Hatice'ye ihbar-i keyfiyetle "Kendimden cidden korktum" buyurdu. Hatice de "Hayır, vallahi Cenâb-ı Allah seni hiçbir vakit perişan etmez, sen akrabana iyilik eder, külfetlere tahammül edersin, yoğu kazanır, yoksulu kazandırır, misafire ikram, mesaibe karşı yardım edersin" dedikten sonra alıp amcazadesi Varakatübnü Nevfelibni Esedibni Abdüluzza'ya götürdü ki, Varaka Cahiliye'de nasraniyeti kabul etmiş bir zat idi. İbranîce yazmasını bilir ve ilâmaşaallah İbranîce İncil yazardı ve artık pek ihtiyarlamış ve âma olmuş idi. Varınca Hatice "Amcazadem, biraderzadeni dinle" dedi.
Varaka sordu: "Biraderzadem ne görüyorsun?" Resulullah (sav) gördüğünü haber verdi. Binaenaleyh Vereka "Bu o Namus'tur (Cebrail as.) ki, Cenâb-ı Allah Mûsa'ya indirmiş idi. Ne olurdu, ben genç olaydım ve kavmin seni çıkaracağı zaman sağ olaydım" dedi. Resulullah (sav) "Acayip onlar beni çıkaracaklar da mı?" buyurdu. Varaka "Evet, senin getirdiğin gibi bir şeyi getirir hiçbir adam yoktur ki adavete (düşmanlık) maruz olmasın. O gününe yetişirsem herhalde (her halükarda) sana kaviyyen yardım ederim" dedi. Sonra çok geçmedi Varaka vefat etti.
➡Hz. Hatice'nin Peygamber Efendimize cevabı, günümüzde neden sözümüzün insanlara tesir etmediğine dair bir açıklamadır. O'na (sav) teselli verirken insan ilişkilerine, ahlaka, iyiliğine işaret eder. Böyle yaşayan birini, Allah mahcup etmez der adeta. Hz. Hatice, Allah katında mahcup olmayacak insan tipini çiziyor bu rivayette.
➡ Varaka, ehl-i kitabın kaynaklarını çok iyi biliyor, onları kendi dilinden okuyup yazıyor. Bir de büyük bir hayat tecrübesi var.
📚 Kur'an'ın veciz özeti: Fatiha suresi
📌Bir başka rivayette Efendimiz (sav) Varaka'ya hadiseyi anlatırken daha detaylara iner:
Yalnız halvette kaldığım zaman arkamdan "Ya Muhammed ya Muhammed diye" bir nida işitiyorum ve hemen koşup kaçıyorum. Varaka da "Öyle yapma, geldiği zaman söyleyeceğini dinleyinceye kadar dur, sebat et ve sonra gel bana haber ver" dedi. Badehu Resulullah (sav) halvetine çekildiği zaman kendisine şöyle nida geldi: "Ya Muhammed, kul bismillâhirrahmanirrahim elhamdülillâhi rabbil-âlemin" diyerek 'veleddalin'e kadar vardı. Bir de "Kul lâilâhe illallah" dedi. Binaenaleyh Varaka'ya giderek bunu nakletti.
Varaka da "Müjde müjde" dedi. "Ben şehadet ederim ki, sen İbn-i Meryem'in tebşir ettiği zatsın, sen Mûsa'nın Namus'u (Cebrail aleyhisselam) gibi bir Namus üzerindesin ve sen nebiy-yi mürsselsin ve sen cihada memur olacaksın."