Hz. Peygamber Miraç gecesinde neler yaşadı?
Hz. Peygamber'in Mekke'deki Mescid-i Harâm'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'ya götürülmesi şeklinde gerçekleşen olağanüstü olay İslâmî kaynaklarda, "geceleyin yürüme, gece yolculuğu" anlamına gelen isrâ kelimesiyle ve yolculuğun, hadislerde anlatılan "göklere yükseltilme" safhasının da dâhil olduğu olayın tamamına ise "yükselme vasıtası, aleti" mânasına gelen Miraç kelimesiyle ifade edilir. Peki, Miraç olayı nasıl gerçekleşti? Miraç olayında Hz. Peygamber'e neler verildi? İşte sizler için Miraç gecesinde yaşananları derledik.
Giriş Tarihi: 02.04.2019
12:39
Güncelleme Tarihi: 21.03.2020
13:06
Sonra hepsiyle selamlaşıp dualarını aldı, onlar da O'na ve ümmetine dualar edip kolaylıklar dilediler. Nihayet Beytü'l-Ma'mûr'un bulunduğu yedinci semada Hz. İbrahim'le buluştu. Yollarına devam ettiler, bu yolculuk sırasında Hz. Peygamber (s.a.v.)'e ahiret hayatı, cennet ve cehennem ehlinin ahvali ile salih amel işleyenlerle günahkârların akıbetlerini anlatan örnekler gösterildi.
HZ. PEYGAMBER MİRAÇ’TA NELERE TANIK OLDU?
"Allah kuluna vahy edeceğini vahy etti. Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı. (Ey Müşrikler! Şimdi siz Peygamberin) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz? And olsun ki, o, Cebrail'i bir başka inişte daha (asli şekliyle) Sidretü'l-Münteha'nın yanında görmüştü. Me'va cenneti de Sidre'nin yanındadır. O zaman Sidre'yi kaplayan kaplamıştı. Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı. And olsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü."
(Necm, 53/8–10)
Hz. Peygamber Miraç olayında Allah yolunda şehit olanların, Firavun tarafından öldürülen kadının ve eşi ile çocuklarının akıbeti, namaz kılmayanların gördüğü azap ve çektiği sıkıntıları, zina edenlerin, yol kesenlerin, faiz yiyenlerin, emanetlere ihanet edenlerin, yapmadığı halde başkasına öğüt veren vaizlerin, gıybet yapanların, büyük söz söyleyip yerine getirmeyen ve buna pişman olanların durumlarını, cennetin misk kokusunu ve cennet ehli olan salih insanların amellerinden dolayı buraya nasıl girdiklerini, Allah'a, Resulüne, ahiret gününe iman edip İslam'a gönül veren ve Allah rızası için muhtacın yardımına koşan kısaca Allah'ın emrettiklerini yapıp nehyettiklerinden kaçınanların akıbetlerini ve hallerini gördü.
Cennetliklere sevinip cehenneme girecekler için de üzülüp Cebrail'e gerekli soruları sorup cevaplarını aldı ve yollarına devam ettiler. Sonra Sidretü'l-Müntehâ denilen yere vardıklarında yazıcı meleklerin kalem cızırtılarını duydu.
Hz. Muhammed'e "Yâ Resulallah! Sidre'yi kaplayan ne gördün?" sorulduğunda "Altundan pervânelerin onu bürüdüğünü ve her yaprağında bir meleğin oturup Allâh'ı tespih ettiğini gördüm." dediği rivayet edilir. (Taberî, XXVII, 75; Müslim, Îman, 279)
İKİ YAY UCU ARALIĞI KADAR YAKLAŞMA
Sonra Hz. Peygamber, Sidretü'l-Münteha (hudut ağacı) denilen yere ulaşırlar. Burada Hz. Peygamber'e evrenin sırları, varlığın kaderiyle ilgili hükümlerin tespiti için görevli meleklerin çalışmaları gösterilir. Cebrail (as) buradan ileri geçemeyeceğini bildirir ve Sidretü'l-Münteha'da kalır. Cebrail, "Bir parmak ucu daha öteye yaklaşmış olsaydım yakılırdım" der.
Hz. Peygamber'in Miraç'ta Allah'ı görüp görmediği meselesi, O'nun Sidretü'l Münteha'da "iki yay ucu aralığı kadar" Allah'a yaklaştığını ve O'nu gördüğünü bildiren ayetlere dayanır.