Fecr suresi meali, tefsiri ve fazileti
Tan yerinin ağırma vakti manasına gelen Arapça "Fecr" kelimesinden adını alan Fecr Suresi, Mekki surelerdendir. Eski kavimlerin akibetlerine vurgu yapan Fecr Suresi, mushaf sıralamasına göre seksen dokuzuncu suredir. Fazileti, muhtevası, tefsiri, ve meali ile merak edilen Fecr Suresi'nde bencillik ve mal tutkusu eleştirilerek insanlık uyarılır.
Giriş Tarihi: 27.03.2023
11:46
Güncelleme Tarihi: 27.03.2023
17:33
Fecr Suresi 6-14 Ayetler Tefsiri
➡ Bu kümedeki âyetlerde, geçmişte bazı toplulukların inkâr ve azgınlıkları yüzünden nasıl helâk edildiklerine, maddî güç ve imkânları olsa da bunların kendilerini ilâhî azaptan kurtaramadığına dikkat çekilmekte ve sonraki nesillerin bunlardan ders çıkarmaları hedeflenmektedir. Hz. Nûh'tan sonra tarih sahnesine çıkmış olan Âd kavmi, Yemen'de Uman ile Hadramut arasındaki bölgede yaşamış eski ve önemli bir Arap topluluğudur. İrem ise Âd kavminin bir kolu olup adını kabilenin atası olan İrem'den almıştır. Aynı zamanda topluluğun yerleşim merkezine de bu ad verilmiştir. "Memleketler içinde benzeri görülmemiş olan, sütunlarla dolu İrem'e" şeklinde çevrilen 7-8. âyetlerde, son derece mâmur ve azametli sütunlarıyla görkemli yapıları, rengârenk bağları ve bahçeleriyle tanınan İrem şehri söz konusu edilmiştir (bilgi için bk. Ömer Faruk Harman, "İrem", DİA, XXII, 443).
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
Fecr Suresi 15-20 Ayetler Meali
﴾15﴿ İnsan var ya, rabbi ona imtihan için ikramda bulunduğunda ve onu nimetlere boğduğunda, "Rabbim bana ikram etti" der (mutlu olur).
﴾16﴿ Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise "Rabbim beni önemsemedi" der (mutsuz olur).
﴾17﴿ Hayır hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz.
﴾18﴿ Birbirinizi yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz.
﴾19﴿ Mirası hak hukuk demeden yiyorsunuz.
﴾20﴿ Malı aşırı derecede seviyorsunuz.
Fecr Suresi'ni okumak ve mealini dinlemek için tıklayın
Fecr Suresi 15-20 Ayetler Tefsiri
➡ Azgınlık ve taşkınlıkları yüzünden helâk edilen kavimlerin durumu haber verilerek gereken uyarı yapıldıktan sonra insanoğlunun azmasına ve kötü sonuçlara sürüklenmesine sebep olan, kendini beğenmişlik ve bencillik duygularından gelen başka zaaflarına dikkat çekilmektedir. Hz. Peygamber Mekke müşriklerine tuttukları yolun yanlış olduğunu, bu gidişleriyle bir gün mutlaka Allah tarafından cezalandırılacaklarını hatırlattıkça onlar da tam tersine, kendi yollarının doğru olduğunu, nitekim bu sayede Allah tarafından kendilerine bol nimetler ve servetler ikram edildiğini savunuyorlardı. Şu halde 15. âyetteki "insan" kelimesiyle bilhassa belirtilen karakterdeki Mekke müşrikleri ve aynı karakteri taşıyanlar kastedilmiştir. Yüce yaratıcı, hikmeti ve imtihan düzeni gereği, böyle birini çeşitli yeteneklerle donatıp bol nimete kavuşturduğunda o, bu nimetlerle bir sınamadan geçirildiğini, bunların bir hikmetle kendisine verildiğini düşünerek şükrünü yerine getirmesi gerekirken, bu sorumluluğu aklından bile geçirmeyip sırf lâyık olduğu için kendisine bu nimetlerin ikram edildiğini düşünüp mutlu olur; sahip olduğu nimetlerden başkalarını yararlandırarak onların da bu mutluluğa ortak olmaları yönünde bir gayret göstermez.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
Fecr Suresi 21-26 Ayetler Meali
﴾21﴿ Hayır, bu böyle olmamalı! Yer dağılıp parça parça olduğunda;
﴾22﴿ Rabbin (emri) gelip melekler de saf saf dizildiğinde;
﴾23﴿ O gün cehennem de getirildiğinde, insan işte o gün yaptıklarını birer birer hatırlayacaktır. Fakat bu hatırlamanın ona ne faydası var!
﴾24﴿ İnsan, "Keşke (âhiret) hayatım için daha önce bir şeyler yapmış olsaydım!" der.
﴾25﴿ Artık o gün Allah'ın vereceği cezayı kimse veremez.
﴾26﴿ O'nun bağladığı gibi kimse bağlayamaz.
Fecr Suresi'ni okumak ve mealini dinlemek için tıklayın
Fecr Suresi 21-26 Ayetler Tefsiri
➡ Kıyamet sahnelerini tasvir eden bu âyetler, benlik iddiasına, mal-mülk ihtirasına kapılarak Allah'a ve insanlara karşı sorumluluğunu unutan insana, hayatın geçiciliğini, kıyametin dehşetini, bunun ardından kendisini bekleyen, hak ettiği büyük cezayı ve sonuç vermeyecek pişmanlığı hatırlatmaktadır. "Rabbin gelip melekler de saf saf dizildiğinde" diye çevirdiğimiz 22. âyeti selef dediğimiz daha çok ilk dönem müfessirleri herhangi bir te'vile gitmeksizin, âyetin lafzına bağlı kalarak anlamışlardır. Kıyamet sahnelerini tasvir eden bu âyetler, benlik iddiasına, mal-mülk ihtirasına kapılarak Allah'a ve insanlara karşı sorumluluğunu unutan insana, hayatın geçiciliğini, kıyametin dehşetini, bunun ardından kendisini bekleyen, hak ettiği büyük cezayı ve sonuç vermeyecek pişmanlığı hatırlatmaktadır.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın