Hz. Lokman kimdir? Hz. Lokman'ın oğluna verdiği öğütler...
Hz. Lokman, yüce Allah'ın kendisine hikmetler bahşettiği salih bir zattır. Hikmetli sözler ile gönüllere şifa vermesinden dolayı Lokmanü'l-hakim olarak da bilinir. Hz. Lokman'ın öğütleri, Müslümanlara yol gösterici olması bakımından önemlidir. Hz. Lokman kimdir? Hz. Lokman, Kur'an'da geçiyor mu? Hz. Lokman, peygamber midir? Hz. Lokman'ın oğluna öğütleri...
Giriş Tarihi: 24.02.2021
15:52
Güncelleme Tarihi: 10.04.2021
10:16
"Ey oğul! Tövbeyi geciktirme. Çünkü ölüm ansızın geliverir. "
➡ Tövbe, günah işleyen insanın kurtuluş ve Allah'a sığınma kapısıdır. Bu kapıya muhtaç olmayan hiç kimse yoktur. Tövbe etmek, hem Allah ve Peygamber Efendimize (sav) itaattir hem de günahlardan kurtuluştur. Aksi takdirde insan kendisine zulmetmiş olur.
"Ey oğul! Âlimlerin meclisinde bulun. Hikmet ehlinin sohbetlerini dinle. Çünkü Allah kuru toprağı yağmurla nasıl canlandırırsa, ölmüş kalpleri de hikmetli sözlerle öyle diriltir."
➡ Peygamber Efendimiz (sav) ilmin önemi ve âlimler hakkında şöyle buyurur: "Kim ilim tahsil etmek için bir yola koyulursa, Allah onun cennet yollarından bir yolda yürütür. Şüphesiz, melekler -yaptığından hoşnut oldukları için- ilim talebesine kanatlarını gerip sererler. Ve hiç şüphesiz göklerde ve yerde bulunanlarla suda bulunan balıklar âlimler için istiğfar (kusurlarının affı için dua) ederler. Bir alimin, abid (ibadet ehli) olana karşı üstünlüğü, Bedir/dolunay gecesindeki Ay'ın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Şu bir hakikattir ki, âlimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ise, dinar ve dirhemi (altın-gümüş) değil, ilim miras bırakırlar. Bu sebeple, kim ilimden pay alırsa, gerçekten büyük bir pay almış olur." (İbn Hanbel, hno:21715; el-Camiu's-Sağir, hno: 11243)
➡ Âlimler, ilim sahibi, sözleri ve davranışlarıyla insanları eğiten önemli zatlardır. Bundan dolayı onların etrafında bulunmak insanların gönüllerini, kuru toprakta bir tohumun yeşermesi gibi canlandırır.
Peygamber Efendimizin hadislerine ulaşmak için tıklayın
"Ey oğul! Allah, yalancının yüz suyunu kurutur, hayâ duygusunu giderir. Ahlâksız kimsenin de sıkıntısı hiç eksik olmaz."
➡ Yalan söylemek haramdır ve münafıklık alametlerinden biridir. Yalan, insan vicdanını tahrip eden, kendisine ve topluma saygısını yok eden çirkin bir davranıştır. Bundan dolayı da Müslümanlar ruhi bir hastalık olarak adlandırılan bu hasletten kaçınmalıdır.
"Ey oğul! Katılacağın meclisleri kendin ara bul. Allah'ın anıldığı meclisleri bulunca hemen oturuver. Çünkü âlim isen ilmin artar, cahil isen yeni bir şeyi öğrenmiş olursun. Oraya inen rahmetten sen de payını alırsın. Allah'ın anılmadığı meclislere hiç katılma. Çünkü âlim de olsan, cahil de olsan zarar görürsün. Ayrıca oraya inecek olan İlâhî gazaptan sen de nasibini alırsın."
➡ Müslümanlar yaşamın her anında Allah'ı hatırında tutarak, kulluğunun bilincinde olmalıdır. Müminin Cenab-ı Hakk'ı anması, kalbin gıdası ve kurtuluş vesilesidir. Nitekim ayet-i kerimede de; "Bilesiniz ki gönüller ancak Allah'ı zikrederek huzura kavuşur." buyrulmaktadır.
Zikir ile ilgili hadisler
"Ey oğul! Her işinde ilim ve tecrübe sahibi kimselerle istişare et, onların fikrini almaya çalış."
➡ İnsan, aldığı kararlar ile hem kendisini hem de toplumu etkilemektedir. Bundan dolayı da herhangi bir karar almadan önce ilim sahibi birine danışmak ve makul öneriler almak kişiye güven verir. Kur'an-ı Kerim'de müminin üstün vasıfları anlatılırken onların, işlerini aralarında istişare ederek yürüttüklerinin altı çizilmiştir. İstişare, Müslümanların hem birbirlerine karşı sevgi ve saygılarının artmasını hem de birlik ve beraberlik ortamının oluşmasını sağlar.