Arama

Gurbette Ramazan ayı nasıl yaşanırdı?

"Yemeklerimizi ihzara başladık. Hayatımızda birdenbire gelen bu tahavvül (değişim) hizmetçimiz Japon kadınını ve komşularımızı daha şaşırttı. Dinimizin kudsiyetini takdire bir vesile oldu." Osmanlı gazetecisi Hasan Fehmi bu satırlarda yüz yıl öncesindeki bir gurbet Ramazan'ını anlatıyor. Rahmet ve bereket ayı olan Ramazan, her asırda en güzel şekilde yaşanır ama gurbette yaşanan Ramazan'ın tadında farklı bir his vardır. Sizler için Japonya ve Paris'te yaşanan gurbet Ramazan'ına dair hatıraları derledik.

Lafz-ı Celâl'de birleşen bütün âlem-i İslâm bugün bu mâh-ı gufrânda kâffesi ayn halde bulunacak herkes oruç tutarak bir taraftan mükâfât-ı sübhaniyeye mazhar olacak diğer tarafdan da himem-i nev'î arasında nân-pâre (ekmek) tedarikinden aciz bir takım biçaregan ahvalini düşünmek suretiyle derece-i medeniyye ve insaniyesini yükseltecek. O anda kalbinde bir his-i şefkat doğacak, işte biz burada Japonya ülkesinde üç kişiyiz.

Bütün etrafımızda olanlar taşlara topraklara hülâsa bütün mevcudata taabbüd (kulluk/ibadet) eden bir millet bulunuyor. Biz ise büyük bir şevk ile rıza-ı bari içün Ramazan'a hazırlanıyoruz ve şu eyyam-ı mübârekeyi idrâke nâiliyetimizden Cenâb-ı Hakka tekrar teşekkürler ediyoruz.

Fi'l-vâki' ailelerimizden uzak böyle diyârı-ı gurbetde bulunmamız olanca te'essüriyetini gösteriyorsa da mes'ûdiyet-i ebediyye düşüncesi karşısında hiç kalıyor. Her ne ise bizde şu mübarek Ramazan'ı geçirmeğe hazırlandık takvime bakarak cum'a günü akşamı sahur yiyeceğiz. Yemeklerimizi ihzara başladık. Hayatımızda birdenbire gelen bu tahavvül (değişim) hizmetçimiz Japon kadınını ve komşularımızı daha şaşırtdı. Dinimizin kudsiyetini takdire bir vesile oldu. Dûçâr-ı hayret olarak nihayet uleması zaman-ı kadimde Japonlarda dahi aynen böyle bir oruç olduğunu söylemeğe başladılar.

Sahura hazırlandık, sofralarımıza kurduk, bir ufak kâse patlıcan çorbası ile iki dane yumurta, birer fincan çay yemek listemizi teşkil ediyordu. Bunları konuşa konuşa yedik. Sonrada sabah namazını bekleyerek o farizamızı eda ettikden sonra birazda istirahat etdik, havaların çok sıcak, rutubetli olmasına rağmen Ramazan-ı Mübareke birinci günü gayet hoş geçdi.

Akşam olunca elimizde sa'at, sofra başına oturduk, sözü bi't-tabi' İstanbul'dan açdık ve merkez-i İslamiyet'in Ramazan'da aldığı şekil-i ruhaniyetden ve cevâmî-i şerifelerin kandil-i mübarekelerinden ve herkesin topa nasıl muntazır (bekleyen) olduğundan bahs ederek her birimiz kendi aile efradını birer birer ta'dad etmekde idi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN